1
YARADILIŞ GAYESİNİ ANLAMAK KENDINI TANIYARAK HAKA GITMEYI OGRENMEK
 
Yusuf YILDIZ
*Aslinda yüce Allah’in yaratiĝi varliklar içinrisinde sirrin en büyüĝü insandir,
insanlarin Akli ile icad etiĝi şeylere, bir bakin asil sir insanin kendisi olduğunu
görürsünüz,
 
*INSAN hakikati gereğince iradesi elinde alimiş bir varlik olduğunu unutuğundan
dolayi, kainataki hakikati anlama ve araştirma işi onu için ulaşilmaz, bir şey
olduğunu sanir. çunkü insan ne zaman kendi özünde uzaklaştiysa yaşamdaki
gerçekler ona hayal olur.
 
*Hayat bir çeşmeye benzer, dünyaya geldiğin gün o çeşme durmadan akar. İnsan
istese de onu durduramaz. Bazı insanlar o akan suya ufacık bir kanal açar, kimseye
zararı olmadan akar gider. Bazıları da hem kendisine ve hem de başkalarına adeta
yaşam kaynağı olur. Ama bazıları da vardır ki akan hayat çeşmesinin farkında bile
değil, akan su yerin dibine aktıkça, bir bataklık haline gelir, dışta güzel bir yeşillik
olduğunu sanırsın, ama en tehlikeli bir tuzak olduğu kendisi bile bilmez.
Tevn Yayınları
 
2
Tevn Yayınları
Tevn Yayınları ??? / Felsefe ??
Yaradılış Gayesini Anlamak
Yusuf YILDIZ
Editör
Mehdi Tanrıkulu
Birinci Baskı
Nisan 2012
Baskı
Berdan Matbaacılık
Davutpaşa Cad. Güven San. Sit.
C Blk. No: 239 Topkapı/İSTANBUL
© Bu kitabın tüm yayın hakları
Tevn Yayınları’na aittir, izinsiz kullanılamaz.
ISBN : 978-605-4442-??-?
EDÎSA Eğitim Basım Yayın Dağıtım Reklam
İskenderpaşa mah. Ahmediye cad. Bahar Apt. no: 6/z
Aksaray Fatih / İSTANBUL
GSM: 0538 794 18 17
E-mail:tevnyayin@hotmail.com
www.tevnyayinlari.com
3
İÇİNDEKİLER
İNSAN:.............................................
KENDİNİ TANIMAK HAKİKATİ TANIMAKTIR............
RESUL VEYA PEYGAMBER NEDIR.........................
İNSAN NASIL EŞREFÜL MAHLUKTUR SIRI NEDIR..........
ALIM NEDIR:........................................
GüNüMüZDEKI İNSAN YAŞAMI..........................
BİZLER NEKADAR İSLAMI ANLİYORUZ..................
NAMAZ NEDİR NAMAZIN FAZİLETİ......................
İMANIN ŞARTLARI NEDİR ANLAMAŞILMASI İÇİN GEREKLİ
AÇIKLAMA.............................
İSLAMIN ŞARTLAIR VE AÇIKLAMASI..................
CIN VE MELAIKE VARLIKLAR HAKINDA GECEK BILGI .....
ALLAHI BILMEK NE DEMKTIR .........................
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ NEDİR...........................
ISLAMDA HUKUK...NASILDIR ......................
KURAN NASIL ŞİFAUL KİTAPTIR........................
4
İNSAN AKLI İLE IDRAK ETIĞİ AN ANLARKI YANLIZ DEĞİLDİR
* Güneşin doğuşu sadece aydınlık için değil, doğada yaşayan bir çok göremediğimiz canlıya can veren bir nesnedir. Akıl sahibi olan her insan, hem kendisine ve hem de başkasına, aydınlık veya umut olma vesilesi ile, uykudan uyanmalıdır. Böyle bir düşünceye sahip olduğumuz zaman doğayı da, dünyayı da güzelleştirmek için atacağımız en güzel adımdır.En mükemmel bir başlagıçtır.
* İster inanan, isterse de inkar eden her insan, Allah'ın emirlerine itaat etmek zorundadır. Ama ne yazık ki birçok insan bunun farkında bile değildir.
* Çünkü yaşadığımız dünyada, hakikati anlamak için o kadar açık ve net olan şeyler vardırki, onları görmemek veya anlayıpta idrak etmemek için gerçekten ya kör ya deli veya aptal olmak lazım.
* Çok basit bir örnek; Dünyada yaşayan insanların sahip olduğu teknik ve teknolojisi, her nesi varsa ve ne kadar bilgili veya bilgiçlik taslayan insanlar varsa hepisini bir araya getirsinler.
* Gecenin Gündüz veya Gündüzün Gece olmasina engel olsunlar! Bir insanın ölüm anı geldiği zaman ölmesine engel olsunlar!
* Yer sarsıntısına (deprem) veya sel felaketine engel olsunlar!
* Bir insanın Anne ve Babasını kendi iradesi ile tercih hakkını eline verip, öyle dünyaya gelmesini sağlasınlar. İnsan bunların hiç birisini yapamıyorsa (Tabii ki yapamaz) demek ki yüzde yüz ispatlanıyor ki insanın iradesi, kendisinin elinde değildir.
5
KENDİNİ TANIMAK HAKİKATİ TANIMAKTIR
Eğer insan kendi kendine her sabah bu soruyu sorsaydı hiçbir zaman yanlış yapmazdı ve mahcup da olmazdı.
Ey nefs, kim olduğunu unutma! Niçin yaratıldığını unutma! Hiçbir zaman insanları yaptığı hatalarından dolayı hor görme! İnsanların kusurlarını örten bir perde ol!
Çünkü o insan yaradılışının gayesini, tam anlamadığı ve bilmeden yaşadığı için hatası olmuştur de!
Ey Nefs, bu dünyanın, yaşamı birkaç günlük izin misali dönüşü kesin olan bir yolculuk olduğunu unutma!
Ey nefs, izlenmekte olduğun bir yolculuk içinde olduğunu unutma! İzinde iken rahatsız edecek bütün davranışlardan kaçın! Bu dünya yaşamı gerçekten böyledir de! İnansan da inanmasan da bu bir gerçektir!
Ey nefs, buna göre yaşa ve başarabilesin! O zaman nefs anlar ki dünya yaşamı, gerçekten bir sınavdır, sınıfı geçmek veya sınıfta kalma sınavıdır?
Hepimizin çok iyi bildiği bir gerçek vardır ki sınıfta kalan insan başarısız insandır. Başarısız insan bilgisiz insandır. Bilgisi az olan insan dünya meşakatinin oyuncağı olur.
Utmayın olan nefsin sonsuzu bu olur. Ey nefs, iyi çalış ki sınavı kazan geleceğin güzel ve rahat olsun.
Bu sınavın sonucu gerçekten ebedidir. Hiçbir zaman sonu olmayan bir yaşamın hazırlığıdır, onun için güzel çalış ve ona göre hazırlan ve kazanacağına dair yüzde yüz umutlu ol ki başarabilesin!
6
بِسْمِِ اللِ الرَّحْمنِِ الرَّحِيمِِِِ
BİSMİLLAHİ RAHMANNİ RAHİM
Dünya yaşamında kadın ile erkek gök ile yer gibi, birbirlerini anlamaları lazım, eğer birbirlerini anlayamazlarsa, havasız torak gibi olur. Hava almayan bir toprak pek fazla verimli olamaz.
İNSAN:
İnsan dediğimiz zaman, dünyayı idare eden varlık demek en doğrusudur. Dünyada yaşayan varlıkların,Allah'ın gösterdiği yolda, adaletli bir şekilde, birbiri ile, rahat yaşayabilmesini sağlayan; Yüce Allah'ın adaletini temsil eden bir temsilci: çünkü, insan yer yüzünün halifesi olarak yaratılmıştır. Halifenin kelime manası, sahib demektir veya hüküm eden, yada idare eden. Açik bir şekilde anlaşiliyorki Her akıllı insan sahip olduğu şeyi bilir. veya sahip olduğu malı iyi tanır yani o konuda gerçek bir bilgiye sahiptir. Bu ayeti kerimede açik birsekilde anliyoruzki yuce Allah, insanı yaratırken insana gerçekten yeterince bilgi vermiştir. yoksa bilgisiz halife olamazki. Ayni zamanda yuce Allah, insan iyicene anlayip idrak etsin diye akıl nimetinide insana vermiştir.yani insanlar yaratiliş gayesini Öğrenmek için mushaflar yada kutsal kitaplar dedigimiz ilahi hukumleri anlatan sahifalar göndermiştir. Onemli bir not!!! Burada açık bir şekilde görülüyor ki eğer insanlar aklları ile, yuce allahi Allah'ı idrak edebilselerdi yada yuce hakin zatini idrak edip hakikati hak olarak yasiya bilselerdi o zaman peygamberlere gerek duyulmazdı.Evet insan yer yüzünün halifasidir diyoruz bunun ispatina bir bakalim kainati var eden yuce allak bu ayeti kerime de insaların yeryüzünün halifesi olduğuna dair hiç bir çelişkiye müsaade etmeden açık ve net bir şekilde anlatmıştır.
7
Bakara suresi, ayet30 وَإِذِْ قَالَِ رَبُّكَِ لِلْمَلََئِكَةِِ إِنِّي جَاعِل فِي
الَْْرْضِِ خَلِيفَة ”Hani Rabb'in, meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti
Ayeti kerimede açık bir şekilde anlaşılıyor ki insan, yüce Allah'ın yeryüzünün temsilcisidir.
Demeki ilk yaratilan insan yada insan dedigimiz varlik yuce Allah’in yer yüzünü temsilcisi ve halifelik görevi ile yaratilmistir ve kesinlik kazaniyor bu ayeti anladiğimiz zaman yani insan yaradiliş gayesini tam anlami ile anlayip ve yaşiadiği an demeki aklı ile yüce Allah’ı idrak etmiş. Allah'ın emir ve yasaklarının ne olduğunu öğrenmiştir. Ve onun içindirki Yuce Allah'ın gösterdiği yoldan ayrılmadan yaşamasi için Yaratilmiştir. Ondan dolayıdır ki eşrefül mahluk deniliyor. Yani varlıkların en değerlisi. İnsani üstün kilan tek şey idrak ve akildir çünkü insanakli ile Allah'ı idrak ettiğinden dolayıdır ki Arifbillah,(Allah’ı bilen) ünvanı ile şereflendirilmiştir.
Allah'ın insanlara verdiği üç önemli şeyden dolayı ona ağır bir sorumluluk ve büyük bir görev vermiştir. Akıl, idrak ve nefsi sıfat (yani insan fiziği sıfatı) verdiği sorulmuluğu gereği de yer yüzünde yaratılan bütün şeyleri insanlar için yaratmıstır. Evet İnsanoğlu, akıl ile öğrendiği ilim, yer yüzünde yaşayan bütün varlıklara hüküm eder. Ve ayni zamanda Yer yüzünde yaşiyan bütün canli varliklarin yuce Allah'ın adeleti ile eşit bir şekilde yaşiya bilmesini sağliyan öncülerdir. Yani öğrenmek ve öğretmek gürevlisi desek yanliş olmaz ve ayni zamanda yüce Allah onlara sahipleme yetkisinide verilmistir, işte o sahiplenmeden dolayidir ki adeleti gözetsin diye insan bir imtihan ile baş başa birakilmiştir. Allah'ın emir ve yasaklarını, yer yüzünde yaşiyan varliklara bildirmek,ve güzel bir şekilde yaşayabilmeleri için yeryüzünü yaşanır bir hale getirmekle görevlidir. Yani dünyadaki bütün varlıkları yönetme, yön verme ve taşıma sorumluluğu altındadır. İşte meselenin iç yüzü bu ağır yükü taşımak ve gerçek adeletli olduğunu ispatlamk için, bir sınavdan geçmektedir deniliyor.
Yani insana bu kadar büyük bir görevi veren yüce Allah, gösterdiği yolda yürümesi için bizleri hep uyarmiş her asirda yeni elçiler veya peygamberler gündermiş ve her
8
gonderdiği Elçisinede yol haritasini gösteren kitaplar vermiştir o kitaplarda hukuk nedri sosyal ilişki nedir nasil olmalidir yani kisacasi insana lazim olan her konu veya her yol güsterilmiştir.konuyu iyicene anlaiyalim diye bir baska ayeti kerimede kainataki bütün varliklar veya yaratilan her şey insan için yaratmiştir bakin nasil bir ispat ile bunu açiklamiş yüce Allah
Bakara Suresi ayet 29 هُوَِ الَّذِي خَلَقَِ لَكُمِْ مَا فِي الَْْرْضِِ جَمِيع ا ثُمَِّ
اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِِ فَسَوَّاهُنَِّ سَبْعَِ سَمَوَات وَهُوَِ بِكُلِِّ ءِ
ْ
شَي عَلِيم O ki,yeryüzünde bulunan bütün varlıkları sizin için yarattı.” Yüce Allah, insanı yaratırken, aynı zamanda insalara yaratılan bütün varlıklardan faydalanmak için ilim de verilmiştir. Ondan dolayıdır ki yeryüzüne halife yapmış. insan oğlu yeryüzünün en özgür ve azad varlığıdır. Çünkü, yüce Allah yeryüzünü insanın emrine vermiş ve insan istediği şekilde ondan faydalanmasınada musaade etmiştir. Yine tekrarliyalim İnsan, dünya yaşamını hem kendisi için hem de yaratılan bütün varlıkların rahat, güzel yaşayabilmesi için bir hizmetçidir. Ve ayni zamanda yüce Allah’ın yer yüzünün temsilcisidir.
Soru: Yüce Allah'a teslim olan veya Allah'ın emrine itaat eden insan kimdir, sırrı nedir veya kişiliği nasıldır? Aslında bu sorudan önce sorulması gereken soru; halife nedir, halife kime denir? Elçi kimdir? İnsanlar nasıl elçi oluyorlar? Bu soruların cevabıni ariyalim ve ondan sonra bir bakalim yüce allah yer yüzunu darmi yaratmiş? Insanlara yetmiyor diyemi bu savaş ve duşmanlik ondanmidir acaba? Bu konulari ayri ayri başkiklarda ele alirsak hem anlasilir hemlde neyi anlatiğimizi anlayoruz ama burada cok kisa bir şekilde elçi veya Resul dedigimiz konuyu azda olsa açalim
Başta belitriğimiz gibi bu konuyu ayri bir başlikta açacağimiz için burada kısaca öz bir şekilde her kesimmin rahatlikla anliya bileceği bir şekilde anltmaya çalişalim bizler resul veya elçileri göremediğimiz için bu elçileri anlatan ve idrak eden Alim kimdir ve nasil bir bilgiye sahiptir konusunu anlarsak o zaman daha rahat anliyacağiz
Alim kime denir veya Allah'a teslim olan kişi kimdir sorusuna birazda olsa açmaya çalışalim
Alim dediğimiz insan Arif olan Alimdir,yani ARIFIBILLAH basireti açık (kalp gözü) ve feraset sahibi olan insandır.
9
Yaradılış gayesini araştırmış ve yüzde yüz anlamış. Allah'ın emir ve yasakları ne ve nasıl olduğunu bilendir yaşayan ve yasatmasi icin mücadele edendır.
Bu mertebeye gelen (veya getirilen) insana, Arifbillahdenir. (yani Alah'ı bilen.O insanlar, yeryüzünde yaşayan bütün varlıkları yüce Allah'ın gösterdiği yolda yaşayabilmesi için hizmet eden insanlardır. Yüce Allah’ın verdiği bu sorumluluk ile yeryüzünde hakkı temsil eden halife sıfati ile şereflendirilmiş insanlardır.
Yani yeryüzünü yüce Allah’ın emri ile yöneten ve idare eden bir Alim. Veya bir görevli yada bir oğretmendit nasil isterseniz öyle adladirin.
Önemli bir not: Arifi Billah olan insanlar, hiç kimseden bir karşılık beklemeden insalara ilmi öğretendir,ve hiç bir devletin veya bir egenmen göcunun etkisinin altinda olmayandir yani gerçekten azad ve yuce allahin yaratiği seklide özgürdurler onlar. çünkü yüce Allahın ilmi ile yaşayan ve yaşatan insanlardır onlar sadece yuuce allahtan emir alir ve yuce allahin emir etiği bir sekilde yaşarlar hizmetinden dolayi hiçkimseden bir karşilik beklemeden hizmetederler onlarin hizmetlerinin karşiligi yüce Allah tarafinda kendisine verileceğini bilir. Çünkü yaratanin yaratiği her canlinin rizikina kefil olduğunu bilen ye yasiyandir onlar bu ayrti kerimeyi okuyup ve ona gore yasiyandir bir bakim yüce Allah rizik konusunda ne diyor hud suresi ayet 6 ondan dolayidir ki O zatlar, yeryüzünde yaşayan insalara sadece yüce hakka giden yolu gösterir.
Kısa bir tekrarlama, o insanlar Allah'ın öğrettiği ilim ile yaşayan ve yaşatanlardır. Onların yaptığı bütün hizmet, sadece yüce allahin emrini yerine getirmek için insanlara ilim öğretmek ve adalat yolunu göstermektir hakin verdigi mertebe ve hakka hizmet icindir ki hiçbir zaman insanlardan veya egemen göçlerden kesinlikle karşılık beklemeden hizmet ederler. İşte bu sıfatlara sahip olan insan Arifi Billah, gerçek Alimdir, onlar yüce Allah’ha hizmet etiğinden dolayi yer yüzünün halifesidir diyoruz. Bu konuyu ileride Alim nedir diye biraz daha detayli anlatacağimiz için burda noktalayalım. İnşallah.
10
İNSAN EŞREFÜL MAHLUK KAİNATTAKİ EN DEĞERLI VARLIK Neden?
İnsan, eşrefül mahluk yani, kainattaki en değerli varlık olan insan, yüce Allah'ın yeryüzünün halifesi ve bu sıfatlara sahip olduğunu anlatan ayetleri basta birazda olsa anlatmiştik.bakin burada daha değişik bir şekilde yüce Allah insanılari en güzel bir sekilde yaratik ve en şerefli bir varlık olarak yarattık diyor ve ekliyor onun içindir ki, insana o kadar büyük sorumluluk verilmiştir. Dünyayı idare eden hak temsilcisi veya kainataki en önemli canili varlik. Bakın yüce Allah ne buyuruyor anlamaya çalışalım.
Tin Suresi ayet 4: ِ ميِوْقَت ِ ِنَسْحَأ يِف َِناَسنِْ لْا اَنْقَلَخ ِْدَق َ ل “Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” Bu ayeti kerime de, açık bir şekilde anlaşılıyor ki yaratılan varlıklar içerisinde en değerli varlık insandır. Yaratılan varlıkların içerisinde en güzel sıfatı ile yaratıldığını anlıyoruz. Gerçek ilim sahibi, hakkı temsil eden en değerli varlık ünvanına sahip olan insan! Demeki Daha iyi anlamamiz gerekiyorki niçin yüce Allah onu en güzel bir şekilde yaratmıştır. İlim vermiştir, verdiği ilim ile kainattaki bütün varlıklara öğretmen veya eğitmen sıfatı ile şerefli bir varlık olarak insan sıfatı vermiştir. Adem a.s, yaratılışı ve Adem’e verilen ilim ve hikmet ile, yukarıda anlattığımızı tamamen ispatlar. Adem a.s, cin ve meleklere imamlık ve öğretmenlik yapmıştır. Cin ve meleklerin bilmediklerini kendilerine yüce Allah’ın emri ile öğretmiştir. Rahatlıkla anlıyoruz ki insan, gerçekten dünyada yaratılan varlıklar içerisinde en değerli, bilgili ve şerefli varlık olduğunu delilleri ile ispatlanmıştır.
Bakın daha da iyi ve anlaşılır hale getirelim ve ispatı ne kadar güçlü olduğunu cin ve melaiket veya diğer varlıklara ilim öğreten bir varlık olduğunu iyice anlamak için Kuran-i Kerim’i biraz daha okuyalım ve anlayalım ki bu anlatılan veya ispatlamaya çalıştığımız meseleyi yüzde yüz herhangi bir çelişkiye müsaade etmeden kabul etmemizi sağlayan hikmeti okuyalim.
Bakara Suresi 33: قَالَِ يَاآدَمُِ أَنْبِئْهُمِْ بِأَسْمَائِهِمِْ فَلَمَّا أَنْبَأَهُمِْ
بِأَسْمَائِهِمِْ قَالَِ أَلَمِْ أَقُلِْ لَكُمِْ إِنِّي أَعْلَمُِ غَيْبَِ السَّمَوَاتِِ وَالَْْرِْضِِ
وَأَعْلَمُِ مَا تُبْدُونَِ وَمَا كُنْتُمِْ تَكْتُمُونَِ
11
Yüce Allah Adem'e, "Ey Adem, bunlara o nesnelerin adlarını bildir" dedi. Adem, meleklere bütün nesnelerin isimlerini bildirince Allah, onlara; "Ben size, göklerin ve yerin bütün gizliliklerini, ayrıca sizin bütün açığa vurduklarınız ve içinizde sakladıklarınızı bilirim'' dememiş miydim?
Evet, bu ayeti kerime bize yüzde yüz ispatladı ki, insan bilgisi ile, aklı ile, sıfatı ile, yaratılan bütün varlıklara, ilim öğretmiş ve onlardan üstün olduğunu öğrendik.
Peki bu kadar değerli olan insan, Yüce Allah’ın bu kadar değer verdiği varlık nasıl oldu da o makamdan başka bir makama indi.
Ne zaman ki, insan yaratılış gayesini unuttuysa, işte o zaman inatçı ve cebelleşen bir varlık oldu. Yaratılış gayesini unutan insan, cebelleşen insandır. Evet yaradılış gayesini unutan insan yüce Allah ile ipini ve ilişkisini koparan insandır. Evet, nasıl oldu da insanlar bu duruma geldi, sorunun cevabını öğrenmemiz için toplumun yasam şekiline bakmamız lazım.
Toplumun yaşama şekline baktığımızda neyi görüyoruz?
Yüce Allah bize bu meseleyi nasıl bildiriyor veya yaratılış gayesini unutan insan nasıl olur da bu kadar aşağılanabiliyor?
Yüce Allah ile ilişkisini kesen, ve yüce Allahın emirlerine riayet etmeyen insan için, bakın yüce Allah ne diyor.
Tin Suresi ayet 5: ثُمَِّ رَدَدْنَاهُِ أَسْفَلَِ سَافِل ”Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık.” Yaradılış gayesini bilmeden yaşıyan, insan. Bu dünyaya niçin geldiğini bilmeyen. Ve Yüce Allah'ıda tanımamıştır.
Ve işin korkunç tarafi daha vahimdir, bir bakim Bu tür insanlarin, iddiası'da ne çok çirkin ve dene çok vahimdir, Herhangi bir konu hakkında, bilgisi olmadığı halde, korkunç bir mücadeleci kesili veriyor, yüce Allah'ın ilmi vr hükümu konusund, hiç bir ilme ve bilgiye sahip olmadığı halde, Allah'ın adı ile hükümler veriyor. ondan dolayıdır ki yüce Allah, onları aşağıların en aşağısı kıldık diyor. Ne vahimdir degil mi? Ya Rabbi! Sen bizi yolunu şaşırandan
12
uzak tut, ya rabbi bize merhamet et.
Günümüzde insanların yasadığı yaşam şekli Nedir?
Şu anki dünyada, yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu, çok acımasızdır.
insanlarda acıma duygusu tamamen yok olmuş diye biliyoruz, kazanmak için çok hırslıdır, kandırmak içinde çok yalancıdır.
Ahlak ne dir, bilmeyen ahlaksızlar ahlak dersini veriyorlar.
Yani kısacası, günümüz insanların, yaşama şekline baktığımızda, insanlar öylesi bir duruma, gelmişlerki insanlık duygusu tamamen yok olmuş.İnsandaki duygu, düşünce sadece ve sadece birçıkar ilişkisine bağlanmıştır.
Hakikat kayıp olmuş. Gelenek ,görenek, para, makam, mevki ise gerçek hak gibiymiş, toplumun bilinçaltına yerleştirilmiştir ve gittikçe toplumda bu bilinç güçlenmektedir.
Haksız bir şekilde, zulüm ederek veya başkasının malını zorla gasp ederek veya haram bir şekilde para kazanmış, mal mülk sahibi olmuş cahiller ise alim olmuş. Yani kisacasi çok cidi yanlış ve yalanlar üzeri inşa edilmiş bir yaşama şekli ile karşı karşıyayız.
Gerçek alimler toplumdan dışlanmış veya terörize edilmiş, biraz parasi olan veya zengin cahiler iese alim olarak topludan ünsalmiş bölesi iğrenç bir yaşam şekli ile karşı karşıyayız.
Bir kaç ayet ezberlemiş ve bir kaç kelime öğrenmiş, bilgisiz bazı insanların gerçek imam veya alim diye topluma din ve ahlak dersini veren bilgisiz din adamlarının, öğrettiği din bilgisi ile yaşıyan bir toplumun yaşam şekli ile karşı karşıyayız.
Eğitmenciler olarak, topluma öncülük eden bazı ahlaksız insanların,okullarda veya eğitim verilen yerlerde, nasıl fuhuş çetesini oluşturduğunu ğördüğümüz cahil ve bilgisiz eğitmenciler ile eğitim gören bir toplumun yaşadığı,yaşam şekli ile karşı karşıyayız.
Zina eden zinakarlar, kim kimin kocası, kim kimin karısıdır. Belli olmayan edep ve terbiyenin ne olduğunu bilmeden yaşıyan, bir toplumun yaşadığı yaşam şekli ile karşı karşıyayız.
Toplumun yozlaşmasını hızladırmak için, bir kesim
13
insanlara degisik sebol issiller ile isimdirlererek toplumun yozlaşmasi için, adeta yarış halinde olan bir toplumun yaşam şekli ile karşı karşıyayız.
Medyumlar,falcılar,cinci hocalar, sahtekarların, Rahman sıfatına bürünen şeytanların kol gezdiği yasama sekli ile karşi karşiyayiz.
Bu cin ve şeytanlar bazı medya yayın organlarını kulanarak, her yerde insanlara, Gayb ilmini öğreten güzellik melaiketleriymiş gibi,toplumun bilinçaltına yerleştirilmeye çalışıldığı, bir tuplumun yaşama şekli ile karşı karşıyayız.
Büyülesi bir yaşam içerisinde olduğumuzu, anlamak ve görmek gayet açık ve nettir,günümüzde toplumların bir çoğunun yaşama şekli malesef bu gerçeğe dayanmaktadır.
İşin daha da vahim tarafı herkese verileni olduğu gibi kabul et diye bir düşuncenin yayginlaşmasi dahada vahim olanidir.
Akşamları televizyonlara bakın, bu anlatılanların ne kadar doğru veya ne kadar yanlış olduğuna siz karar verin.
Televizyon programlarının bir çoğu ise, kumar makinesi gibi, insanların kumarcı olması için korkunç büyüleyici programlar yapmakta ve çok başarılı olduğu görülmektedir, yani insanlar kumarcı olması için adeta yarışıyorlar. Topluma bir şey veriyormuş gibi, insanları kandıran gerçek hırsızlar, halbuki insanların onlara verdiği parayla o işi yaptıkları insanlar farkında bile olamıyorlar.
Çünkü görünüşte insanlara para dağıtan, yardım sever insanlar gibi gürünüyorlar. Evet; modern medya hırsızlarının , kumarbaz bir toplumu yetiştirmeye çalıştı bir gerçektir. Bu olanlar yine normaldır diyelim.
Daha vahim olanı, akşamları bazı televizyon kanallarını açın gaybdan haber veren yalancıların, ne kadar güzel bir iş yapıyorlamış gibi, medya ile toplumu nasıl dinden ve haktan uzaklaştırdığını görmek geyet mümkün, yanlışa ve yalana insanlari nasıl teşvik ettiğini görmek gayet gerçekten açık ve nettir.
Evet hemde bi verilen gaib haberleri öyle basit, gaibden haber değil. Halbuki hepimiz çok iyi biliyoruzki Gaybi yüce Allah, ve resulolarak seçtiği elçilerine bekli bir
14
sekilde bildirilmistir, Ama günümüzdeki falcilar veya cincilerin verdigi gaib heberleri peygamberler bile, belki öyle açık konuşamıyorlardı.
Hepimiz bir bakalim onlarin haber verdikleri veya insanlara söyledikleri haberlerden bir kaçını burada sayalım. Soran söyle soruyor ya abla veya abi baksana isimde bir gelisme varmi veya üç ay sonra ne olacak? Onda hic utanmadan sanki elinde bir delil varmiş gibi cevap veriyor yok üç yıl sonra ne olacak, senin kocan seni kiminle aldattı, yok senin kız çocuğun oluyor, yok erkek olur, Yok yok yok...! Yok sen ameliyat olursun Yok sen boşanacaksın Yok ailenden biri üç gün, üç ay veya üç yıl içinde ölür bilmem ne olur. Bir yıl sonra ne olacak, nasıl olacak insanlara bilgi veriyorlar.Ne zaman evleneceğini, kiminle evlenince kaç çocuğu olur, yok kız mı, oğlan mı sanki elerinde. Gerçek bir delil varmış gibi konuşuyorlar.
Bunlari dinliyen lerde sanki bunlar Yüce Allah ile bir kontrat yapmışlarda, ellerinde kesin bir bilgi varmış da, öyle cesaretli, hiç çekinmeden anlata biliyorlar. Yaziklar olsun her yalancinin kedi eleri ile başlarina getirdiği o felaketi ebedi hayatini yalanlari ile mahf edene yaziklar olsun diyoruz.
Öyle gayib haberleri veriyorlar ki, inan bir mümin olarak insan dona kalIr. Bu tür insanların verdiği gayib haberleri konusunu
Yüce Allah paygamber olarak gonderdiği elçiler bile söyleyip söylemediğine siz karar verin.
Şimdi ben hem onlara, hemde onlara telefon açan, o namaz kılanlara soruyorum! Namaz kılmıyan, oruç tutmayan, helal ve haram nedir bilmeyen, Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen insanlara gayb ilmini öğreten kim olabilir? Tabiki şeytandır!
Ya Rabbi! Bizi yolunu şaşırandan uzak tut, Ya Rabbi! Sana yalan ve iftira atanlardan bizleri koru. Ya Rabbi! Bizi cahiller ile beraber bulundurma. Amin!
Kısacası, öyle bir asırda yaşıyoruz ve başımızda öyle bir bela vardirki, o bela yüzünden biz kedimizi bile göremiyoruz, günümüz toplumun yaşadığı gerçek bu.
Kısacası, bir insanın en güzel bir makama çkması için ne yaparsa yapsın haklıdır. Haklı olduğunu ispatlamak için
15
her yolu dener.
Peki insanı bu duruma getiren asıl neden nedir.?
Herkesin rahatlıkla anlayabilecegi ufak bir örnek: Şu anki toplumun yüzde 89.9 denilebilecek bir kesimin sahip oldugu bilgi veya ilmin ne? Ne naasil olduğunu anlayabiliyor isek, meselenin neden kaynakladığı zaten anlaşılıyor.
Evet verilen bunca çaba, bunca emek, insanların tek öğrenmek istediği bilgi veya ilim nedir?
Cevabı çok açıktır:
Yer yuzunde yasiyan insalarin büyük bir coğunluğunun oğrenmek istediği ilim veya bilgi Dünya yaşamını güzelleştirmek, güzel iş bulmak veya güzel bir iş kurmak için veya insanlara hüküm edebilmek korkunç bir mucadele içindedir.
Yani kısacası günümüz toplumunda,insanların bildiği ilim ve bilgi mideyi doldurmak veya biraz daha mal toplamak mücadelesidir.
Bu açık ve net bir şekilde böyledir, hiç kimse de buna itiraz edemez.
Çünkü günümüzdeki insanların yaşamlarında ne olmasa yaşam olmaz, imajı nedir, diye sorulduğunda. verilen cevabın, ilk kelimesi para. Yani Paran olmasa, gücün olmasa, hiç bir şey değilsin.
Toplumdaki imaj bu, onun için insanlar gücünü, kuvvetini, enerjisini, hissini sadece ve sadece karnını doyurmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak veya biraz daha fazla mal toplamak için çalışırlar.
İnsanlar adeta bir robot haline gelmiş. En vahim olan şey de insan zanneder ki,sahip olmak istediği mal veya makam onu ebedi yaşatacağını sanmasıdır. Yine rahatlıkla görüyor ve anlıyoruz ki yaratılış gayesini bilmeden yaşıyan insan. Yani topladığı mal, mülk, veya çıktığı makam onu ebedi yaşıyacağına inandırmış. Daha vahim olan şey ise ölümsüzleştiğini sanan insan kendisini yaratan yüce Allah'ıda unuttmuştur. Bakın bu his ile yaşıyan insan, hakkı unutup, mal ve mülk sahibi olmak için, kendisine her şeyi mubah gören insan. Yüce Allah o insanları nasıl kınadığını, şu ayeti kerimeyi bir okuyup anlıyalım Allah rızası için Humeze Suresi ayet 3: هَدَلْخَأ ُِه َ لاَم َِّنَأ ُِبَسْحَي
“Malının kendisini ölümsüzleştireceğini zannedene yazıklar olsun.” Bu ayette rahatlık la anlıyoruzki bu dünya yaşamı
16
sadece çalışıp mal toplmak için değildir. Mal, mülk toplama hırsı insanın yanlış yolda yürümesine sebep olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. Başta belirtmiştik insan, yüce Allah'ın görevlendirdiği bir hizmetçisidir. Yer yüzünde yaşıyan varlıkların yaşamasını kolaylaştıran bir görevli demiştik.
Çünkü, yüce Allah yarattığı, bütün varlıkların rızık konusunda, garanti vermiştir. Dünyada güzel bir şekilde yaşayabilmesi için kendisine rızık ayırmıştır. Ne yaparsan yap sana ait olan sana verilecektir. Rızık konusunda, endişe etmeye gerek yoktur. Burada açık bir şekilde anlaşılıyor ki, insanlar yer yüzüne neden geldiğini, tam anlamıyla öğrenmemiş ve yaratılış gayesini bilmeden, yaşadığından dolayı yaradanın mesajınıda anlamamıştır. Ondan dolayıdır ki, ona ait olmayanı, zorla almaya çalıştığı için kendi kendisini, yanlışa götüreceği yolda ısrar etmiştir. Bakın rızık konusunda yüce Allah açık ve net bir şekilde Kur’an-ı kerimde bildirmiştir, okuyalım ve anlamaya çalışalım Hud Suresi 6: وَمَا مِنِْ دَابَّة فِي الَْْرْضِِ إِلَِّّ
عَلَىِ اِلل رِزْقُهَا وَيَعْلَمُِ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُل فِي كِتَاب مُبِين “Yeryüzünde ki bütün canlı türlerinin beslenmelerini ve geçinmelerini sağlamak Allah'ın garantisi altındadır. O, onların ilk barınma yerleri ile geçiş yerlerini bilir. Bütün bunlar açık bir kitapta yazılıdır.” Yüzde yüz ispatlandı ki, rızık konusunda hiç kimsenin endişe etmesine gerek yoktur. İnsanlar yaradılış gayesini unutuğundan dolayıdır ki, bu kadar açık ve net verilen mesajı anlayamıyor ve bu mesajları okuyup anlamadan yaşıyan insan, yukarıda anlattığımız duruma düşen insandır. İnsan niçin yaratılmış ve neden bu dünyada yaşadığını bilmemesinden dolayıdirki onu yaratan yüce Allah ile ilişkisini kesmiştir. Rahatlıkla anlıyoruz ki Allah’ı unutup mal toplama telaşına giren insanın varacağı sondurak yanlis ve çkememezliktir. Onun için yüce Allah: “mal toplayıpta onu sayanlara ve ölümü unutanlara yazıklar olsun” demiştir.
İnsan ile yaradanın arasındaki ilişki bağı nedir? Sorusunu namazın fazileti adi altinda bir başka başlikla anlatacağimiz icin bu konuya devem edelim. İnşallah.
Daha vahim olan şey alim veya bilim adamı olarak bildiğimiz insanlar, yıllarını verip ilim öğrenen insanlar, tekniği ve teknolojiyi bulan insanlar,
Egemen sınıfları birbirine bağlamak için bir ip olmuş.
17
Ve Bu insanların birçoğu dünya nimetlerine muhtaç bir şekilde, yaşamlarının son günlerini geçirmişlerdir.
Çünkü, o insanlar egemen sınıflar tarafında kullanılan bir mal veya bir malzeme gibi işyapan robotlar olarak kulanilmiş zamanı geçtiğinde ise çöpe atilan degersiz bos bir kutu olmuştur.
Aslinda insanlarin kendisine sorulmasi gereken önemli sorulardan biri bu olmasi gerekir.
Ben niçin yaratıldım? Ben kendi isteğim ile mi dünyaya geldim? Yoksa benim irademin dışındamı dünya yaşamına gönderildim?
Bu şekilde sorup anlasaydi işteO zaman insanlar hiçbir zaman yanlış yapmak istemezlerdi.
Çünkü,onu bu yaşama gönderen yaradanın isteği dogrultusunda, dünyada yaşamasına müsade edildiğini anlamişti.
Ozam Daha iyi anlardıki, yaratan onu bir amaç için bu dünyaya göndermişt. Işte O zaman yaradanın emir ve yasaklarına göre hareket eder ve ona göre yaşardı.
Nefsini bilen Rabbini bilir hadisi şerifenin anlamını anlamaya calışırdı. Bu hadisin anlamını anlayan insan, kendine hep şu telkini verirdi:
Ey nefs! Senin kim olduğunu unutma? Niçin yaratıldığını unutma? Der ve kendine ona göre bir yol seçer, ileride bu mesleyi daha anlaşılır bir şekilde açıklamaya çalışırız. İnşallah.
Burada anlaşılması gereken en önemli konu; insan bu dünya yaşamına kendi isteği ile gelmemiş olması. Onu bu yaşama, ğönderenin amacının olduğunu öğrenmek. Yaradanın emirlerini yerine getirmek için çaba harcamasıdır.
Bu dunyaya kendi istegi ile gelmedigini bilen insan o bilinç ile yaşıyan insan, daha az hata yapar.
Işte o zaman insanların yaptığı hatalarıdan dolayı hor görmezdi.
Çünkü, yaradılış gayesini anlamış olan ve o bilinç ile yaşıyan,
O zaman çok iyi anlardiki insanların bir çoğu yaradılış gayesini bilmediğiden dolayı devamlı ve hata yapar.
Işte Bunu idrak etmiş ve iyice anlamış olan insan diğerlerinin hatalarıni hor görmezdi.
18
Açik bir şekilde anlaşiliyorki insanın ilk önce, öğrenmesi ve bilmesi gereken ilim,
Bu dünya yaşamında iradesi başkasının elinde olduğunu, anlamak ve idrak etmektir.
İradesini elinde tutan yüce Allah'ın gösterdiği yolu, öğrenmeye ve anlamaya çalışmaktır.
Dünyada yaşama müsadesi yüce Allah'ın emri olduğunu idrak etmektir. Öğrendiği ilim ile yaşamak ve yaşatılması için çaba vermektir.
Şimdi bu konuyu iyicene anlamak için şüyle bir örnek ile izah etmeye çalişakim. Bir hizmetçi düşünün,bir evde nasıl hizmet edeceğini bilir ve evdekilerin günlük ihtiyacına göre, işini yapmaya çalışır. Bazı eksikleri olsa dahi pek göze çarpmaz. Evdekiler onu o ufak tefek eksiklerinden dolayı kınamaz.
Ama Ev hizmetinden anlamayan biri, evde yaşıyanlarıda tanımıyorsa hizmetinde başarılı olmadığı gibi o evde fazla barınma imkanıda olmaz.
Çünkü yapması gereken işi, iyi bilmediğini gören ev sahibi işine son verir. Işte buna göre düşünerek Yüce Allah yer yüzünü bir ev olarak yaratmiş ve insanlarida o evin bir hizmetçisi olarak yaratmiştir diye anladiğimizda daha iyi anlarizki ev hizmetinde çalişan hizmetçiler beli bir ilime sahip olduğu icin o görevi yapmak istiyorlar işte ozaman anlarızki insan yeryüzündeki yaratikar ve varliklar konusunda, kesin bir ilme ve gercek bir bilgiye sahiptir. Bundan dolayıdirki, yüce Allah insana o görevi vermiştir. İşte işin sırrı burası. Yüce Allah insanı eşreful mahluk olarak yaratığını anladiğimizda. Yine açik bir şekilde anliyoruzki insani Şerefli kılan aklı ile hareket etmesi, ve yüce Allah’ı aklı ile idrak etmesinden dolayıdır.
Yüce Allah zaten insana gereken ilmi öğretmiş ve yeryüzünde yaşıyan bütün varlıklar konusunda bilgi sahibi ettikten sonra, insanları yeryüzünün halifesi olarak seçmiştir.Hakka hizmet etme görevi ile görevlendirilmiştir.
Başta anlatılan ayeti kerimede Adem a.s'me yaratılan bütün varlıklar konusunda bilgi vermiş. O da cin ve melaiketlere ilim öğretmiş. Eşyanın hakikatını onlara anlatmıştır.
Bütün nesnelerin isimlerini söylemiştir. Birdaha iyicene Anlaşılması için tekrarlıyalım. yüce Allah insanı yeryüzünde yaşıyan bütün varlıklar konusunda onlarla nasıl ilişki kurlacağıni, ve onlarla nasıl davranması gerektiği konusunda bilgi sahibi etmiş.
19
Bu anlatılanlar başta verdiğimiz ayeti kerimede rahatlıkla anlaşılıyor.
Kitabin başinda değinmiştik. Anlaşılması gereken en önemli şey insanların bu dünyada geçiçi bir şekilde yaşıyacağını kavraması ve yüce Allah onu geçiçi bir hizmetten dolayı yarattğını bilmesidir diye. O hizmetini başarılı bir şekilde yerine getirmesi için bir sınavda olduğunu anlamak ve hata yapmadan yaşamaktır.
Başta demiştik ki, bu dünya yaşamı bir kaç günlük izin misali,hakikatı anlamak ve dönüşü kesin olan bir yolculuk olduğunu gerçekten bilmektir.
Evet, hepimiz çok iyi biliyoruzki en fazla yaşıyanımız 130 yıl yaşadığını farz edelim, uzun ömürlü olmak insanı ne ebedileştirir, nede insanın yüce Allah’a hesap vermesini engeller. Bir insan ne kadar uzun ömür geçirsede, geçirdiği ömür kadar da hesap verir. Herkim ki bu dünya yaşamının, dönüşü kesin olan bir yolculuk olduğunu idrak edip. Ona göre yaşarsa, işte ozaman anlarki insan ne kadar uzun yaşarsa yaşasın, hayrı ve hasaneti de o kadar çok olur.
Yok eğer yüce Allah'ı bilmeden. Yaradanın emir ve yasaklarına uymadan, karnını doyurmak için yasamış ise, işte o insan dünyaya sahip olma hırsı ile doymadan daha fazlasını isteme, mücadelesinden dolayı muhakkak ki çok eksikleri olmuş ve çok yanlişyapmiştir.
Eksik ve bilgisiz yaşıyan insanın uzun ömrünün hesabınıda kesin olarak ağır ve uzun olur.
İster insan inansın istesede inanmasın. Bu dünya yaşamı gerçekten iki günlük izin misalidir.
Akıllı insan ne rahatsız eder ve nede rahatsız edilmesine müsade eder.
Dünya yaşamı gerçekten bir sınavdır. Sınıfı geçmek veya sınıfta kalma sınavıdır.
Neyin sınavını veriyoruz?
Ebedi yaşamamızı garantiye alma sınavı. Çünkü, bu dünya yaşamı, kesin dönüşü olan bir yolculuktur. Bize bunu idrak ettiren yüce Allah, dünya yaşamından sonra ahiret yaşamı diye bir yaşamin daha varolduğunu bildirmiştir. Ve bu Dünyada yaşadığımız süre içerisinde yaptıklarımızdan dolayı sorguya çekileceğiz. Yaşadığımız dünya yaşamı ile ilgili hesaba çekildikten sonra ebedi yaşama ancak geçiş
20
yapabiliriz.
Bu gerçeği herkes kabul etmek zorundadır. İster inan ister inanma ölmek gerçekten uyanmaktır. Ölmek ebedi yaşama geçiş yapacağımızın ilk adımını atmakdemektir. Bütün Yaratılan varlıklar bu dünya yaşamında hesaba çekilmeden ve yaptıklarının hesabını vermeden, hiç bir varlık ebedi yaşama gerçek geçiş yapamaz.
Herkes hesab gününü bekler,
Her namazda da söylediğimiz: مَالِكِِ يَوْمِِ الدِّينِِ Mâliki yevmiddin, din gününün sahibi, işte o gündür din gönü, yani kayamet günü. Hesab verme günü. Kainattaki bütün varlıklar, hesab gününden sonra,ebedi yaşama geçiş yaparlar.
Onu için sınıfta kalma veya sınıfı geçme sınavı, bu dünya geçici olduğunu bilen insan, hep titiz davranır. Yanlış yapmamak için çaba verir ve özen gösterir. En güzel şekilde yaşamını sürdürmeye çalışır. Bilinçli davranan insan sınavda olduğunu bilir ve yaşamın geçici olduğunu anlar, yaradılış gayesini anlamaya çalışır. Yüce Alah’ın yasaklarından sakınır. Yüce yaratanın emirlerini yerine getirmek için çaba harcar. Bu vasıflara sahip olan insan sınıfı geçen insandır.
Sınavı başarılı bir şekilde kazanmanın yolu nasıldır?sorusunun cevabi NAMAZın fazileti konusunu, daha detaylı bir şekilde anlatmaya çalışacağız için burada ilk önce sinifta kalan insan kildir.
sınıfta kalan insan kimdir? Nasıl yaşıyandır?
Şöyle özetlersek daha iyi anlaşılır.
1.Yaradılış gayesini bilmeden yaşıyan insan sinifta klan insandir. Çünkü onun için bu dünyadan sonra bir daha dirilip hesap verme diye bir sey yoktur bunu bilmediğinden (inanmadığından) dolayı, onun için yaşam sadece bu dünya yaşamıdır. Onun için bu Dünayada en güzel şekilde nasıl yaşanılır düşüncesiden başka bir sey düşünmediğinden dolayi sınıfta kalan insandır.
2.Yaradanın emir ve yasaklarını, bilmeden yaşayan insandır.
Ne zamanki bir insan, yaradanın emir ve yasaklarını, bilmeden yaşadıysa. Onun için kural ve sınır kalmıyor onun için vahşi bir hayvanana dönüşüyor.Zinanın ne olduğunu bilmez. Açık gezmiş veya kapalımı gezmiş onun için fark etmez. Her gece başka biri ile yatmış veya birinin malını zorla mı yemiş vs... bu gibi konularda kendisi için ölçü
21
sınırı yok. Her şey vicdanına kalmış bir şey.
Eğer Vicdanda yoksa işte ozaman gerçekten hayvanların alt katınada iner. Başteki ayete belirtmiştik ondan dolayıdır ki sınıfta kalan insandır.
3.Bütün zamanını yemek, içmek ve karnını doyurmak için geçiren insan. Dünyadan yaşamından sonra, bir daha yaşamayacağını zanneden insandır. Çünkü ne zaman bir insan için yaşam sadece bu dünya olduğu vakit. Bir daha dirilme yok, hesap vermek yok öldükten sonra yaşam bitmiştir. Fikri hakim olduysa iste o vakit bu dünyada yaptığı her şey onun için mübah olur. Dünyadaki yaşamı için her şeyi mübah görür.Bu düşüncesinden dolayı sınıfta kanal insandır.
4.Yaradan ile ilişkisini tamamen koparan insan, sınıfta kalan insandır. Evet, bir insan bu dünyada niçin yaşadığını bilmezse, onu yaradanıda bilmez. Namaz ,dua gibi benzeri ibadetlere de gerek duymaz. Onun için öyle şeyler ile uğraşmak ise cahillik ve gericiliktirder. Bu bağlamda sınıfta kalan insandır.
Bu konuları daha iyi anlamak için insanin ve hakikati nedir? Bir bakalım. İnşallah.
Sevmek anlamaktır. Sevmek yaşamın acı ve tatlı yönlerini paylaşmaktır. Sevmek ruhen güçlenmektir. Çünkü gerçek aşkın manevi gücü ve enerjisi ruhtur.
Hakikatı anlamak anladığını yaşamak ne demektir?
Hakikatı anlamak ve anladığını yaşamakla ancak insan varmak istediği yere varabilir.İster inanan, ister inkar eden her insan, Allah'ın emirlerine itaat etmek zorundadır.Ne yazık ki bir çok insan, bunun farkında bile değildir. Çünkü, yaşadığımız dünyada, hakikatı anlamak için o kadar açık ve net olan şeyler varki, onları görmemek için gerçekten kör olmak lazım.
22
Onları anlayıpta idrak etmemek için deli olmak lazım. Çok basit bir örnek ile anlamaya çalışalım. Dünyanın en mükemmel teknik ve teknolojisini bir araya getirsinler. Gecenin gündüz veya gündüzün gece olmasına engel olsunlar. Yine aynı basit bir örnek, dünyada yaşıyan insaların sahip olduğu bilgi, bilim, teknik ve teknolojiyi bir araya getirsinler bir insanın ölüm anı geldiii zaman ölmesine engel olsunlar? En basit bir yer sarsıntısına (deprem)olmamasına engel olsunlar veya sel felaketine bir set çeksinde sel felaketini önleye bilsinler.Yine aynı örnek dünyanın bütün teknik ve teknolojisini bilim adamlarını ve bilgiçlerini bir araya getirsinlerde bir çoçuğu anne ve babasını kendi iradesi ile tercih hakkını eline verip öyle dünyaya gelmesini sağlasınlar?
Buna benzer daha nice basit örnekler verilebilinir. Herkesin rahatlıkla anlıyabileceği örnekler. Bu anlatılan örneklerle belirtiğimiz gerçekleri değiştirmek istiyen veya itaat etmesine engel olmak isteyen ,varsa buyursun yapsın. Ama şu kesin ki hiç bir güç, hiç bir kuvet buna engel olamaz.Var olanı olduğu gibi kabul etmek zorundadır insan. Yüce Allah bun anlatilanlara itirazi olanlarada hodri meydan diyor bakin bu ayeti kerime ile akıl sahibi olan insanlara, ne mesaj vermek istediğini ve nasıl net bir şekilde, yaratan tarafında bu bir emir niteliği taşıyan ayeti kerimeyi anlamaya çalışalım:bakara suresi ayet 23 وَإِنِْ كُنْتُمِْ فِي رَيْب مِمَّا نَزَّلْنَا عَلَى عَبْدِنَا فَأْتُوا
بِسُورَة مِنِْ مِثْلِهِِ وَادْعُوا شُهَدَاءَكُمِْ مِنِْ دُونِِِ اِلل إِنِْ كُنْتُمِْ صَادِقِينَِ
"Eğer kulumuz Muhammed’e indirdiğimiz Kur'ân'ın doğruluğundan şüpheli iseniz, haydi onunkilere benzer bir sure ortaya getiriniz ve davanızda sadık iseniz, bu hususta Allah'ın dışındaki şahitlerinizi yardıma çağırınız.” Evet, açık bir şekilde anlaşılıyor. Hiç bir kuvet bu ayette anlatılanların aksini dayatamaz. Nede var olanı kabul etmiyorum diyemez. Nitekim diyememiştir. Yaradan karşısında diyeçek gücüde yoktur.
O vakit ne yapmalı? Nasıl hareket edilmeli? Sorularına cevap arıyalım.
Başta da belirttiğimiz gibi İNSAN yaratılışı gereğince iradesi elinden alınmış. Bir varlik olduğunu unutuğundan dolayi kainatı anlama ve araştırma,işi onun için ulaşılmaz bir şey olmuştr.
23
İnsan ne vakit kendi özünden uzaklaştiysa, o vakit de yaşamdaki gerçekler ona hayal gibi görünmeye başlar. İnsanın yapması gereken ilk şey iradesinin kimin elinde olduğunu bilmesi. İkincisi ise insanı özünden uzaklaştıran nedenlerin ne olduğunu bilmesidir. Ancak ondan sonra ancak gerçek bilgiye ulaşmak içim çaba verbilir.
Rahatlıkla anlıyoruz ki, insanın özünden uzaklaşmasının sebebi: Dini ilminin veya dinbilgisi az olmasından kaynaklaniyor.Yani insani özünde uzaklaştiran bilgisizliktir cahilliktir. Çünkü Yaradanını tanımayan, kendisinide tanımaz. işte Buda onu özünden uzaklaştırır.
Demek ki insanın ilk yapması gereken şey,ilim öğrenmektir. Gerçek bilgiye ulaşmak için kaynaklarının ne ve nerede olduğunu, araştırmak ve öğrenmek için uğraşmaktir.
Bir insan ne zaman kendikendisine soru sormaya başladıysa. İşte o vakit gerçekleri araştırmak için bir çabanın içirisine girmiş demektir. Her insan Araştırdığı ve bulduğu doğru ilim ile hakikatı anlamaya ve anladığı doğrultuda yaşamaya çalışır.
İnsan doğruyu öğrendiği ve öğrendiği ile yasamaya çalıştığı vakit, yüce Allah’ın gösterdiği hakikat yolunda ilk adımı atmış demektir. Yani daha işin başlangıcındadır.
Yüce Allah'ın gösterdiği hakikatı anlamk ve idrak etmek için ilk başlangıç nedir?
İnsan nasıl hareket ederse hakikatı anlayabilecek? Gerçekleri bildiren ilim kaynağı nedir? Bu sorularin cavabini anlamak için Kuanı kerimin ilk usrasi olarak bilinen alak suresinin ilk başlagıç aytinde. Yüce Allah Emir ediyor. Seni yaratan rabbinin adı ile oku, öğren ve öğreten ki insan olabilesin. Alak Suresi ayet1:birinci ayeti 1 اقْرَأِْ بِاسْمِِ رَبِّكَِ الَّذِي خَلَقَِ “Yaratan Rabbinin adıyla oku.” Bu ayette yüce Allah açıkça söylemiştir: Okuyan insan, yazı yazmayı bilen insandir başkalarının bilmediğini bilen insandir.
Peki her okuyan Alim midir?
Her okuyan Alim olmayabilir, ama her okuyan ilim oğrenmiş bilgi sahibi olan insan unvanına kavuşur bu kesinlikle buyledir.
24
Alim olmak için, dini ilmleri gerçekten araştırmak, anlamak ve anladığı ilim ile yaşamak ve yaşatmaktir. Ancak ancak ozamn gerçek bir Alim olunabilir. Çünkü, yüce Allah takva sahibi olmak veya Arifbillah olan bir Alim olmak için Kurani kerimin işaret etiği. Bakara süresinin ilk beş ayeti kerime, iman eden insanlarin vasfını anlatır. Gerçek takva sahibi olabilmek için hidayet kaynağı Kur’anı kerim'dir.
Alak süresindeki ayeti kerimede ise oku diye emir edilen kitap, gerçek ilim kaynaği Kur’an-ı kerimdir.
Bakara süresinin ilk ayetinde çok açık ve net bir şekilde anlaşılıyor. İnsanların neyi okuması gerektiğini açıklıyor. İnsanlara hidayet kaynağı ve yol gösteren insanların yeryüzünde yasamını kolaylaştıran ilim kaynağıdır diyor. Yani Kurani kerimdeki ilim insana hizmet veya hakka hizmet etmek için, ilk baş vuracağımız bilgi kaynağıdır.
İnsan hak ve hukuk konularını, anlamak için en mükemmel ve en doğru bilgi kaynağı kur’anı kerimdir.
İnsan nasıl sağlıklı bir şekilde yaşayabilir? Nasıl sıkıntılardan kurtulur?
Bu soruların cevapları Allahı’n kutsal kitabı, Şifa'ul kitap olan Kur’anı kerimdir.
Anliyacağimizin her şeyin kanağı kur’anı kerimdedir. Nitekim yüce Allah Bakara Suresinde söylediklerimizi ispatlamaktadır.Bakara Surasi Ayet 1: الم “Elif Lâm-Mim.”2 ذَلِكَِ الْكِتَابُِ لَِّ رَيْبَِ فِيهِِ هُ دى لِلْمُتَّقِينَِ “Doğru olduğunda şüphe olmayan bu kitap takva sahipleri için hidayet kaynağıdır." Açık bir şekilde anlaşılıyorki; sağlam ve gerçek ilim kaynağı Kur’an-ı kerimdir. Çünkü, bu yol ile ilim öğrenen veya öğrenmek istiyen insanların varacağı yer oğrendiğin her şey açık ve nettır. Başta anlattığımız insan vasıfları ve insanı yeryüzünün halifesi yaptıran yol kurani kerim ile öğrenilen yoldur. Bu kaynaktan öğrenilen ilim insanı yeryüzünün gerçek halifesi yapan Arifibillah unvanina sahib olmasina vasile olan ilim kaynaği yine Kuranı kerimdir. Yüce Allah’in gösterdiği yoldan ilim öğrenen insan öyle bir bilginin sahibi olurki. Öğrendiği ilim onlarin hem basiretini (kalp gözü) açar ve hem de feraset sahibi olan Alim yapar.
25
Işte O vasıflara sahip olan bir insan niçin yaratıldiğini bilir ve yaratiliş gayesini iyicene anlar.ve Yeryüzünde yaratilan her şey insan için yaratildiniği bilir gerçek hakiki ilime sahib olan olardir.
Bu bilgiye sahip olan insan yüce Allah’a hizmet etmek için yaratıldığını anlar.İşte ozaman gerçekten hakka hizmet eden bir zat olur. İnsanı bu yuce makama vardıran yüce Allah'ın olduğunu bildiğinden dolayıdır ki, Arifbillah denir.
Bakın yüce Allah bir başka ayeti kerimede ne buyuruyor:
Bakara suresi ayet29: هُوَِ الَّذِي خَلَقَِ لَكُمِْ مَا فِي الَْْرْضِِ جَمِيع ا
ثُمَِّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِِ فَسَوَّاهُنَِّ سَبْعَِ سَمَوَات وَهُوَِ بِكُلِِّ ءِ
ْ
شَي عَلِيم O ki, yeryüzünde bulunan bütün varlıkları sizin için yarattı. Sonra da göklere yönelerek onları yedi gök olarak düzenledi. O her şeyi bilir.” Bu ayette belirtildiği gibi ilim öğrenen ve anlayan insan Arifbillah (Allah’ı bilen) insandır. Yüce Allah’ın yeryüzünde yaratığı her şey insana hizmet etmek için yaratılğını bilir.
Yüce Allah’ın yeryüzünde Halifelik şerefi ile şereflendirdiği insan, yani Arifibilah dedigimiz insan Yeryüzünde kainatı yaratan yaratıcının kulu ve hakka hizmet eden bir görevli olduğunu anlar. Çünkü, yüce Allah ile kesin buluşacağını bilirler. Yüce Allah’in emrine tam teslim olurlar. Onlar hata yapmamak için, yaradanından hep yardım isterler. Yaradanın isteği ve emrinin çizdiği çizginin çerçevesinde insanları bir araya getirmeye çalışırlar.
İşte ozaman onlar İnsan ve cinlere bilgi öğreten bir öğretmen olur. Bir imam olur.Bakın yüce Allah bu insanarı nasıl anlatır bize:Bakara Suresinde ayet 46: الَّذِينَِ يَظُنُّونَِ
أَنَّهُمِْ مُلََقُو رَبِّهِمِْ وَأَنَّهُمِْ إِلَيْهِِ رَاجِعُونَِ “Onlar ki, Rabbi ile buluşacaklarını ve kesinlikle O'nun huzuruna döneceklerini bilirler.” Bu ayeti kerimede yüce Allah, Arifbillah olan kullarına verdiği mesajda, hem uyarıyor, ve hemde onlara emir veriyor. Arifbillah olan insanlar, bu ayeti kerime yüce yaradanın bir emri olduğunu bilirler. Rabbi ile buluşacağını anlar ve yüzde yüz teslim olurlar yaratanina. Işte O bilinç ile yüce Allah'ın emrine itaat etmenin bir mecburiyet olduğunu bilendir.
26
Hata yapmamak için de devamlı yüce Allah’tan yardım istemektedirler. O insanlar çok iyi biliyorlarki sadece Allah'a kul olmak ve kuluk görevini yerine getirmek ile ancak Allah'ın sadık bir hizmetçisi olduğunu ispatlayabilir. Çünkü,onlar öyle bir bilinçe varmışlarki, yüce Allah onlarin her halınde haberdar olduğunu hem ilmel yakin hemde aynel yakin olarak idrak ederler.
Onlar ister yanliz onlsunlar istersede İnsanlar arasında yada iken hep edepli ve saygılidirlar çok mütevazi bir varlık olarak yaşar.
Çünkü onlar cok iyi ogrenmiş ve anlamişlar yüce Allah insanların açıkladiği veya gizlitutuğu her şeyini bilir. bu ayeti kerimede iyicene anlarlarki insanların saklanacak hiç bir yerlerinin olmadığını bilir ve ona gore yasarlar . Bakara Suresi
ayet 77: الَّذِينَِ يَظُنُّونَِ أَنَّهُمِْ مُلََقُو رَبِّهِمِْ وَأَنَّهُمِْ إِلَيْهِِ رَاجِعُونَِ
Acaba onlar bilmiyorlar mı ki; “Allah onların gizli tuttukları ve açığa vurdukları her şeyi bilir”.Afrifbilah olan zatlar bu ayeti gerçekten anlamış ve idrak etmişlerdir.Ondan dolayıdır ki Allah'ı bilen unvanı ile şereflendirilmiştir.
Alim nedir? Arifbillah kime denir? Bu konuyu ileride daha geniş bir şekilde acıklayacağımız için bu konuyu noktalıyalım. İnşallah.
Yüce Allah bizi hakikat anlayıpta yaşıyanlardan eylesın .İnşallah. AMİN!
İdrak etmek nedir? İnat ile mücadele eden insan kimdir? Inatçı insanın imanı, inancı nasıldır?
Aslinda konunu asil amacina bakildiğinda İnsanoğlu idrak etsindiye bunca yazılan kitaplar, anlatılan sözler, verinlen örnekler, vs... Yazılıp çizilen bunca şeyler, sadece insanları bir adım daha ileriye götürmek veya bilmediğini bir şeyin iç yüzünü öğrenmek içindir.
Yani açikçasi görülüyorki Verilen bunca çaba, insandaki idrak ufkunu genişletmek bilgi sahibi ettirmek veya insanların anlama kabiliyetini yüksek bir dereceye çıkarmak için kulanılan bir metottur.
Bilgili insan,toplumu bir adım ileriye taşıyabilen, sağlam bir araç veya temizlenmiş bir yoldur.
27
Bilgili insan ağır yük taşınyan bir araçtır Başka bir deyimle Bilgili insan toplumun gören gözüdür.
Bilen insan toplumu güvenli bir şekilde yürümesine vesile olan bir nesnedir.
Bilgili insan toplumu bir birine bağlıyan bir iptir.
Bilgili insan uzağı yakınlaştırmak için vasıta kulanan bir şöfördür.
Soru: Bilgi nedir? Bir nesneye bakıp onu anlamak ve idrak etmek.O nesnenin iç yüzünün ne olduğunu anlamayı gerektiren bir yol veya bir yöntemdir.
Bilgili insan kimdir kime bilgili insan denir?
Bilgili insan sakin bir şekilde düşünüp baktığı bir nesneyi idrak edebilen, o nesnenin iç yüzünü anlayan insandır.
Bilgili insan öğrendiği ilim ile bir nesnenin aslını ve kaynağının inçeliklerini araştırıp bulan insandir.
Tek kelime ile bilgili insan ufku geniş olan kişidir. Yani Bir şeyin özünü anlayıp idrak eden insandir.
Bakin tekrar başa geliyoruz. Hayat dediğimz şey böyledir işte başladığın noktaya geri gelmektir.
Günümüz toplumuna baktığımızda insanlar hangi konuda daha çok bilgiye sahiptir?
Hangi konularda daha fazla bir bilgiye sahip olmak istiyorlar?
Bilginin veya öğrenmenin asıl amacı nedir toplumda?
Bu konuyu anlamaya calışalım, İnşallah.
Bu konular kedi başina birer kitaptir yani gönlerce yazilip çizilse yinede izahi tam yapilamaz. bizim amacimiz sadece başliklarla anlatmak istedigimiz konularin anlasilir hale getirmek için.
Günümüz toplumunun bilgi seviyesine bakmadan önce, bilgi dediğimiz olayı insan yaşamındaki rolü nedir? İnsanı nasıl yönlendirir. Bir bakalım.
28
Dünya yaşamında insanların anlama ve algilama kabiliyeti öğrendiği bilgi kadar ile dünyada ki hakikat anliyabilir. Çünkü İnsanlar bildiği ilim kadarı anlar anladiği şekildede inanır. Yani insalardaki İman ve inanç insanların bilgisi kadardır.
Hiç Bir insan bilgisinin disina çikamaz çünkü insan bildigi ve idrak etiği kadar dünyayı anlar. Burada açik bir şekilde anlaşiliyorki günümüzdeki inanc veya dindar dediğimiz insanlar bildiği kadari yuce Allah’in emrini yerine getirir ve dini yaşantisi onun bilgisi ve idraki cerçevesindedir.Yani her insanin hayataki yaşamı veya bilgisi savinduğu hak anlayip idrak etiği ve bildiği kadar inanır ve yaşar. Her İnsan bildiği kadar meselelere çözüm bulur. Hiç kimse bildiğinden fazla bir şeyi anlatamaz.
Ne zaman ki insan, bilmediği bir şey anlatmaya kaltığı zaman, yanlışın en büyüğünü yapar. Çünkü bir konuyu bilmeden okumadan değerlendiren insan gözlerini bağlayıp yolda yürüyen insana benzer. Gözü kapalı olan önünde ne olduğunu görmez ve bir gün bir uçurumda yuvarlanır gider.
Bu konuyu daha iyi anlaşılır bir hale getirmek için, herkesin rahatlıkla anlıya bileceği bir örnek. Şu anki toplumun yüzde doksanı denilebilecek insanların, sahip olduğu bilgi vaya ilim bu ilme ulaşmak için verdiği çaba, emek, öğrenmek istediği ilime bir bakalim nedir.
Günümüzün İnsanlarınin sahip olduğu ilim veya bilginin asil amaci dünya yaşamını güzelleştirmek, veya güzel bir iş bulmak içindir.
Ya da insanlara hüküm edebilme mücadelesidir. Bu açık ve net böyledir. Hiç kimse de itiraz edemez.
Meselenin asıl iç yüzüne bakalım. Ne kadar basitbir şey için bu kadar çaba, emek, masraf ve zaman kaybı. Öğrendiği ilim iyi bir meslek sahibi olma çabasidir. Yani dünyada mal mukl ve rahat bir yaşam içindir demistik
Yani Bu kadar zahmet, bu kadar eziyet sadece ve sadece karnını doyurma mücadelesinden başka bir caba değildir.
Ne kadar vahim bir şey insan bu kadar çaba veriyor.bir şeye sahip olmak için Halbuki hepimiz çok iyi biliyoruz ki
29
bir insanın midesi ne fazla bir tencere yemek alır.
Işin dahada vahimi O tencedede pişen yemek daha önceden bir çöptü bir çayırdıve onun anlamadiğidir. Evet, bu gerçenten böyledir.
Nasıl olur da insan gerçek hakikatı unutup, sadece yaşadığının hak olduğuna inanır.
İşte Bu inanca varan toplumu yüce Allah'ın Resullulah s.a.w.'min şu hadisi şerifi okuyalım ve anlamaya çalışalım. “İnsanlar hakikatı hak olarak yaşayamadıysa yaşadığının hak olduğuna inanır ve öyle yaşar.” Bu hadisi destekleyen, Bakara süresindeki altınci ayete geçen bir kelime ise şüyle der. Onları uyarsan da uyarmasan da farketmez! Bu ayeti kerime bize günümüzün insanların sahip olduğu ilmi tesbit ettiğimizin gerçek olduğunu doğruluyor. hadisi şerifeyide iyi anlamamızada bize daha açik bir şekilde yardımcı oluyor. Yani Günümüz toplumunun yaşam gerçeğini anlamamızı sağlar.
Yani günümüzdeki İnsanlar için ahiret hayatı var mı, yok mu hiç umurlarında bile değil zaten öğrenmek te istemiyorlar.
Insanlar bu anlatilanlarin dışınada çıkmadığınıda rahatlıkla görebiliyoruz.
İnsanlara dini öğren dediğin zaman ya o gericiliktir yada onun için zamanım yok diye hemen direk bir cevap verir.
Dünyada yaşıyan insanların yüzde 89.9 verdiği çaba ve bildiği ilim sadece iyi bir meslek hayattinda başarılı olmak içindir.
İnsanlarin sonu nereye gidecek? İnsanlar niçin bu dünyada yaşıyor? Bu dünya yaşamı onun iradesiyle mi var? Yoksa onu var eden bir yaradanın iradesiyle mi?
Bu konulardaki bilgi onun umrunda bile değil. En vahim olanı da şöyle bir iddiada bulunuyor olmasıdır. Öyle şeyleri araştırmak veya incelemek boşa zaman kaybetmektir diye bilmesidir.
Bu düşünce ve bilinç toplumun büyük bir bölümüne, güçlü bir şekilde empaze edilmiştir. İnsanların bilinç altına yerleştirilmiştir.
Bu şekilde yaşam guzeldir kendisini kandirdiği gibi çevresindeki insanları ve geleçek nesilleride kendi gerçeğine göre eğitip yetiştirmek çabasi verilmektedir.
30
Birdaha ispatladiki İnsanları dünya yaşamına amade eden, güzel yaşam hırsına boğan ilim mideyi doyurma meselesinden başka bir çaba değildir.
Bakın tekrar başa geliyoruz. Bu konuda insan nasıl özünden uzaklaşıp yemek için, yaşama mücadelesine girdiğini görüyoruz. Başarmak için, mücadelesinde her şeyi nasıl mubah saydığını ve çok normalmış gibi bunda ısrar etiğidir.
Evet nefsi ve şeytan onu nasıl kandırdığını, ğörmemiz gayet açık ve nettir.
Evet Şeytan yaratılanlara yaradanıni unutturup, dünya yaşamı ebediymiş gibi gösterdiğini, Yüce Allah bu ayeti kerimede bize bildirmektedir. Ama malesef biz kurani kerimi anlama ve öğrenme ilminden kendimizi mahrum bıraktığımız için bu mesajları anlayamıyoruz.
Humeze Surasi ayet 3 ُِهَدَلْخَأ ُِه َ لاَم َِّنَأ ُِبَسْحَي “Malının kendisini ölümsüzleştireceğini zannedene yazıklar olsun.” Bizde diyoruz, gerçektende yazıklar olsun. Yazıklar olsun o insanaki ömrünün hepsini midesini doyurmak için uğraşıp durana, yazıklar olsun o insanki mal, mülk, mevki sahibi olmuş ve ölümü unutanlara. Halbuki o beden ve mide daha önce bir çöptü, çayırdı. O beden yiyeceği yiyecekler gibi yeşeren bir ot idi, nasıl çabuk unuttu onu.
Ey insan! Sende iyi biliyorsunki bir gün o beden sofranın altında kalan kırıntılar gibi çöpe atılacak. Yani toprağa karışıp toprak olacak.
Ey insan! Hani senin o güzel fiziğin, onla övünüyordun?
Ne oldu da bu gün solucan, fare ve yılanlara yem oldun? Hani sen ölmezdin.
Bakın tekrar başa geliyoruz. Hayat basladığı yerde biter. Onun için bizde hep başa geliyoruz.
İNSANI bu duruma getiren tek şey, yüce Allah ile olan istişareyi kesmesiyle başladı. Bu istişarede namazdı kuşkusuz. Namaz mü- minin mihracıdır. Yüce Allah ile olan istişaredir.
31
Bakın yüce Allah bizi nasıl uyarıyor bir bakalım İbrahim Suresi52: هَذَا بَلََغ لِّلنَّاسِِ وَلِيُنذَرُواِْ بِهِِ وَِلِيَعْلَمُواِْ أَنَّمَا هُوَِ
إِلَه وَاحِ دِ وَلِيَذَّكَّرَِ أُوْلُواِْ الَْلْبَابِِ “Bu Kur'an tüm insanlara yönelik bir duyurudur. Onun aracılığı ile insanlar uyarılsın, herkes Allah'ın tek olduğunu öğrensin Allah’a iman eden kimseler onun ibret derslerinden yararlansın diye inmiştir.” Biz buu kitabın amacını belirtirken, insan gerçekten yaradılış gayesini unutuğundan dolayi yanlişa girer demiştik. Ve İnsan için kainattaki hakikatı anlama bir hayal olmuştur demiştik. Böylece insanlar özünden uzaklaşmıştır. Dünyadaki yaşamı en güzel yaşam olarak benimsedikleri için yanlişa girmiştir diyoruz hep evet bir daha anlasildiki anlatmak istediklerimiz gercekten doğrudur çünkü İnsanlar kendi çizdigi yol ve çizdiği çizginin dışına çıkıncada bu gericilik ve aptallık diye inanmişlar ve inandirmaya çalişilmiştir. Bu tür insanlar kendilerini kandırdıkları gibi başkalarınıda kandırmayı başarmışlardır. Vay o cahillerin haline vay. Öyle inandıkları ve zannettikleri kurtuluş yolu değil.
Hele bir bak Ey insan!Senin sahib olduğun teknik,teknoloji uçağın, atomun, jetin daha neyin varsa, hepsini bir araya getir. Sadece yüce Allah'ın emri ile dönen güneşi veya geceyi tersine çevir. Yada sel felaketini önleyin. Güzel diye adlandırdığınız ve insalara zülüm ederek topladığınız malınızı kurtarın.
Yüce Allah'ın emri ile olan yer sarsıntısının ( depremin) olmamasına engel olun.Yada yıllarca uğraşıp güzelleştirdiğiniz o şehirlerin yok olmasını engelleyin. Engelleyemezsiniz çünkü gücünüz etmez
İbrahim A.S ile Nemrutun arasındaki şu diyalogu bir hatırlayalım ve beynimizde canladıralım. Nemrut ibrahime şüyle der “Ateş seni yakmadı veya sen bir hile ile ateşten kurtulmayı basardın.” Nemrut ,İbrahim a.s’min dediklerine inanmadiği için nasil helak oldu bir anlasaniza ey insan.
Nemrut şüyle der “Ey İbrahim madem sen diyorsun ki Rabbim çok güçlüdür. O zaman Rabbine söyle. Askerlerini getirsin. Bende askerlerimi getireyim. Bakalım hangimiz daha güçlüyüz.” İbrahim a.s yüce Allah'tan şöyle bir istekte bulunuyor. Ya rabbi senin en ufak askerlerin hangileri ise, onlarla Nemrut’a bir ders ver.”
32
Yüce Allah sivri sineklerle o kocaman ordulari yerle bir etti. Zamanın en güçlü hükümdarı ve ölmiyen bir varlık olduğunu zanneden Nemrut birakim kaçmayi nefes bile alamıyacak bir hale düştü. Üstüne kapıları ve pencereleri kapatmak zorunda kaldı. Gözlerinin önünde o kacaman dediği ordusu hiç kıpırdamadan kemikleri yere dökülü verdi. Yüce Allah hepisini helak eti.
Yarabbi sen bize merhamet et! Yarabbi sen bizi doğru yoldan ayırma. Amin!
Ey insanlar! Nasıl olurda, bunca ibrete rağmen halen ders almıyoruz. Bu açık ve net olan ayetleri Kur’ani kerim’deki bu mesajları nasıl görmezlikten gelebiliyoruz. Kur’ani kerim hiç açip okunmadığından dolayıdirki, onu sadece önyargi ile değerlendirip o sadece dini meseleleri anlatan bir kitap veya ölüler özerinde okunan bir kipat olduğu için çok ta önemli değilmiş kendini kandiran o at gözlüklü bigiliyim diyen allah’i inkar eden alimler baskalarinida kadirmak içİn çabaverene yaziklar olsun demekten başka birşeyde süylemiyoruz. Insan Yaşamda bu kadar çok önemli bir bilgi kaynağı olan, yüce hakkın kelamı Kur’ani kerimi sadece ölüler özerine okunan bir kitap haline getirmelerine şaşırmiyorsun halen ey insan. Bu bir gerçektir bunu herkes iyicene anlasin Kur’ani kerim gerçek bir bilgi kaynağıdır. Kainattaki bütün yaratılanlar hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsan onu oku ve anla. Her insanin Faydalana bileceği tek doğru kaynak Kur’ani kerimdir. Başta da belirtmiştik.
Kur’ani kerim insan hak ve hukuku anlatan kitabul hak, insanlarin sosyal ve siyasal ilişkilerini anlatan kitabul ilim
Insanlarin ruhi veya fiziki sağlık sorunlarına cevap bulunan şifaul kitaptır kurani kerim.
Doğadaki oluşumları bir birleri ile nasil çalıştiğini anlatan günes ay yildizlar ve bütün gezegenlerin çalisma sisteminin nasıl olduğunu anlatan gerçek bilgi kaynağı olan kelamul haktır.
Ne vahimdir.Diriler için hak, hukuk, kanun, nizam anlatan, yol gösteren nizam ve intizamı öğreten gerçek bilgi kaynağı olan
33
Allah’ın kelami olan Kur’ani kerimi nasil yanliz ölüler özerinde okunan ve sadece mufti veya imalik ile amel edilen bir kitap olduğunu söyliye biliyorsun ne kör insan
Daha vahim olan şey, yaşamdaki mideyi doyurma ilmi çok önemliymiş gibi insalara sunulması. Yıllarını verip öğrendiği ilmin veya bilginin karnını doyurmaktan başka bir ise yaradığını görmezlikten gelmesidir. Bakın yüce Allah bize rızık konusunda nediyor.Hicr Suresi
21 ِ موُلْعَّم ِ رَدَقِب ِ َّلِّإ ُِهُ لِّزَنُن اَمَو ُِهُنِئاَزَخ اَنَدنِع ِ َّلِّإ ِ ء
ْ
وَإِن مِّن شَي
“Evrende varolan her şeyin hazinesi, ana kaynağı bizim yanımızdadır.Ve biz her şeyi size belirli bir ölçüye göre indiririz.”
Açık bir şekilde anlıyoruz ki insan oğlunun rızık bulma konusundaki telaşı boşunaymış. Bütün hayatı boyunca öğrendiği ilim ekmek bulma telaşı ve çabasının sonucuna bir baksanıza. Yazıklar olsun demekten başka ne diye biliriz. Dünya malına sahip olmak için, verdiğin mücadele sana nasıl ölümü unutturdu. Gördün mü? Yazıklar olsun o insana ki, topladığı mal kendi marifetiymiş gibi övünüp hakkı unutana.
DUA
Ya Rabbi! Bizi bize bırakma. Ya Rabbi! Bize merhamet et. Ya Rabbi! Sen merhamet etmezsen muhakkakki biz doğru yolu bulamayız. Merhametlilerin en merhametlisi sensin ya Rabbi! Seni unutan insan ve cinlerden bizi uzaklaştır.
Ya Rabbi! Bize idrak verki seni daha iyi anlayıp zikir edelim. Ya Rabbi! Basiretimizi açki cin, şeytan ve bize zarar veren varlıklardan kendimizi koruyabilelim. Sen bizim mevlamızsin, bizim ilahimizsin. Söylediğimiz bu sözümüze sen şahit ol ya Rabbi! Senden başka hiç bir ilah yok. Muhammed senin kulun ve resulündür biz inandık ve iman ettik şahit ol Ya Rabbi!
34
Bazı sıkıntılardan kurtulmak için, yüce Allah'tan insana bir kapı açılması için, devamlı bu ayetleri okuyan kişiye inşallah en kısa zamanda yüce Allah tarafindan kendisine bir yol gösterilecektir.
İsra Suresi 82 ,Bakara Suresi 257. وَنُنَزِّلُِ مِنَِ الْقُرْآنِِ مَا
هُوَِ شِفَاء وَرَحْمَة لِّلْمُؤْمِِنِينَِ وَلَِّ يَزِيدُِ الظَّالِمِينَِ إَلَِّّ
خَسَاراُ اِلل ُّ
وَلِي الَّذِينَِ ءَامَنُوا يُخْرِجُهُمِْ مِنَِ الظُّلُمَاتِِ إِلَى
النُّورِِ وَالَّذِينَِ كَفَرُوا أَوْلِيَاؤُهُمُِ الطَّاغُوتُِ يُخْرِجُونَهُمِْ م
النُّورِِ إِلَى الظُّلُمَاتِِ أُولَئِكَِ أَصْحَابُِ النَّا رِِ هُمِْ فِيهَا
خَالِدُون Allah müminlerin dostu, kayırıcısıdır. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin dostları ise Şeytan ve yardakçılarıdır. Bunlar, onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. Onlar, orada ebedi olarak kalmak üzere Cehennemliktirler.
Dünya,dinlenme tesisi: İnsanda o tesiste gecici bir misafir. Madem ki misafir olduğunun farkındaisen o zaman kin,hırs,düşmanlık neden.
Allah subhanehu we te'ala yi bilmek idrak etmek emir ettiği gibi yaşamak ne demektir.
Baştaki sözümüzü bir daha tekrarlıyalım ve iyice anlamaya çalışalım. İnsan yaratılışı gereğince iradesi elinden alınmış. Bunuda unutmuş durumdadır. Bu nedenle kainattaki hakikatı anlama ve araştırma işi onun için ulaşılmazdır. Çünkü özünden uzaklaşmıştır.
Ali'i İmran Suresinin 2: الْقَيُّومُِ
ُّ
اَُِّلل لَِّ إِلَهَِ إِلَِّّ هُوَِ الْحَي
“O, kendinden başka bir ilâh bulunmayan, diri ve yarattıklarını gözetip yöneten Allah'tır.” Allah subhanehe we te'ala, ondan başka ilah olmadığını, ölmeyen yani her zaman diri olan, yorulmayan, uyumayandır. Yarattığı bütün
35
varlıkları aynı anda görüp, yöneten, yön veren, kullarınn her halinden haberdar olandır. Bu vasıfların sahibi olan Rabbimiz yüce Allah'tır. Bizi yaratan o olduğunu anlamak
ve idrak etmemiz için, bize ilmini böylesine açık bir sekilde açıklıyor.Bu kadar açık ve net söylediğini anlamamak için gerçekten aptal olmak lazım. Bakın Tövbe Suresindeki Şu ayeti kerimeyi okuyalım ve anlatmaya çalışalım. İnşallah.Tövbe Suresi ayet
78: ِ ِبوُيُغ ْ لا ِ ُم َّ لََع ِ َ َّ الل َِّنَأَو ِ ْمُهاَوْجَنَو ِ ْمُهَّرِس ِ ُمَلْعَي ِ َ َّ الل َِّنَأ اوُمَلْعَي ِ ْم َ لَأ
“Allah'ın onların sırlarını ve fısıltılarını bilmediğinimi sanıyorlar, O gaybı çok iyi bildiğini halâ öğrenemediler mi? “ Bakın yoruma gerek bırakmadan çok açık ve net bir şekilde söylüyor. Senin her gizli tuttuğunu ve açıkladığınızi iyi bilen benim der.
Önemli bir bilgi:Bazı insanlar bana cinler veya şeytanlar zarar veriyor diyor. Yüce Allah onların ne yaptığını ğörmediğini mi sanıyorlar. Onu çağırınca sana yüce Allah’tan daha iyi kim yardım edebilir ki, ondan daha iyi biri olduğunu nasıl düşüne biliyorsun. Seni idare eden ve sana yön veren Allah’tır. O zaman yapman gereken ilk iş, ona müracat etmek, ondan yardım istemek. O zaman görürsün sana yardım nasıl geliyor. Sana yardım edeni nasıl hemen bulursun. Yine konuya geri dönelim. Bakın bu her iki ayeti kerimede iyice anlaşılıyor ki, gerçekten insan iradesi elinden alınmış bir varlık olduğunu bilmiyor.Bilseydi bu kadar açık ve net olanı görebilir ve idrak edebilirdi. Bunları idrak etmeninde bir yol ve yöntemi vardı. İdrak etmenin yolu Allah’ı zikretmektir. Allah'ı tefekkür etmektir. Yüce Allah'ın seninle beraber olduğunu anlamaktır. Ancak o zaman insan alnayıp idrak ede bilir.
Bakın dünya yaşamında herkesin rahatlıkla anlayabilleceği bir örnek: İnsan derdini, sıkıntısını, sevgisini, sorununu ancak ve ancak devamlı beraber olduğu biriyle paylaşmak ister. İnsanın devamlı birlikte olduğu arkadaşı, ve dostu onu en iyi anlayan ve ona güvenendir. Çünkü sırrını saklayacağını iyi bilir. Yardımcı olabilecek tek insanın o olduğuna inanaır.
Bakın burada açık ve net bir sekilde anlaşılıyor. Biz yine ilk başa geliyoruz. İlk başlarda değinmiştik. İlişki ve istişare (namaz). Demek yaşamdaki güveni, sevgiyi, saygıyı
36
artıran tek yol ilişkidir. O zaman yapmamız gereken tek şey ilişkiyi koparmamaktır.
Bakın Al'i İmran Suresinde yüce Allah ne diyor bu konuda 191: الَّذِينَِ يَذْكُرُونََِ اِلل قِِيَا ما وَقُعُود ا وَعَلَى جُنُوبِهِمِْ وَيَتَفَكَّرُو
“Onlar ayakta, otururken ve yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yeryüzünün yaratılışı hakkında kafa yorarlar ve derler ki; "Ey Rabbimiz, sen bu evreni boşuna yaratmadın, sen (böyle bir anlamsızlıktan) münezzehsin, bizi Cehennem azabından koru!” Allah'ı zikir etmek yani her yaptığın veya yapmak istedigin, işte onunla istişare etmek. Yüce Allah'tan yardIm istemek. İşe başlamak için müsade almak veya müsade edileni yapmak. İnsanların öğrendiği ilim ile kainatta ki her şey yüce Allah'ın sanatı olduğunun farkında olmak. O zaman insan anlar sanata değil, sanatçının emrine girmekle ancak ondan sanatı öğrenebilir.
Bu hal ile yaşıyan insan, nasıl ona cin veya başka varlıklar zarar verebilir. O zarar veren bütün varlıklar konusunda bilgi sahibi ve gerçek bir Alimdir.
Işte O insan kainattaki bütün varlıkları yaratan, yüce Allah'ın bir hizmetçisidir. Hele bir düşünün ey akıl sahibi olan insan! Padişahın hizmetçisine kim bir şey diye bilirki. Hatta o hizmetçiye yalakalık bile yaparlar ki, padişahın yanına girebilsin. Yüce Allah bizi kendisini zikir etmesinden mahrum etmesin. Bizi hakkı anlayıp idrak eden kullarından eylesin. Amin!
İslam ve iman nedir?
Hakikatı anlamak anladığını yaşamak için, bu konuyu bir kaç ufak başlıklarla anlatalm. İnşallah.
İnsanda ki hakikat nedir? Nasıl yaşanması gerekiyor?
Hakikatı anlamak ve idrak etmek için, İslamı anlamak gerek.Çünkü, hakikat İslam’dadır.kurani kerimi bu ayeti kerime açik bir şekilde bize bunu bildiriyor ali imran surasi ayet 85 وَمَنِْ يَبْتَغِِ غَيْرَِ الِْْسْلََمِِ دِين ا فَلَنِْ يُقْبَلَِ مِنْهُِ وَهُوَِ
فِي الْْخِرَةِِ مِنَِ الْخَاسِرِينَِ Kim İslâmdan başka bir din ararsa, o din ondan kabul edilmez ve ahirette hüsrana uğrayanlardan olur Şimdi burada anlamamiz gereken En önemlisi İslamdir demek. Ama islamdan önce imanın ne olduğunu anlamak gerek.çünkü İslamı anlamak için ilk önce imanın ne olduğunu bilmek zorundayız.
37
Çünkü İslam bir binadır. İman o binaya girmek için giriş kapısidır. Kapısı olmayan bir binada da yaşamak güvenilir değildir.
Hepimiz çok iyi biliyoruzki Kapısı olmayan bir eve hırsızlar ve kötü niyetli insanlar gireceğinden dolayı güvende değildir.
Burada anlaşilmasi gereken konu İman veya (inancın) ne kadar çok önemli bir yol olduğunu anlamak lazımdır. Çünkü insan idraketigi ilim ile yasadigi zaman inanci idrak etigi kadar kuvet bulur yani insandaki inanc veya iman öğrendiği ilim ve idrak etiği şekilde yaşar ve inanir.
İman dediğimiz şey kelimenin asil manasi inanmaktir. Yani bir yolu veya bir seyin kesin sinirlari ve kuralarinin ne oldugunu idrak etmektir veya biz isin ic yüzünü anlayipta yaşamaktir iman. Dinde imanin tarifi ilahi bir sistemin kesin kuralaridir.yani O kuralları anlamak, idrak etmek ve kesinlikle itiraz etmeden kabul etmek demektir.
İman, inanmak demektir. Yani Bir konuyu, veya bir yolu, bir işi itiraz etmeden olduğu gibi kabul etmektir. Yüzde yüz öyle olduğuna inanmaktır. Yine tekrarlıyalım sana verilen bir şeye hiç itiraz etmeden yüzde yüz inanmak ve kabul etmek.
İlahi sistem dediğimiz yolun beli şartlari vardir yani gicedegin yol guzergahini takip eden kuralar ve kesinlikle uymasi gereken levhalar nasilki tirafikte gösterilen levhalara gore gitmiyen insan kaza yapmasi veya kazaya sebeb veren halerin meydana gelmesini yol açiyorsa buda öyledir yani uymasi gereken kesin kuralar bi kuralara İmanın şartları diye adladirilmiştir.
Bunlara kısa bir şekilde değinmek istiyorum. Meseleyi dağıtmadan ve anlaşılması kolay bir şekillde ele alalim İnşallah.
Islam dininin belirtiği Imanin şartlari altidir
1.Allah birdir. Ondan başka ilah yoktur. Hiç itiraz etmeden kabul etmek ve inanmak.
2.Melaiketlerin var olduğuna itiraz etmeden inanmak.
3.Bütün Peygamberler,Allah’ın gönderdiği Elçi ve Resullar olduğuna inanmak. İtiraz etmeden onların dediklerini harfiyen yerine getirmek ve yaşamak.
4.Yüce Allahın peygamberleri ile gönderdiği bütün kitaplara inanmak.
5. Kainattaki bütün zerreler yüce Allahın emri ve
38
kudretinde olduğuna itiraz etmeden inanmak.
6.Bu dünya yaşamından sonra ahiret yaşamı var olduğuna inanmak, ölümden sonra dirileceğine ve yeni bir yaşama başlıyacağını yüzde yüz inanmak.
Yüce Allah'a dünyada neler yaptığına dair hesap vereceğine kesinlikle itraz etmeden inanmak.
Burada çok açık ve net bir şekilde anlaşılıyorki,yüce Allah insanların İslamın belirtiği kurallara göre yaşıyorlarsa kesin kurtuluş yolunu seçmişlerdir.yani Yüce Allah'ın koruması altında olduğunu insanlara bildirir. İslam ile yaşıyan kullarına garanti veriyor. Diyor ki, İslam benim insanlara gösterdiğim en güzel ve en doğru yoldur.
Bu kelam kainatı yaratan yaratıcının bir emri olduğunu kabul et diye insana bildiriyor. Yüce Allah diyor ki; benim gösterdiğim yoldaki, bilgilere dayanarak benim kim olduğumu, bilmeniz için bana daha yakın olman için sana kesinlikle yardımcı olurum.
Daha iyi anlamak için, kısa bir şeklinde tekrarlıyalım. Yüce Allah diyorki; kulum benden başka ilah yok.
Bundan emin ol! Melaiket diye bir varlık yaratmışşım. Onları görsende görmesende onlar vardır.Buna da emin ol!
Yuce Allah diyorki O peygamberler, kendiliğinden peygamber olmadılar. Onları ben sizin içinizden seçtim. Benim emirlerimi size bildiren elçiler yaptim. Bundan da emin ol!
Elinizdeki okuduğunuz kur’ani, İncili,zebur ve tevratı ben gönderdim. Benim kelamımdır. Onu peygamberlere ben verdim. Buna da emin ol! Yer yüzünde hiç bir şey benden gizli degildir. Her şeyin amiri ve emir vereni bemin.
Benim iznim olmadan, hiç bir zerre kıpırdayamaz. Yarattığım bütün varlıkların, yaşamını veya yaşıyacaklarını, hepsini bir kitapta yazmışım. Benim katımda yani levhi mahfuzdadır.
Başınıza ne gelirse gelsin benim ondan haberim var. Bundan da emin ol!
Ey kullarım bakın! Bu yaşamdan sonra, ölümün var olduğunu biliyorsunuz. Sizi bir daha diriltirim. Bundan emin ol! Sakin deme o çürümüş kemikler nasıl bir daha insan olurda yüce Allah hesap verir diye, Kendi kendinizi kandırmayın. ölümden sonra yarattığım bütün varlıkları bir daha diriltirim. İkinci diriltmeden sonra, bir daha asla ölüm
39
yok, herkesin bu dünya yaşamındaki emelleri onun ebedi, yaşamını belirler. Çünkü ben size bildirmiştim yarattığım bütün varlıklardan hesap sorarım.
Benim huzurumda hesap verebileceğinizi biliniz. Bana hesap verebileceğiniz iyi bir emeliniz olsun diye, İslam adlı bir sistem ile size yol gösterdim.
Size haksızlık etmediğimi anlamanız için bunlari size açik bir şekilde anlatan elçiler gunderdim ki size haksizlik etmediğimi bilmeniz için.
Ve yuce Allah bunu açik bir şekilde bize yinde bildiriyor Ben yarattığım, bütün varlıklarıma karşı çok merhametli, olduğumu ispatladım. Sizin de bana karşı söyleyebilecek, iyi emeliniz olsun. Size ne kadar yardımcı olduğumu biliniz, bundan da emin ol!”
Bakın yüce Allah, kulunu nasıl hazırlıyor? Nasıl yetiştiriyor. Yeryüzündeki şeyleri, onun için yarattığını kendisine nasıl ispatlıyor. Ondan sonra da diyorki: “Benim en güzel yolum budur.” İnsanı yine özğur iradesi ile bırakıyor. “İster git istersen gitme” diyor. Benim sana ihtiyacım yok ama senin bana ihityacın var bunu da unutma diye kulunu uyarıyor.!!Ama olur ya yanlışa düşer veya yolunu kaybettin, sana kapımı kapatmam. Gerçek bir pişmanlık ile bana gelirsen, seni yine af eder ve tövbeni kabul ederim. Sakın! Umutsuz olma diye bir daha uyarıyor. Çünkü, Rabbin gerçekten çok merhametlidir. Yarattıklarına karşı, bundan emin ol der!
Yok eğer halen inat edip, benim yol göstericilerime, karşı geliyorsan, şükür edeceğin yerde nankörlük ediyorsan, o zaman kendin azabını kendin, hazırlamışsın demek. o zülmü ben değil sen kendine yapmışın, haydi cezanı çek, ama ahiret hayatı ebedidir. Bir daha dönüşü olmayan, bir yol olduğuna emin ol!
Evet Kesinlikle ebedi yaşayacağın bir yaşama, kesin dönüş yapacağını bil. Ona göre düşün, kararını ver!
Ebedi yaşamın nasıl olmasını istiyorsan, öyle yasa. Benim sana gösterdiğim yolda gidip, nimetimi anlayıp, bana şükür edersen, sana hada çok merhamet ederim. Ama zalimlik yaparsan, yine sinin içindir diye yaratigi ve halifelik görevini verdiği kularini uyariyor.
şimdi burada Açık bir şekilde anlaşılıyorki İslam dinine girmeden yani islami bir yaşama başlamadan önce yüce Allah o büyük göreve layik gördüğü kularini nasıl bir şekilde
40
yetiştiriyor. Nasıl bir şekilde uyarıyor ve anlamasi için ne kadar güzel ve açık bir şekilde söylüyor. İnsan bunu gerçekten anlıyor mu? Yüce Allah bizi doğru yoldan onun gösterdiği yoldan ayırmasın. Amin!
İslam nedir?
İslam beş madelik bir ilahi sistemdir yani bir yoldur
İslam Bir kanundur, Bir toplumu veya milleti bir arada yaşamasını sağlayan bir ilişki ağı ve bir yaşam sistemidir.
1. Kelime i şahadet getirmek: Yüce Allah bir dir. Ondan başka ilah yok. Muhammed Mustafa onun kulu ve Resulü olduğunu itiraz etmeden kabul etmek.
2. Günde beş vakit Namaz kılmak: ve Yüce Allah’ın tek bir ilah olarak kabul ettiğine dair günün belli saatlerinde yüce Allah'ın huzurunda, saygıyla durmak ondan yardım istemek.
3. Oruç tutmak nefsini terbiye etmek için, yüce Allah'ın bir emri olduğunu bilip yılda bir ay oruç tutmak.
4.Zekat vermek yani kazandığı malının, belli bir kısmını yoksullara vermek. Yardıma muhtaç olanlara yardım etmek.
5.Hacca gitmek: Yüce Allah İbrahim a.s.me inşa ettirdiği mukaddes beyti ziyaret etmek. Yani Yüce Allah’tan af dilemek ve verilen görevleri eksiksiz yerine getirmek.
Bir örnekle konuya başlıyalım: Bir arabayı kullanmak için ehliyet lazım. Bir eve girmek için kapıyı kulanmak lazım. Bir catı yapmak için ilk önce duvarları sağlam bir şekilde örmek lazım. Yani anlayacağimiz gibi dunya yaşaminda herşeyin beli bir kurali ve siniri vardir herşey kuralina göre yapilmasi lazim
Anlaşılır bir hale getirmek için tekrarlıyorum. Ehliyetsiz insana trafik canavarı diyoruz. Çünkü, kuralları tam bilmiyor. Hata yapması yüzde 89.9’orandadir çünkü kuralin ne olduğunu bilmediginden dolayi.Bir eve Kapı kullanmadan pencereden eve giren insan hırsızdır. Bir binanin Duvarini örmeden çatıyı yapmak ise aptallıktır. Şimdi burada Ne demek isteniliyor, onu anlatalım .İnşallah.
Mesela yolda gecen her hangi bir insana sorsan kardeşim Müslüman mısın? Elhamdülillah Müslüman’ım der. Ama yüce Allah'ın hiç bir emrini yerine getirmez.
Hata Bazı insanlar büyük bir iddaada bulunuyor: Kardeşim ben Kelimei şahadet getiriyorum ve yüce Allah'ı inkar etmemişimonun için bana iman etmemişsin diyemesin.
41
Evet, doğru diyorsunda ama yetmiyor. İslam’ın ilk şartı kelimeyi şahadettir. Yani La ilahe illellah Muhammedun Resulullah demektir. Biz La ilahe illellah Muhammeden Resulullah dediğimiz zaman sadece dili ile bu kelimei söylemekle olmaz. Söylediğin sözüne inanmak o kelimeyi kalbi ile tastik etmekle ancak doğru süylediğini kendini ikna edebilirsin. Yani yüzde yüz söylediğin Kelime-i Şahadet ile yüce Allah'a inanmak ve emirlerini yerine getireceğine dair söz vermektir. Diyorsun ki, ya Rabbi! senden başka ilah olmadığına ve Muhammed Mustafa senin kulun ve resulün olduğuna inandım ve iman etim diyorsun.
Yüce Allah sorar nasıl inandın kulum. İnsan cevaben diyor ki yarabbi Muhammed Mustafa s.a.v senin kulun ve resulun olduğunu söylediğini duydum veya okudum. Ya Rabbi senin elçin veya resulun ile yeryüzündeki varlıklara gönderdiğinin emirlerini duydum. Okudum ve öğrendim ki senden başka bir ilah olmadığına öyle inandım diyorsun.
Demekki Kelime-i Şahadetti, kalb ile tastik etmek gerek. Gerçekten anlamak, inanmak ve inandığın gibi yaşamak lazım. Şimdi sormak lazım gerçekten okuyup inandığın bir şeyi ve yüzde yüz emin olup kanaat getirdiğin bir şeyi nasıl olurda yapamiyoruz?
Demek ki ya gerçekten inanmamışız. Yok eğer inanmış isek niçin emri yerine getirmiyorz. Diye kendi kedimizi sorgulamamız lazım.
Bakın yüce Allah inanan insaların kimler olduğunu bize nasıl bildiriyor. Bakara Suresi ayet 3 الَّذِينَِ يُؤْمِنُونَِ
بِالْغَيْبِِ وَيُقِيمُونَِ الصَّلََةَِ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمِْ يُنْفِقُونَِ
Onlar Allahı’ı görmeden inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına verirler.”
Şimdi burada çok açık ve net bir şekilde şunu söylememiz lazım gerçek iman eden insan. Laillahe İllallah Muhammedun Resulullah diyen onu kalbi ile tasdik edip, iman eden insandır. demek için. Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem getirdiği emirleri harfiyen yerine getiren ve söylediği söz ile yaşıyan insandır.
Bu emirler yüce Allah’ı görmeden onun tek ilah olduğuna inanmak, bunu ispat etmek icin namaz kılmak ,oruç tutmak zekat vermek, insalara yardım etmek için fakirlere, yoksullara ve yolda kalmışlara yardım etmek demektir.
42
Yani Kelime-i Şahadet'i getiren insaların verdiği söz yarabbi emrine amadeyim demektir. İyi anlamak için bir daha tekrar etmek lazım kelime-i şahadet getirmek demek Allah’ın bir tek olduğuna inanmak, Muhammed Mustafa s.a.v onun kulu ve resullü olduğuna inanmak. İnandığını ispatlamak için namaz kılmak, oruç tutmak, yoksula, yolda kalmışa yardım etmek demektir.
Herkimki bunlardan birini yapmasa verdiği sözü yerine getirmemiştir. İslamın ilk maddesi olan Kelime-i Şahadeti kısaca büylesine özetliye biliriz.
İslamin İkincisi şarti namaz kılmaktir namazın fazileti adli bir başka başlikla izah edeceğimiz için burada sadece bir özetle, Meselenin derinliğine girmeden, herkesin rahatlıkla anlıyabileceği bir şekilde anlatmaya çalışacağız. İnşallah. Çünkü namaz en önemli bir konu ve çok derin bir izahi vardir herkimki namazi ne olduğunu gerçekten anladiysa o insan dogru yolu bulmuştur demek. Namaz muminin mihracıdır. Yani ilahi huzurda saygıyla durarak, emre amade olduğunu bildirmek ve ondan yardım istemektir. Bazı insanlar diyebilir. Ben kelime-i şahadet getiriyorum ama namaz kılmıyorum, bir şey olmaz.
Bu idaada bulunan insalara şüyle bir örnekle açıklayalım. Birine bir söz veriyorsunuz. ama verdiğin sözünüze sahip çıkmıyorsun. Karşınızdaki insana karşısinda itibarınızı zedeliyorsunuz değilmi? Sanki hiç söz vermemişsin gibi davransanız dahi karşınızdaki kişinin sizin hakınızda ne düşündüğünü değiştiremezsiniz. Senin sözüne güvenilmez biri olduğunu bilir bir daha da senin sözüne inanmaz ve güvenmez. Senin itibarın azalır o insanın yanında demeki.
Herkesin bunu çok iyi anlamasi lazim yüce Allah’a söz verip, sözümüzü yerine getirmediği zaman itibarınızin azaldiğibi bilmeliyiz. Hani Biz kelime-i şahadet getirdiğimizde ne demiştik. Yarabbi sana söz veriyoruz. Emrine amadeyiz demiştik ya ama sözümüze sahip bile çıkmıyoruz.
Birinci dereceden itibarımızı zedeledik. Bunu alışkanlık haline getirdik. Her gün namaz kılmadık. Ne oldu itibarımız gittikçe azaldı. Oruçta tutmadık, yaradanımız karşısında iyice yalancı durumuna düştük. Yüce Allah hiç kimseyi yolunu kayıp eden yalancılardan yapmasın Amin.
43
Fakire de yardım etmedik, yoksulu gördüğümüzde onu horladık ve yardımcı olacağımız yerde onu azarladık.
Nerde kaldı insanın o mükemmel yönü, nasıl oldu da böyle çabuk unuttu. Hani sen Rabbi’min yarattığı ve yarattıkları icerisinde en serefli varliktin. Bakin İnkar edemesin çünkü inkar etme imkanın elinden alınmıştir senin ey insan baksana yuce allah senin nasil şerefli bir varlik olduğunu ispatliyor.Tin Süresine tekrar bakalım
ayet4: لَقَدِْ خَلَقْنَا الِْْنسَانَِ فِي أَحْسَنِِ تَقْوِيم “Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” Yüce Allah kuluna yine sorar, ey kulum ne oldu sana, niye sözünde durmadın.
Benim, senin için yarattığım veya sana layık gördüğüm, hangi şey hoşuna gitmedide, sözünde durmayan bir varlık halina geldin sen.
Bakın yüce Allah'ın bir daha kuluna sorduğunu ispatlıyan ayettikerimeyi okuyalım
Tin Suresi ayet 7: فَمَا يُكَذِّبُكَِ بَعْدُِ بِالدِّينِِ “Ey insan! Öyleyken sana dini yalan saydırtan nedir?”
Tin Suresi ayet 8: أَلَيْسَُِ اِلل بِأَحْكَمِِ الْحَِاكِمِينَِ “Allah hükmedenlerin en güzel hükmedeni değil midir?”
Yüce Allah yine sorar ey insan, seni bu duruma getiren neydi, böyle yalancı oldun da dini hiçe saydın. Yüce Alah’ın hangi şeyi senin hoşuna gitmedi de sen böyle yaptın. Hani ben sana demiştim; benim sana ihtiyacım yok; ama senin bana ihtiyacın var.
Peki senin kendi kendine zülüm etmenin sebebi neydi? Peki insan o zaman ne cevap verebilir? Yarabbi kusura bakma inandım ama yapamadım, demek seni kurtaracağını mı sanıyorsun. Ey insan oğlu burada yapılması gereken tek şey, namaz ve namazın faziletini öğrenmen ve hemen hiç zaman kayıp etmeden namaza başlamandir iste ozaman belki özürun kabul edilir.
44
Eğer insan gerçekten anlasaydı yanlız olmadığını, onu koruyan yüce zati idrak etseydi bu dunya yasaminda hiç bir şey ona zerre kadar zarar veremezdi.
Namazın fazileti nedir ? Namaz ne demktir ?
Bu değerlendirmeyi gerçekten anlamak ve ne demek istenildiğini idrak etiğimizde. Işte O vakit sıkıntımızın büyük bir bölümünü nasıl çözeceğimizi anlamışsınız demektir.
Namaz muminin mihracıdır. Söz Resulüllah sallallahü alayhi, vesallam, sahih bir hadis.
Yani namaz, insanlar ile yüce Allah'ı bir birine bağlayan ip, yüce Allah ile istişare etmek iradesinin yüce Allah’ın kudret elinde olduğunu anlaması için bir yol. Bu konuyu iyice anlamamız için : Namaz nedir? Niçin namaz kılıyoruz? Kimin emri ile kılmamız yada kime secde etmemiz lazım?
Hususu anlamak için ilk önce islamın ne olduğu, islam deyince ne anladığımızı bir iki kelimeyle, derine girmeden ve her kesin rahatlıkla anlayabileceği, bir şekilde izah etmeye çalışalım İnşallah. Çünkü bu konuyu başta biraz analtmiştik
İSLAM: Bir kanun, bir nizam, bir sistem, bir yol, bir ışıktır. Gece karanlığını aydınlatan bir lamba.
İslam bir yoldur. Yolda yürümeninde belli pirensip ve kuralları vardır.
Yani herkesimin uymak zorunda olduğunu belirten kurallar, prensipler ve bu presip ve kuralara göre yaşamayi anlatan bir kanunun ismi İslam diye adladirmiştir yüce Allah.
Hem bireysel ve hemde toplumsal için, gecerli olan kurallar. Bu kurallar nedir ve nasıldır sorusuna cevap ise uzatmadan tek kelimeyle izahi kainatı var eden yüce Allah’ın bir sistemidir. İLAHİ bir sistemdir.
Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını anlatan bir yol.
YANI İSLAM BİR YAŞAM SİSTEMİDİR.BELLİ KURAL VE PRENSİPLERİ ANLATAN BİR YOL. Insani beli konularda terbiye eden bir medeni sistem Bakin İslamın prensiplerini belirten ikinci madde, tek bir ilah olarak kabulettiğimizi ve yüce Allah’ın huzurunda durumumuzu gösteren NAMAZDIR.
45
Tekrarlayalım YÜCE ALLAH’I İLAH olarak kabul ettğimizi veya ispatlamak istediğimizi, anlatan ilk adım,yani yüce Allah'ın huzurunda saygıyla duruyoruz. Onun emirlerini yerine getireceğimize dair bize verdiği kulluk görevine, hazır olduğumuzu belirten istişare yolu.
İnsan ne diyor: YA RABBİ huzurunda durmam da maksad emirlerini yerine getireceğime dair sana söz veriyorum.
Namaz muminin mihracıdır. Yani iradeni kudret elinde olan yüce Allah’a günün belli saatleri içerisinde onunla istişare edip onun gösterdiği yolda yürüdüğüne dair, ilahi emre itaattır. Onun koymuş olduğu kurallara uymak zorunda olduğunu belirten bir yol dur.
Verilen emri dinlemek için istişare eden veya görevlendirdiği görevinde sadık olduğunu ispat etmek için bir ilişki baği kurmadır. En iyisini Rabbimiz daha iyi bilir.
Yani insanlar derki: Ya Rabbi bana verdiğin emir ve görevi yerine getirmem için bana yardım et, devamlı benimle olduğunu bileyim. Bana yardım ettiğini, bildiğim için emrine itaat ediyorum. Şimdi burada şu soru soruluyor ya iradem nasıl onun kudretli elindedir. İnsalara cevabımız cok açık ve nettir. Herkesin rahatlıkla anlayabilecek bir şekilde verilmiş, bir cevap. Hiç bir insan bu dünyaya kendi isteği ve kendi kudret iradesiyle gelmemiştir. Hiç bir insan bu dünyada, ne kadar kalacağını bilme kuvvet ve kudretinede sahip değildir. Evet En güzel cevap bu olsa gerek.
Yani seni yaratan, seni var eden yüce Allah, kainataki bütun varliklar yaratan yüce güç. Veya Yaratıcının muhakkak ki bir amacı vardı.
Çünkü hiç bir şey amaçsız değildir. Yani İnsanı var eden kuvvet ve kudret insanın iradesi de o yüce kuvet ve kudretin elindedir onun ismida Allah’dir ve bu kesin böyledir.
Yarattığı varlıkların iradesini kudret elinde tutan güç ve kuvvet sahibi ollan Allah İSLAM adıyla bir sistem kurmuş. O sistemin başı boş bir şey olmadığını, anlatan belli kuralar koyduğunu ve o kuraları maddeler halinde ayırmıştir. Her bir maddesi yol gösteren gösterge niteliğini taşımaktadır. Yolda yürümek için kuralları anlayın diye resuller (peygamberler) göndermiş. Resulerle
46
birlikte yol gösteren mushaflar verilmistir. Koymuş olduğu kuralları anlamak ve anlatmak için belli insanları görevledirmiştir. Onun içindirki diyoruz İnsan yüce Allah’ın bir görevlisidir. Bu meseleyi başta açık bir şekilde anlatmıstık. Bakara
suresi 30: وَإِذِْ قَالَِ رَبُّكَِ لِلْمَلََئِكَةِِ إِنِّي جَاعِل فِي الَْْرْضِِ خَلِيفَة "Hani Rabb'in, meleklere "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti.”
Bu ayeti kerime insanın yeryüzünde bir görevli varlık olduğu ispat eder. Daha önceden açıklamayı yapmıştık ama burada tekrarlamamızın sebebi istediğimizi daha iyi bir şekilde anlatmaya çalışmamizdir.
Günümüzde ki insanların kolayca anlaması için bir örnek ile konuyu dahada açıklayalım. Bir insan işçi olarak bir yerde çalışıyorsa veya bir firmada patronun işçiye verdigi işle meşkul olmak mecburiyetindedir.Çünkü,işçiye verilen iş, veya verilen görevi yerine getirmiyorsa o işçiye birdaha iş veremez veya kovar.Hepimiz çok iyi biliyoruzki işi olmayan insanın güvenceside yok demektir. Ama çalışan bir işçinin her şeyini patronu karşılar. Yani Çalısan insan bir nevi bir koruma altındadır. Çalışmayan bir insan veya işi olmayan insanin ne korumasi var ve nede güvencesi vardır. Guzel bir şekilde yaşaya bimesi için muhakkak bir yol bulması lazımdır.
Ama İLAHİ sistem öyle değildir. Her kimki yüce Allah ile ilişkisini koparıp bir daha oraya gitmiyorsa o zaman kendi başının caresine bakmak zorundadir,diye bir şey yok. Yüce Allah onu yaratırken onun için ayrılan ne ise ona verilecek.
Çünkü ona beli bir zamana kadar muhlet verilmiştir
Bakin buradaki farki biraz daha iyi anlayalim Verilen hiç bir emri yerine getirmemişolan insan. Yani Namaz kılmamış, oruç tutmamış belirtilen beş kuralın hiç birisine uygun bir yaşam ile dünyada yaşamamış. Ama yine de yuce Allah o kuluna kapısını tamamen kapatmamıştir. Çünkü yüce Allah bilirki o bir gün pişman olup kendisine dönecektir.Bir gün gerçekten yaptıklarına pişman olup ve geri döndüğünde yüce Allah yinede kuluna merhamet eder. Onu kovmaz birdaha sanş verir ve kendisine tekrar yol gösterir.
Anlaşılması gereken asıl konu, yüce Allah insanlara gösterdiği yol koyduğu kanunlar, dünyada her şeyi iyice kolaylaştırsın diyed, İslam adli bir sistem veya yol göstermistir.
47
Işte o sistemin içeriğini anladiğimizda insan hak ve hukukun nasıl onduğunu guzel bir sekilde nasil yasiya bileceğini Kur’ani kerimde izah etmistir. Yine konunun başına geliyoruz. Yani İnsan dediğimiz varlıklara dünya yaşamasini kolaylaştırsın diye ilkeler ve kuralar koymustur.
Yani bu ilkelerin başlangıç maddesinin ikinci maddesi olan NAMAZDIR
Yüce Allah namazi kılmamak için hiç bir yol bırakmamıştır. Hangi hal üzerinde olursan ol muhakkak zaruret kabul etmeden mecbiren namaz kilin demiştir.Yani Namaz konusunda kesinlikle taviz verilmemiştir.
Yüce Allah insana karsi çok merhametli olduğunu bildirmesi için namaz kılmak zorunda bıraktırılmış. Çünkü, yarattığı kulu ile ilişkinin ve istişarenin kesilmemesi için yüce Allah tarafından zorunlu kılınmıştır. İnsanların onun rahmetine ve merhametine muhtaç olduğunu bilmesi ve yanlış yola girmeden doğru yolda yürümesi nedeniyledirki bunda taviz verilmemiştir.
Evet tekrarliyalim Yüce Allah kullarına karşı çok merhametlidir. Kullarını gerçekten sevdiği için ve yanlız olmadıklarını idrak etsinler diye, namaz konusunda kesinlikle taviz vermemiştir.
Günün belli saatlerinde onun huzurunda durması, ondan yardım istemesi ve yanlış yapmamasi için, namaz kılın demiştir. “Ruku edenlerle birlikte siz de rukua gidin” demistir.
İnsan yeryüzünde Allah’ın emirlerini yerine getiren sadece görevli bir varlık olduğunu anlaması içindir. İnsanın namazda Allah ile olan ilişki ve söyleyişine bir bakin. Yüce Allah'ın huzuruna çıktığımızda söylememizi emir edilen veya okumamızı mecbur kılan ayet ve duaya bir bakalım, doğrumu veya yanlış mı anlatılanlar.
Namazda Ne diyoruz? namaza başladığımız an söylediğimiz ilk kelimedir. ِِمْسِب ِِ الل ِ ِنمْحَّرلا ِِميِحَّرلا Bismillāhi Rrahmāni Rrahīm yani merhametli olan ve kullarını afeden bağışlayan Allah’ın adıyla başlıyorum diyorsun.
YÜCE ALLAH soruyor Ey kulum! Sana karşı merhametli olduğumu ve seni bağışlamak istediğimi bildiğinden dolayı benden ne istiyorsun.
Kul cevap veriyor لْحَمِْدَُِّ لِِل رَبِِّ الْعَالَمِينَِ Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Yarab sana sonsuz teşekkür ediyorum.Yüce Allah yine soruyor; “niye teşekkür ediyorsun kulum.
48
Yine kul cevaben şuyleder ميِحَّرلا ِ ِنَمْحَّرلاErrahmânir'rahim. Sen kullarına karşı çok merhametlisin kuluna acıyan, koruyan ancak senin olduğunu bildiğim için Ya Rabbi der!yüce allah sorar yine ne istiyorsun kulum? Bana din gününde merhamet eden yanlız sensin ya Rabbi!
ملك يوم الدي Mâliki yevmiddin Çünkü, din günün sahibi yanlız sensin ya Rabbim der. senden başka hiç kimseye hesab vemiyorum. Yani mahşer gününün sahibi, kıyamet gününün sahibi sensin yarab.
Yüce Allah yine soruyor ”o zaman ne yapman lazım kulum.”
إِيَّاكَِ نَعْبُدُِ وَإِيَّاكَِ نَسْتَعِينُِ İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în.
Ya Rabbi sadece sana boynumu eğerim sadece senden isterim.
Yüce Allah yine sorar kulum ne istiyorsn
اهْدِنَا الصِّرَاطَِ الْمُسْتَقِيمَِ İhdine ssırâtel müstakîm Ya Rabbi beni doğru yoldan ayırma.
Yüce Allah yine sorar kulum daha ne istiyorsun
صِرَاطَِ الَّذِينَِ أَنْعَمْتَِ عَلَيْهِمِْ غَيْرِِ الْمَغْضُوبِِ عَلَيْهِمِْ وَلَِّ الضَّالِّينَِ
Sırâtallezîne En'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn AMİN!
Ya Rabbi! Yolunu kayıp eden, senden uzaklaşıp ondan sonra senin hışmına uğrayanlardan etme beni. Merhamet ettiğin kullarından eyle beni. Senden istediklerimi bana ver.
Ya Rabbi!
Bir bakın bakalım nasıl bir lişki, nasıl bir istişare, nasıl bir güvence bunu idrak etmek için yüce Allah'ın emirlerini yerine getirmek için, ne lazımsa niçin yapmıyorsun. Senki yüce Allah’ın yeryüzünde halifelik şerifi ile vazifelendirildiği bir kulolduğunu ispatlamak mecburiyetinde değilmisin. Ey insan!
Yüce Allah sana bir görev vermiş.O görevinden dolayı seni ilahi korumasına almış ve hakkikatı temsil görevini anlayıp yerine getiresin diye.
Aslında insan oğlu öylesi bir şekilde koruma altına alinmişki bunu anlayıp idrak etseydi o zaman inanırdık ki hiç bir kuvvet insana zarar veremez. Ve ayni zamanda insana o teminat zaten verilmiştir.
Bir ayeti kerimede şeytan diyor ki ya Rab bana mühlet ver kıyamete kadar ben onlardan bir çoklarını oldan çıkaracağım. Çünkü ben Ademe secde etmediğim icin beni kovdun bende ademin zuriytinde sana şükür etmesin diye kendime dost edecegim ve kandiracağim hak yolunda uzaklaztiracağim
49
Yüce Allah’ın cevabı, “şeytana her kimki sana uyarsa hepinize azap ederim.”
Ama bunu bilki benim yolumda olan kularımın üstünde senin hiç bir hakimiyetin yoktur ve olamazda.
İsra
Suresi 65: إِنَِّ عِبَادِي لَيْسَِ لَكَِ عَلَيْهِمِْ سُلْطَان وَكَفَى بِرَبِّكَِ وَكِيلَ “Benim gerçek kullarıma gelince, senin onlar üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur.Allah,onlar için yeterli koruyucudur.” Yine bir başka ayeti kerimede yüce Allah şöyle buyurmaktadir.Nahl SUresi
99: إِنَّهُِ لَيْسَِ لَهُِ سُلْطَان عَلَى الَّذِينَِ آمَنُواِْ وَعَلَى رَبِّهِمِْ يَتَوَكَّلُونَِ
”Çünkü şeytanın, Rablerine sığınan mü'minler üzerinde hiçbir nufuzu, hiçbir etkinliği yoktur.” Yani, Allah'ın gösterdiği yolda olan insan, hiç bir zaman ne mahzun olur ve nede kimse ona bir zarar verme gücüne sahiptir. Hiç bir güç yüce Allah'ın gücünde fazla değil. Hiç bir kuvet yüce Allah'ın kuvetinin üstünde olamaz.
Aslında sadece Nas Suresini okuduğumuzda bu gerceğin nasıl olduğunu daha kolay anlıyabiliyor insan. Qul euzu bi Rabil naas, Maliki naas, İlahi naas, Rab terbiye eden.Allah’ın terbiye ettiğ bir insanı hangi güç onu yoldan çıkarabiliyorki. Düşünün bir terbiyecisi kimdir ve nasıl terbiye edilmiş ne mutlu o insan ki yüce Allah'ın terbiyesi ile terbiye dersini alana.o ne güzel bir terbiye edendir Hiç düşüne biliyormusun? Ey insan!
Malik yani emir veren,insana görev veren emirdar, insana iş veren amir. O nasıl güzel bir amirdir, yine ne mutlu o insana ki yüce Allah’ın emri ile görevli olan. o en güzel bir amirdir Hiç düşüne bilirmisin Sen ey insan?
İllah hesap verilmesi gereken tek göç, özür dillenilmesi gereken yüce varlık, boyun eğeceğin yüce zat, o öyle bir varlıktırki. Eşi benzeri olamayan kainatı verenden padişahların padişahı olan yüce hakatan başka kime boyun eğiyorsun ki, ey insan! Ne mutlu o insana ki onu öyle idrak edip boyun eğene.
Evet iyicene bir anmliyalim Yüce Allah’ın Rab isminin terbiyesi ile terbiye edilen bir insan nasil yuce bir varliktir anlamak için yetmezmi?
50
Kendisine hizmet etmesi için insana vazife veren, yüce melik kainatı vareden illahlık sıfatı ile koruyacağı insanı nasil bir varlik olduğunu hiç düşündünmü kendi nefsine hiç sordunmu ey nefis sen niçin yaşiyorsun bu dünyada seni kouryani hiç varliği neden göremiyorsun hakikati gormeni engeliyen şey nedir Ey insan!
Nasıl düşünebiliyorsunki onun huzurunda iken biri sana zarar verebilecek güce ve cürete sahib olabilir.yüce hakin huzurunda olduğunu ierak eden insan ona zarar veren bir varligi olduğunu düşünürse ozaman gercekten aptal ve iman etmemistir demeki.
Evet bunca delilden sonra Bu dünyada yanlız olduğunu nasıl düşünebiliyor ki insan. Çünkü Korumasız ve kendi başına bırakmış bir varlık değilsin ki sen. Evet Her insanın koruma melekleri vardır, Ama insan özünde uzaklaştığı için bırakın kendisini koruyan melaiketleri görmesi onlari hayal bile edemez kadar kör olmuştur.
Birde bir İnsan nasıl düşünebiliyor ki, yiyecek bulamam,veya rizkimi temin edemem sen kimin hizmetinde olduğunun farkında mısın, Sen ey insan!
Sen bilmez misinki, yüce Allah yarattığı bütün varlıkların rızkına ben kefilim demiştir. Onları ben yaratığım için yaşaya bilsinler diye rızkını ben veriyorum.
Hud Suresi6: وَمَا مِنِْ دَابَّة فِي الَْْرْضِِ إِلَِّّ عَلَىِ اِلل رِزْقُهَا وَيَعْلَمُِ
مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُل فِي كِتَاب مُبِين “Yeryüzündeki bütün canlı türlerinin beslenmelerini ve geçinmelerini sağlamak Allah'ın garantisi altındadır. O, onların ilk barınma yerleri ile geçiş yerlerini bilir.” Bütün bunlar açık bir kitapta yazılıdır. Bunları gerçekten düşünüp idrak eden insan ne bu dünyada nede öbür dünyada hiç bir zaman ne kimseye muhtaç olur ve nede kimse ona zarar verebiliyor.
Ya bu anlatıkların doğru iyide peki bana niçin zarar veren oluyor.
Bana cin niye musallat oluyor. Bana büyü niye yapılıyor. Ben niçin rızkımı temin edemiyorum.
Ey insan! Sen sahibinle, ilişkini kesmişsin de ondan,
sen niçin yaratıldığını bilmiyorsun ve öğrenmek te istemiyorsunda ondan dolayidirki sana zarar veriliyor ve zarara uğriyanlardan olursun.
Insan zannediyorki yaşamak yemek içmek ve çalışmak içindir.
51
Yani insan yaşadiği yaşamda dünyaya sahip olmak için kendisine her şey mübahtir iyi kötüyü ayırt etmeden vargöcü ile cabaladiğindan dolayidirki insan yanliş ve hata yapabiliyor.
Ne zamanki İnsanlar yaşamda yaptığı yanlışların, ne olduğunu ve neden kaynakladığı öğrendiği an işte ozaman hatayi veya yanlisi nasıl tamir edeceğine dair bilgi sahibi olmak ister.
Ozaman diyebilirki ben Öğrendiğim bilgi ile yanlış ve hatadan nasil dönecagim diya bir arayiş içerisine girer. Yani Hatanın başlangıç noktası ne olduğunu anlamıştır demek.
İşte o vakit kulluk görevini yerine getirmek için yüce Allah’ile ilişki bağını yeniden kurmaya çalişir.
Allah’ın emirine itiat etmek için, yüce hakkın huzurunda saygıyla durur. ve kendisinden yardım ister. Yani İbadetini eksiksiz yapar. Gece gündüz çalışır sanki yeniden doğmuş gibi olur. çünkü yüce Allah ona o imkan sağlamış ve şans vermistir diye başta belirtmiştik.
Günümüzde çokça sartladiğimiz sorulardan biri Ya ama ben namazımı kılıyorum, elinden geldiği kadar Allah’ın emir ve yasaklarında uyuyorum ama yinede zarar görüyorum. Rızkımı tedarik etmek için endişe içerisinde yaşıyorum.
Evet Sen de doğru diyorsun güzel kardeşim, o zaman bu sorunun cevabına hep beraber bakalım Allah’ın izniyle.
İnsanların kıldığı namaz, yaptığı ibadet, onu bütün kötülüklerden koruyamıyorsa, o zaman nasıl ibadet ettiğine dair kendi kendisini sorgulamalı.yani Yaptığı ibadet kildiği namaz adet olsun diye mi secdeye gidiyor. Yoksa gerçekten hakkı idrak etmiş ve yüce hakkın huzurunda olduğunu bilerekmi namaz kılıyorsun. Sen hangi hal üzerindesin, kıldığın namaz, adet mi yoksa, gerçekten haki idrak eden ibadet mi, diye sorunun cevabini senden daha iyi kimse veremez.
İnsan nerde hata yaptığını anladıysa işte ozaman hatayı tamir etme yollarını arar. Evet Namaz kılıp namazın faydasını görmeyen insan hakikatı anlamamış insandır.
Sorunun asil Cevabı demek ki hakikatı hak olarak yaşamıyorda, hakikatı adet haline getirmesindendir. Günümüzdeki taolumda bunu rahatlıkla göre biliyoruz.
52
Başta belirtmiştik Hakikat yok olmuş. Adet ise din olmuş. Her toplum kendi adet ve kültürlerin de ki varolan yasak veya müsade edilenler ile yaşıyorlar ve dininide öyle öğrenmiş.
Din böyledir diye, kendisini kandırdığı gibi gelecek nesillerede öğrendiğini vermeye çalışıyor.
Bir insan nasıl öğrendiyse öyle yaşıyor. İman insanın büyüme şekline göre insanda kuvvet bulur. Anladığı bilgiye göre imanı anlamış ve anladığı şekile görede yaşıyor. Hiç Kimse bildiğinden fazla inanmaz yani ne biliyorsa inancınida öyle yaşiyor.
Onun için İslam alimleri: “Her insan ilmi hal dediğimiz, bilgileri öğrenmek için, illahi bir farzdır” demişler. Yani Günlük halini düzeltme ilmi veya günlük olarak sana lazım olan ilim. Bu soruyu bir daha sormak istiyoruz Gelin hepimiz gönümüzdeki toplumun bilgisine bir bakalım. Gönümüz anelerine yani çocuğu büyüten anne ve babayi anlamaya çalişaklim. İslam ülkeleri içerisinde insana terbiye veren çoçuğu büyüten bir çok anne ve baba, daha Fatiha Suresini doğru dürüst okuyamadiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Fathia suresi ise namazin sahih olmasi icin okunan ilk ve önemli duadir herkimki namazda fatiha suresini okuyamiyorsa namazi kabuldegildir. Şimdibiraz iyicene düşünelim İlahi huzurda ne söylediğini bilmiyen ve süylediklerini anlamayin insan nekadar huşu içerisinde namaz kila bilirki. Bu bir başka konu olduğu için burada anlatmaya çaliştigimiz ufak bir bilgi olarak bizleri büyütenlerin nasil bir bilgiye sagip oldugunu anlamakti. Evet Bu bir gerçek insan bildiği bilgi kadari inanır. Yani İnancın bilgin kadar kuvetlidir. Günümüz İnsanlari dinini kendi adet gelenek ve göreneklerine göre uydurup ve öyle yaşıyorlar. İşin asıl gerçeği ise tam tersidir. İslamda ki hakikat dini insanlar kendi adetlerine göre değilde, adeti dine göre yaşamak ve yaşatmak zorundadir.
Malesef günümüz toplumuna baktığımızda dini, adetlerine göre yaaşiyorlar. Bu sikintiyida günümüzde islam toplumu içerisinde çok büyük çelişkilere yol açtığını rahatlıkla görebiliyoruz. Çünkü her milet veya toplumun yasama sekli gelenek ve göreneklerine göredir yani öğrendiği hakikat başka bir toplumun gelenek ve göreneklerine göre terstir.
53
Başka bir toplumu hitap edemez ve yanlış anlaşılmalara sebep verir. O hakikat sadece o toplumun gelenek ve göreneklere göre öğrenilmiş ve öğretilmiştir. Ama Ne zaman ki insanlar kendi örf ve adetlerini dine göre yaşasa, işte o zaman o din her toplum için geçerli olur. İşte o zaman toplumların bir birlerini anlaması ve tanışması kolaylaşıyor. Ortak olan tek yön aynı yasaya uyma ,aynı müsadeye göre yaşamak. Dini adete uydurmak değilde, toplumların örf ve adetlerini dine göre ayarlamaya çalıştığımızda,ozaman yüce Allah'ın gösterdiği dinin terbiye şekli ile toplumu terbiye etmeklazimdir. Yani Dinin gösterdiği ahlak ile ahlaklandırmak. Ve Dinin müsade ettiğiniveya yasak ettiği gibi yaşamakgerekiyor. İşte ozaman tuplumlarin bir birileri ile yaşamsi hem kolaylaşır ve hem de savaşlar, kavgalar biter.
Işte O zaman Din, mezhep ve millet çatışması hiç bir zaman olmazdı. Tekrar başa geliyoruz. Bir insan yaratılış sebebini bilip ona göre yaşasaydı, yüce Allah ile ilişkisini kesmeseydi, gerçek ilahi nizami, yeryüzünde yaşatan varlıklar olduğunu ve yüce hakkın yeryüzünün hizmetkarları olduğunu hepimiz gürür yaşardık ve yaşatırdık.
Aslinda Şimdi yinede geç kalmış sayılmayız. Bulunduğumuz her yerde haki hak olarak yaşiyalım ve yaşatalım. Işte ozam Kavgalar, ölümler ve bütün sıkıntılar ancak böyle yok edebiliyoruz.
Ya Rab! Bizi sana layık, idrakı açık olan insanlar eyle. Ya Rab! Bizi doğru yoldan ayırma. Ya Rab! Bizim istediğimiz bir yaşamı değilde senin bizi yaratığın amaca göre bir hal içerisinde yaşamamizi nasip eyle. AMİN!
Resul nedir?
Burada bu meseleleri iyi anlamak için resul nedir? İnsan ile Resullerin arasında ki fark nedir? Anlamak ve ögrenmek ile yüce Allah'ın bize gönderen mesajların ne olduğunu iyice anlamamıza yardımcı olur.
İnsan ve sırlari dediğimizde sırların kaynağı ve sırları anlatan varlıkları kim olduğunu bilmesek konuyu anlama, kaynağımız zayıf olur. Hem meselenin ispatı açısından hem de anlaşılması açılmasında çok azda olsa, Resulun ne olduğunu anlatmaya çalışalım. İnşallah.
54
Bir kaç kelime ile hakikatı Muhammed’iyi anlamaya çalışalım. İnşallah.
Resul nedir? Resul kimlerdir? Resulluk insanın kendi isteğiyle mi yoksa, yüce Allah’ın kendisi seçtiği insalar mı? Resullerin mucizeleri nelerdir?
Resul diye adlandırdığımız zatlar onlarda insan olup yüce Allah kendi zatı kudreti ile kullarının arasında seçtiği belli kişilerdir.
Yüce Allah Resuller olarak seçttiği kişileri daha annenin rahminde iken,ilahi sıfaı ile koruma altına almıştır.
Bu anlatilan böyle olduğuna dair Kur’ani kerimde açık bir şekilde ayetler ile belirtilmiştir.
Yani kisacasi Bizler gibi yiyen, içen, uyuyan ,gezen, konuşan insanlardır ama onlarin nefis iradesi yüce Allah’in kudret elindedir.
Yani açikçasi Bizim anladığımız veya bizim bildiğimiz insanlar değildir.
Çünkü normal insan ile resuller arasında çok büyük fark vardır.
Yer ile gök boşluğunu dolduracak kadar fark vardır desek yanliş dememiş oluruz inşallah.
Başta belirtiğimiz gibi Onlarda da nefs vardır.Nefsleri yüce Allah’ın kuddret elindedir.
Yani Onlar yüce Allah’ın emri ile yerler. içerler, yatarlar, kalkarlar, konuşurlar ve susarlar. Yani Onlar kendi istek ve arzularına göre hiç bir şey yapmazlar.
Işte Onlar o kadar EMIN kişiler olduklarından dolayı yüce Allah onları elçi olarak seçmiştir.
Elçi demek verilen görevi harfiyen yerine getiren demek. Dikat!!! Bu zatlar kainatı var eden, bütün zerreleri yaratan, yüceler yücesi olan Allah'ın elçileridir. Onun için özeldir.Yüce Allah'ın adetini yer yüzüne hakim kılan özel hakimlerdir.
SAKIN ONLARI NORMAL, İNSANLAR GİBİ, DÜŞÜNMEYİNİZ
Eğer öyle özel yetiştrilmiş olmasalardı, her akılı insan kendini Resul ilan ederlerdi. Bizim bildiğimiz insalardan değildir. Bu ayeti kerimede yüce Allah’ın elçileri insan olduğuna dair bir isptır.
55
Bakın ne diyor;Yüce Allah En'am SuresiAyet 9: وَلَوِْ جَعَلْنَاهُِ
مَلَك ا لَجَِعَلْنَاهُِ رَجُ لَِ وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِمِْ مَا يَلْبِسُونَِ “Eğer meleklerden bir peygamber gönderseydik onu insan kılığında gönderecektik. O zaman da kâfirler şimdiki yanılgılarının aynısına düşmüş olurladı.”
Bu ayeti kerimede peygamberlerin insan olduğunu, melaiket olsaydı dahi, yine insan sıfatına çevrilip ondan sonra elçilik görevine gönderileceğine dair yüzde yüz kesin ve net bir mesajla bildirmiştir.
Yüce Allah Peygamber olarak gönderdiği, resullerin hepsi insandır. Bu kesin böyledir.Yine her şeyin en iyisini yüce Allan’tan başka hiç kimse bilemez.
Resul kimlerdir? Niçin gönderil miştir?
Her okumuş insan, Arifbilah olmuş veya gavsul azam olmuş. Ne olmuşsa olsun, Ama kesinlikle Resul veya peygamber olamaz. Resulluk ile alimlik hiç bir zaman bir birine benzemez ve birde değildir.
Resul yüce kainatı yaratan Allah’ın elçileridir. Alim ise Resullarn getirdiği ilmi ile amel eden sadık bir kuludur. Alimler Resullerin getirdiği emirleri öğrenen ve harfiyen yerine getiren insanlardır.
Başta'da belirtmiştik. yüce Allah Resulluk Risaletini direk olarak bizzat kedisi o insanlara vermiştir. Çünkü, o kişileri kendisi seçtiği için ilahlık sıfatı ile korumasına almış ve yetiştirmiş. Ondan sonra o kullarına elçi olarak görevlendirmiştir.
Kurani kerimde bleritiği gibi Yüce Allah belli bir asırdan sonra, yeni elçiler gönderir. Yani peygamberler gönderir. Kıyamet gününde insanlar demesin, ya Rabbi! Bize yol gösteren birini göndermediğin için, biz yanlış yolda yürüdük.
Yani Her asırda gönderen peygamberlerden sonra yaratılan bütün varlıklar ikinci bir peygamber gelene kadar ilk gönderilmiş peygamberin ümmetinde sayılır.
Burada acik bir şekilde anaşiliyoki Resullullah s.a.v dan sonra günümuze kadar ne kadar yaratılan varlık var ise hepisi Muhammed Mustafa’nın ümmetinden sayılırlar.
56
Yüce Allah Peygamber olarak gönderdiği Elçilerine bir millete veya bir ırka yanliz gönderilmediğine dair, şu ayeti kerimede açik bir şekilde dile getirmiştir.
Enbiya Suresi ayet 107: وَمَا أَرْسَلْنَاكَِ إِلَِّّ رَحْمَة لِّلْعَالَمِينَِ
“Ey habibim muhakkakki biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik
Başta da belirtmiştik belli aralıklar ile gönderilen elçiler veya peygamberlerden sonraki bütün varlıklar o gönderilen peygamberin ümmetinde sayılır.
Kurani kerimedeki su ayete açik bir şekilde anlaşiliyorki her umete bir peygamber gönderilmiştir
Yunus Suresi aye47: وَلِكُلِِّ أُمَّة رَسُول فَإِذَا جَاءَِ رَسُولُهُمِْ َ
قُضِي
بَيْنَهُمِْ بِالْقِسْطِِ وَهُمِْ لَِّ يُظْلَمُونَِ “Her ümmete bir peygamber gönderilmiştir. Peygamberler gelip de mesajlarını duyurduktan sonra ümmetler hakkında adalet uyarınca hüküm verilir, onlara haksızlık edilmez.”
Bu ayeti kerimde verilen birinci mesaj; her ümmete bir peygamber gönderildiğini ispatlar. İkinci mesajda; yüce Allah belli aralıklar ile yeryüzüne gönderdiği peygamberler ile ilahi emirlerin ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini yeryüzüne yaşıyan bütün varlıklara anlatması ve ilahi adeletin hakim kılınması için, hakka hizmet eden elçiler olduğunu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Yüce Allah peygamber olarak gönderdiği elçilerine mucize vermistir.
Peygamberlere verilen mucizeleri ile yeryüzündeki varlıklara yüce Allah tarafinda gönderildiğini elçi olduğunu ispatlayan delillerdir. Onlara peygamger olduğunu ispat eden olağanüstühaller varilmiştir. Yani Yeryüzünde hiç bir varlığın, yapamıyacağı şeylerdir.
Nebilere öyle bir ilim verilmiş ki dünyada hiç bir varlık, onların bildiği ilmi bilmez. Onların yeryüzünde yaşıyan bütün varlıklardan, üstün olduğunu yüce Allah tarafından verildiği ilim sayesindedir. Onlar gaybı bilirler.Cin Suresi 27: إِلَِّّ مَنِِ ارْتَضَى مِن رَّسُول فَإِنَِّهُِ يَسْلُكُِ مِن بَيْنِِ يَدَيْهِِ وَمِنِْ
خَلْفِهِِ رَصَِ “Bu sırları sadece seçtiği peygamberlerine açar. Onların önlerinden ve arkalarından gözcüler, korucular salar.”
57
Eğer öyle olmasaydi her akılı insan veya biraz ilim bilen insan çıkar bende Resul veya peygamberim diye iddia ederdi.
Nedir bu mucizeler? Yüce Allah, Risalet verdiği Resul veya Nebilerine ilim kapısını açmış. En ufak bir hareketleriyle bir çok şeyleri degiştirebilirler.yani Yüce Allah’in ol sifati ile sifatladirilmiştir birseye sadece older oda hemen olu verir allahin izni ile ve yüce Allah her bir peygambere ayrı ayrı mucizeler vermistir. Bu mucizelerin ne olduğunu alamak için Kur’an kerimde açık bir şekilde anlatılmştır. Toplumun yüzde 95 kesimi tarafından bilinen bir kaç peygamberin, mucizelerini burada sayalım: Adem a.s mucizesi yeryüzünde yaratılan bütün varlıklar konusunda bir ilim verilmisti. Yeryüzünde yaşıyan en yırtıcı hayvanlarla konuşa biliyordu.Adem a.s onun mucizelerini hepsini anlatmaya kalkarsak bir kitap yazı yazmamız lazım.
Musa a.s mucizesi asa verilmişti. O asasıyla denizi ikie böler, taşlara vurunca taştan su çıkardı. Ellerini koynundan çıkarınca elleri bembeyaz olurdu.Yüce Allah kendi zati sıfatı ile Adem a.a sonra konuştuğu tek peygamber Musa a.s’dir. Musa a.s mucizelerinin hepsini anlatmaya kalkarsak bir kitap yazmamız lazım.
İsa a.s mucizesi ölüleri diriltme mucizesi verilmişti. Topraktan kuş şeklini yapıp yüce Allah’ın izni ile kuş olup uçardı. Anadan doğma kör, sakat olanları iyileştirirdi. İsa a.s’ninde mucizelerinin hepsini anlatmaya kalkarsak bir kitap yazmamız lazım.
Ahir zaman peygamberi olan Resullulah s.a.v. Muhammed Mustafanın mucizeleri çoktur. Sadece bir kaç tanesini anlatalım:
Parmağını aya uzattığında ay ikiye bölünürdü. Elini suya koyup kaldırdığında her bir parmağı birer çesme gibi su akardı. Yüzlerce sahabe o su ile abdest alıp, hayvanlarına sur verirlerdi. Mercidi Haram’da iken, Mescidi Aksa’nın içinide neler olduğunu veya nasil olduğunu tek tek anlatirdi.
Resulullah s.a.v en büyük mucizelerinden biride Kur’ani kerimdir. Milyonlarca Kur’an hafızı olan insanlar var olduğunu, görmek nasıl bir mucize olduğunu her kes rahatlıkla anlar. Eğer Kur’an mucize olmasaydı.O hafızlık meselesi olmazdı. Şuana kadar binlerce kez değiş
Tirilirdi incil veya tevrati değiştirdikleri gibi
58
Ahir zaman peygameri olan muhamed mustafa nasıl bir peygamber olduğunu anlamak için bu ayeti kerime yeterlidir.
Enbiya Suresi ayet 107: : وَمَا أَرْسَلِْنَاكَِ إِلَِّّ رَحْمَة لِّلْعَالَمِينَِ
“Biz seni tüm alemlere rahmet olarak gönderdik.”
Önemli bir not: Bu kitabım içeriği iyice anlasılsın diye, biz burada sadece bir kaç tane önemli mucize anlattık. Yoksa kitaplar ile yazılar yazarsa yinede tek bir peygamberin mucizesini ne anlatabiliriz ve nede onların kişiliği hakkında söz süyliye biliriz.
Tekrarlıyalım. Buradaki mucizeleri vermemizin sebebi sadece Resulleri, insanlardan ayıran yanlarının ne olduğunu anlamak içindir.
Bakın resullulah s.a.v Muhammed Mustafa gaybı bilirdi.
Gayb ilmini yüce Allah'tan başka hiç kimse bilmez. İspatlıyan ayetler göndermiştir. O sırlar kapısını kimlere açmış. Açtığı gayb ilminin kapısınıda nasıl koruduğunu şu ayeti kerimeyi bir daha okuyup anlayalım.
Cin Suresi 26: الِمُِ الْغَيْبِِ فَلََِ يُظْهِرُِ عَلَى غَيْبِهِِ أَحَدا “Gaybın bilgisi O'nun tekelindedir. O gaybın sırlarını hiç kimseye açmaz.” Cin Suresi 27: إِلَِّّ مَنِِ ارْتَضَى مِن رَّسُول فَإِنَّهُِ يَسْلُكُِ مِن
بَيْنِِ يَدَيْهِِ وَمِنِْ خَلْفِهِِ رَصَدا “Bu sırları sadece seçtiği peygamberlerine açar. Onların önlerinden ve arkalarından gözcüler, korucular salar.”
Aslinda Bu konularda binlerce kitap yazılmış binlerce Kur’an tevsiri yazılmış. Amacımız bura mucizeleri sıralamak degil. Sadece Resul olarak gönderilen zatların kendiliğinden o görevi seçmediklerini, yüce Allah tarafinda seçilip gönderildiğini anlatmaktır. Burada kısa bir şekilde anlatmaya calıştığımız bu meseleyi iyicene anlamak için Resuller yüce Allah ile direk istişare halinde olan elçiler olduğunu anlatmaktir.
Baştede belirtiğimiz gibi Elçilerin görevi Yüce Allah'ın emrini, yeryüzünde yaşıyan varlaklara bildirmek ve anlamaktir. İlahi nizamı, ilahi kanunu ve ilahi adaleti yeryüzünde hakim kılana kadar yüce Allah’ın emri ile mücadele etmişlerdir.
59
Burada iyice anlaşılması gereken bir başka konu yüce Allah'ın Resulleri olan elçiler insan, cin ve melekere öncülük etmişlerdir.
Peygamberler için görülmiyen varlık diye bir şey yoktur. Yaratılan bütün varlıklara, yüce Allah’ın emirlerini bildirmeleri gerektiği için, onlara hiç bir varlık gizli kalamaz.
Burada Resulluk konusunu kısa bir şekilde anlatıktan sonra,Günümüzdeki insan yaşamınin nasil onduğunu daha iyi anlşılması için, Resullerin yolunu takip eden Alimlerin veya gerçek iman edenlerin, kimler olduğunu kısa bir sekilde anlatmaya çalışalım. İnsallah!
Alim nedir?
Resullerin takipcisi onlan Arifbillah dediğimiz Alimlerin bilgi kaynağı sadece ve sadece Kur’ani kerimdir.
Onlar Resullerin gösterdiği yoldan çıkmazlar. Onlar Resulerin çizdigi yolu öğrenmiş, iyice anlamiş ve Resullerin Ahlakıyla Ahlaklanan insalardır.
Arifbillah dedeğimiz Alimler kendi isteğiyle o yüce mertebeye çıkamazlar.
O mertebeye çikmasina Yüce Allah’ın yardım etmesiyledir. Onlar peygamberlerin varisleridirler. Onlara o mertebeyi veren yüce Allah'dır.
Tekrarlıyalım: Onlar yüce Allah'ın emir ve yasaklarına eksiksiz uyduklarından dolayı o makama gelmişlerdir.
Yüce Allah onlara keşif ve keramet ilmi vermistir. Hem feraset hemde basiretleri açıktır. Onlar da Resuller gibi yüce Allah tarafından koruma altına alınmışlardır. Bazı ilahi sırları bildikleri ve hakikatı temsil ettikleri için yüce Allah tarafindan koruma altına alınmışlardır. Onların kendi arzu ve isteğiyle değil.
Yüce Allah peygamberlerine mucize vermiş.Veli kullarına ise keramet vermiştir. Yüce Allah onlara verdiği gizli ilimle insalardan üstün kılmıştır. Onların üstünlük derecesi o ilim sayesindedir.
Her kim ki kendi kendini alim veya şeyh ilan ederse sonu belidir yani yüce Allah onu yalanci maskesini duşurüp herkese rezil olacaklar bunlarin bir çoğunu zaten böyle olduğunu rahatlikla göre biliyoruz.
60
Bir daha tekrarlıyalm. Arif olan Alimler Resullerin gösterdiği yolda yürüyen insalardır. Yüce Allah peygamberlerine mucize vermiş. Ariflere ise keramet vermistir. Yüce Allah Kur’ani kerimde Alimler, peygamberlerin varisleridir. Yusun Suresi 62: أَلَِّ إِنَِّ أَوْلِيَاءَِ
اَِِّلل لَِّ خَوْف عَلَيْهِمِْ وَلَِّ هُمِْ يَحْزَنُونَِ “Haberiniz olsun ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur. Onlar hiç üzülmeyeceklerdir de.”
Önemli bir bilgi: Güzel kardeşlerim burada anlaşılması gereken şey. İnsanalara zarar veren cinler, şeytan veya şeytanın askerleri olan insan, cinler ve bütün varlıklar çok iyi biliyorlar ki Allah’ın gerçek dostları olan alimler karşısında ne saklanacak yer bulurlar nede o alimlerin olduğu yerlere girebiliyorlar onlar.
Ya Rabbi! Bizleri sana yakın olan kularından eyle.
Ya Rabbi! Senin sevdiklerini bizede sevdir. Ya Rabbi! Senin dost olarak sectiğin kullarını bize de dostet. Amin!
Yüce Allah'ın yarattığı varlıklar konusunda, tam bilgi sahibi olan insanlar yüce Allah'ı idrak etmede daha başarılı olurlar. Onun için burada çok azda olsa cin, melaiket ve şeytanların ne olduğu konusunda kısa bir bilgi verelim. İnşallah.
*İnancı olmayan bir insan kapısı olmayan bir eve benzer. Kapısı olmayan evin güvenliği yoktur. *Her kapıyı açmanın kestirme yolu habire anahtar aramak değil, anahtar adam olabilmektir.
İnsan eşreful mahluk, kainatın en değerli varlığı insandir. Ademin cocukları olan insan, cin ve meleklere imamlık ve öğretmenlik yapmış. Cin ve meleklerin bilmediklerini kendilerine Allah’in emri ile öğretmiştir. Rahatlıkla anlıyoruz ki insan dünyada yaratılan varlıklar içerisinde en bilgili varlıktır. İnsan aklı ile daha fazla bilgiye hasip olma kabiliyeti olduğundan dolayı, yüce Allah onu o kadar mükemmel yaratmıştır. En doğrusunu yüce Allah bilir. Bunun tespiti Kur’ani kerimde ispatlıdır.
61
Bakara Suresi ayet33: وَإِذِْ قُلْنَا لِلْمَلََئِكَةِِ اسْجُدُوا لِْدَمَِ فَسَجَدُوا
إِلَِّّ إِبْلِيسَِ أَبَى وَاسْتَكْبَرَِ وَكَانَِ مِِنَِ الْكَافِرِينَِ Allah, Adem'e "Ey Adem, bunlara o nesnelerin adlarını bildir" dedi. Adem, meleklere bütün nesnelerin isimlerini bildirince Allah, onlara "Ben size, göklerin ve yerin bütün gizliliklerini, ayrıca sizin bütün açığa vurduklarınız ve içinizde sakladıklarınızı bilirim' dememiş miydim?" dedi. Bu ayeti kerimede açık bir şekilde anlaşılıyor, insana gerçekten bir ilim ve bilgi verilmiş. Ondan sonra yeryüzüne göndermiştir. Haha iyi idrak etmek için yaşamın ne olduğu ve nasıl başladığını, değişik bir örnek ile anlamaya çalışalım. İnşallah.
Hayat bir çeşmeye benzer dünyaya geldiğimiz günden itibaren hayat çesmesi akmaya başlar. İnsan o suyu durdurmak istese de dahi onu durduramaz. Dünya yaşamında bazı insanlar vardır. O akan suya ufacık bir yol açar kimseye zarar vermeden akar gider. Bazı insanlar da o akan suyun cok önemli olduğunu bilir. Ne zamanki insan, en ufak bir gaflete düşse o su çok büyük tahribatlara yol açacağını iyi anlar ve anlatmaya çalişir.
O insan adeta zamanla yarışır. O akan suyu güzel bir şekilde kulanmaya çalışır. O akan su, hem ona hemde başkasına hayat suyu olur. Ne yazık ki toplumun büyük bir çoğunluğu, o akan suyun farkında bile değil. Nasıl dünyaya geldi, niçin dünyada yaşadığını bile bilmez. Bildiği tek şey yaşamak için yemek lazım ve yemek içinde çalışmak lazım. Bu mantıkla hareket ettiği için, öğrendiği bilgi veya ilim onun gözü neyi görmek istiriyorsa onu görür ve her şeyi öyle olduğunu sanır. Çünkü başka şeyden haberdar bile değildir.
İşte o insan yaşam çeşmesinin akıntısından haberdar olmadığından dolayı, o akan su aktıkça yerin dibine girer ve orası adeta bir bataklık olur. Hatta bazıları öyle tehlikeli bir bataklık olurki, insanlar ve diğer varlıkları yutar. Suyun devamlı aktığı yerler genellikle çimenlik olur ve uzaktan baktığında güzel bir yeşillik olduğunu sanırsın.
Ne zamanki o insanın yanına gittiğinde bir bataklık olduğunu fark edebiliyorsun. Bazen de o bataklğı görmek bile mümkün olmuyor. O kişi ile ilişki kurman gerekiyor bataklık olduğunu anlamak içinde,
62
Gerçek bir ilime sahip olman lazım ki o bataklığa girmeden oradan kurtulabilesin.
Şimdi bu anlatılanın daha iyi anlaşılması için değişik örnekler ile konuyu anlamaya çalışalım. Bu örnek iki çeşit düşünceye cevaptır aslinda.
1.İnsanın maymunda geldiğini savunan insalarin düşüncesine cavaptir.
2.Yüce Alah’ın hikmet ve kudret ilminden kendini mahrum edip, cin ve şeytanlardan aldığı bilgiyle bilgili olduğu sanılan kişilere cevaptir:
Bu konuları anlamak, idrak etmek için mümin olan yüce Allah’a iman eden bir insana hiç de zor değil.
Ama İnanmıyan insanların bizi anlaması için izahetmeye çalışalım. İnşallah.
Şüyle Bir örnek ile konuya başlıyalım: Akıl sahibi olan her insanın rahatlıkla anlıyacağı bir şekilde ufak bir örnek. Kedi ile aslan bir birine benzer. ama hiç bir zaman kediyi aslan yapamasın. Çünkü cinsleri ayrıdır. Birinci sorunun cevabı; insan maymundan gelmiş düşüncesi yalan ve yanlış olduğunu herkes tarafından bilinmektedir.Her şeyin cinsi ayrı olduğunun ispatlandığı için. Bakın Kur’an kerime birinci iddianın özü nedir. Bu iddia gerçekten Kur’an-ı kerimden çalınmış bir bilgidir. İnsanın maymundan geldiği değilde.Yüce Allah bazı insanlara ceza vererek, onları maymun yapmış. Bunlar da o bilgiyi tersine çevirerek Kur’anda maymun insan meselesini geçtiğini görmüş ve anlamadan kendilerine maletmek istemiş ve öyle bir iddia da bulunulmuş sanırım. Bakalım Kur’an-ı kerim ne diyor bu olaylarin oluşzamani hepsi musa a.s zamanindadir bu meselelerin mahtabi ise beni israildir gönümüzde ineği kutsal gören düşunceside yine o düneme aittir çünkü yani ineğe tapanlarda o dünemin insalaridir: Bakara Suresi ayet 65: وَلَقَدِْ عَلِمْتُمُِ الَّذِينَِ اعْتَدَوْا مِنْكُمِْ فِي السَّبْتِِ فَقُلْنَا لَهُمِْ
كُونُوا قِِرَدَ ةِ خَاسِئِينَِ “İçinizden cumartesi yasağını çiğneyenleri bilmiş olmalısınız. Onlara `aşağılık maymunlara dönün" dedik.(Oldukları yerde kılıklarını değiştirdik aşağılık maymunlar olun dedik.)
Eğer maymun diye bir mahlukat olmasaydı yüce Allah onlara bu cezayı vermezdi.
63
Bu ayeti kerime ile Kesin anlaşiliyorki maymun diye ayrı bir mahlukatın var olduğunu ve cinsi ayrıdır. Bu ayet Kur’ani kerim bize onu bildiriyor. Her nesnenin cinsiyeti ayrıdır. Yüce Allah bir başka ayeti kerimede bize yine suyle bildiriyor bildiriyor.
Zariyat Suresi 49: وَمِن كُلِِّ ءِ
ْ
شَي خَلَقْنَا زَوْجَيْنِِ لَعَلَّكُمِْ تَذَكَّرُونَِ
“Her şeyden çift çift yarattık ki düşünüp öğüt alasınız.”
Bu ayeti kerimede Açık ve net bir şekilde anlaşılıyor, yüce Allah her mahlukatan ayri cinsinden bir çift yaratmıştir. Yani Hiç bir cinsiyet başka bir cinsiyeten peyda olmamıştır. Birinci konunun özü veya o teori burada açık bir şekilde yalan olduğu ortaya çıkmıştır.
İkinci sorunun cevabı, insanların cinler ile ilişkiye geçe bileceklerine dahi kurani kerinde bize suyle bildiriyor yüce allah Cin Suresi 6: وَأَنَّهُِ كَانَِ رِجَال مِّنَِ الِْْنسِِ يَعُوذُونَِ
بِرِجَال مِّنَِ الْجِِنِِّ فَزَادُوهُمِْ رَهَقا “Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.”
Şimdi bu ayetti kerimede iyicene anlaşılıyorki. İnsanlar ile cinler arasında bir ilişkinin olduğunu ve bir birleri ile ilişkiye geçebilecegine bize kesin bir bilegi vermektedir. yani cinler dedigimiz varliklar onlarda insanlar gibi yuce Allah’a kuluk etsinler diye yaratilmistir cin insanin sahip oldugu fizik ile var edilen varliklar değildirler kurani kerimde cinlerin yasami ve yapisi konusunda anliya bildiğimiz kadariyla cinler Ruhi varliklardir ama degişik fiziki yapilara gire biliyorlar onlarda yerler içerler Evelnip yaşar ve öylece çuğalirlar onlarin barinaklari ayridir insanarin yasadiği dünyada yaşarlar ama insalar ile aralarinda görunmez bir perde vardir.
Önemli bir bilgi. Baştada belirtiğimiz gibi Peygamberler ve Allah’in veli kular için görülmiyen bir varlik yoktur yani onlar cinleride melekleride göruyorlar.
Yine konumuza dünelim Peki cinler ne kadar ilim bilirler ve insalara verdiği bilgi ne kadar doğrudur.bunu iyicene anlamak için Yine kurani kerimin bir ayeti kerimede şuyle der Cin Suresi 9: وَأَنَّا كُنَّا نَقْعُدُِ مِنْهَا مَقَاعِدَِ لِلسَّمْعِِ فَمَن
يَسْتَمِعِِ الْْنَِ يَجِدِْ لَهُِ شِهَابا رَّصَدا “Doğrusu biz göğün bazı mevkilerini dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor. “
64
Evet,bu ayeti kerimede açık bir şekilde anlaşılıyorki, cinlerin veya şeytanların gayib ilmi ile ilgili yani gelecek ile ilgili hiç bir bilgiye sahip olmadıklarıdır. Yani ancak verdiği bilgi Binde biri dogru ola bilir, oda yukarıdaki ayeti kerime, de anlaşıldığı gibi binde bir,kelimeyi çalıp getirmiş olabilir.
yani hisizlik ile ancak bir kelimeyi çalip getirene birilerine ilim sahibidir demek ise aptaliktir.
Ozaman biz burada o ilim ile uğraşanlara söyliyeceğimiz tek söz şu, cinlerin ve şeytanların çalıp getirdiği bilgi ne kadar doğrudur veya ne kadar güvenilir? Bu ilim ile uğraşanlar bunu kesin bilsinlerki ve zaten bir coklari biliyor kendilerininde yalancilarin yalcisi olduğunu.
O ilim ile uğraşmak boş bir hayal içerisinde yaşayan insalardır. Açikçasi o ilim ile uğraşanlar Cin ve şeytanların maskarası olmuş varlıklardır. Onların o öğrendiği ilim ile hem bu dünyada hemde öbür dünyada gerçekten pişman olan.
Azda olsa cinleri yaşam şekili nasildir diye bir bakalim bu anlatiklarimizin ne kadar doğru olduğunu ispatlansin cinlerin yaşama şekli nasıldır? Kur’an-ı kerimde yüce Allah Zariyat Suresinde
Ayet 56: وَمَا خَلَقْتُِ الْجِنَِّ وَالِْْنسَِ إِلَِّّ لِيَعْبُدُونِِ “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”
Bu ayeti kerimde çok açık bir şekilde anlaşılıyorki onlarda yüce Allah'a kulluk görevi ile yaratılan varlıklardır. Yüce Allah’ın emirlerine uyan ve itaat etmek, zorunda olan varlıklar olduğu kesindir.
Yüce Allah’in gönderdiği ilim ile cinlerde okuyup Alim olabilir ve Arifibillah unvanina ulaşabilirler.
Kurani kerimde anladiğimiz kadari ile kul olan her varlık ilim öğrenmek ile ancak kulluk görevini anlayabiliyor ve yaşiya bilirler. Cinlerin yaşama şekli insanlarınkine benzemez. Onlar ruhi varlıklar olduğu için çok hızlıdırlar. Yani bütün dünyayı belki bir günde dolaşabilir ve çok uzak mesafelerdeki insanlara değişik insanlar hakkında aniden haber verebilirler. Tekrarlıyalım: Cinler de yüce Allah'ın ilmi ile Alim olabilirler ve onlarda,
65
Yüce Allah'ın emir ve yasaklarına uymak zorundalar. İnsanlar gibi kıyamet gününde hesap verirler ve dünyada yaşadıkları ve yaptıklarından dolayı hesap vereceklerdir. Cin, insan ilişkisi hem cin suresinde ve hemde Zariyat Suresinde anlaşıdığı gibi bir birleri ile ilişku kura bilirler ve dost olabilirler. Yani İnsanlar, cinler ile ilişki kurabiliyorlar, dost ve arkadaş olabiliyorlar. Bu bir gerçektir.Ama İnsanlar hiç bir zaman cinleri kendi tasarrufunun altına alamazlar. Yanliz Yüce Allah'ın veli kuları hariç. Onlarda zaten öyle bir şey yapmazlar ve öyle bir şeye ihtiyaçta duymazlar. Ama Allah’in vel kulari cinlerede ilim öğretirler ve onları yüce Allah'ın emir ve yasaklarına uyması için onlara yardım ederler.
Bu gerçekten böyledir. Çünkü Yüce Allah'a hizmet eden her insan yüce Allahi bilen her Arifibilah onal velu kular için, görünmez varlık diye bir şey yok. Onların basireti açıktır. Mana alemini görebiliyorlar. Bu meseleyi daha önceden anlatmıştık ve hemde ileride alim nedir konusunda biraz daha açacağız.İnşallah.
Amacimiz bu dünyada delalete düşen ve gayb ilmini biliyorum, diye iddia eden insanlara, cevap vermek istediğimiz için cinler ile ilişki kuran insanların ne bildiklerini azda onsun anlamaya çalışatik. Şimdi soruyorum O gayb ilmini biliyorum diyen yalancılara, ilk önce söyliyeceğimiz sözü tekrarliyoruz onlar kesinlikle ne gelcekle ilgili hiç bir bilgiye sahip değilerdir süyledikleri sadece yalan ve yanliş seylerdir hem kendilerini ve hemde başkalarini kandiriyorlarda farkinda bile değİler bir çoklari.Bakin yuce Allah bir başka ayeti kerimede açik bir şekilde onlari nasil yalanliyor .Hasir Suresi ayet 22: هُوَُِ اِلل الَّذِي لَِّ إِلَهَِ إِلَِّّ هُوَِ عَالِمُِ الْغَيْبِِ
وَالشَّهَادَةِِ هُوَِ الرَّحْمَنُِ الرَّحِيمُِ “O görüleni de görülmeyeni de bilen kendisinden başka hiç kimse gaybı bilemez.” Kendisinden başka ilah olmayan Allah'tır. Bu ayeti kerimde açık bir şekilde anlaşılıyorki yüce Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilemez.
Ancak onun musade ettikleri hariçtir. Yüce Allah elçi olarak gönderiği peygamberler gaybı bilir. Onları hem arkalarında hem de önlerinde koruyan gözcüler koymuştur.
66
Yüce Allah’ı bilmiyen hiç bir varlık gaybtan bir bilgi veremez.
Peki gayb nedir? Gayb dediğimiz zaman gelecekle ilgili haber vermektir. Yani Birine yarın veya bir ay içerisinde böyle şeyler olur dediğin an gaybtan haber vermiş olursun. Burada bir şeyi açık bir şekilde dile getireyim. Bu kitabı yazmamizin sebebi bu Gayib hakinda bilgi verme konusunu aydınlatmaktır.İyice anlaşır hale getirmektir. Şimdi burada kurani kerimdeki ayerlerde Açık bir şekilde anlaşıldı ki, gaybı yuce Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Kur’an ile ispatlandı.ve yine bu yazdiklarimizla ispatladiki Yüce Allah'kuluk etmiyen onu tanimiyan ve bilmiyen, onun emrine itaat etmiyen hiç bir varlık gaybı bilemez. Herhalde Bu konu burada anlaşılmıştır kanaatimce. İnşallah.
Gaybı biliyorum diyen insanların bilgi kaynağı nedir? Açık bir şekilde diye anliyoruz ki, cinler ile ilişkisi olan insanlar, bu iddia da bunuyorlar. Cinler insana nasıl bilgi verebiliyor peki azda olsa bu konunun başinda belirtmiştik. Bakın cinler insanlara bir konu hakkında bilgi verirken, daha önceden yaşamış olduğu olay anlatıyor. Yani İnsanı kendi tasarrufunun altına alması kolaylaşsın diye. Yani Hiç tanımadığın bir insana, iki yıl önce başına ne geldi veya nasıl oldu sana söylüyebiliyor. Onuda Çok önemli olayları ancak anlatabiliyor. Yinede çok şeyleri söyleyemez yani işin detayini yinede bilemez. Ama bu bir gerçektir cinler ve şeytanlarin askerleri olan Ruhi varliklar Geçmişle ilgili hemen hemen bir çok şeyleri bildiğini rahatlıkla süyliyebiliyoruz. Çünkü cinler, insanlara nazaran çok uzun ömürlüdürler. Geçmişi ondan dolayı bilirler. Mesela, dedenin dedesi ne kadar yaşamış veya ne yapmış biliyorlar. Çünkü o oalylarin olduğu dünemde veya o zamanda yaşadiği için biliyor yoksa nerde bilsinki. Bir cin bazı rivayetlere göre 700 veya 1000 yıl yaşayabiliyormuş. Düşünün 700 yüz yil yaşİyan bir varligin geçmiSle ilgile ne kadar şey bildiğİni rahatlikla anliya bilyoruz.
Buraba bir başka konuda şüyle Şeytan askerlerini nasıl yetiştirip gönendirdiğini yüce Allah bize nasıl idrak ettiriyor bir bakalım:
67
Cinciler veya o iş ile uğraşan insanlar, sana vereceği ilk bilgi geçmişinle ilgili haber versidir yani verdiği bilgi ile seni rahatlıkla tasarrufunun altına alsındiyedir. Şeytanın en iyi yetiştirdiği elemanlardan cin veya insan, öyle bir başlangıçla başlarlar ki anlatmaya başladiği an, nerdeyse senin geçmisinin hepsini, sana anlatırlar.
Yani sana verdiği bilgiden dolayi ve anlattıklarından dolayı ister istemez onun gerçekten bilgili biri olduğuna inanır ve hemen söylediğine inanırlar insalar. Yasamda bu bir geçektir birsefer bir insanın dediğine inandımı o insana güvenmişsin demektir. Hayata insalar Güvendiği insana sırini anlatabilir, derdini söyliyebilir nezaman bir insan sirini ve kusurlarini bir başkasina anlatiysa kendini tamamen ona teslim etmiş demektir.şimdi bunu iyicene anliyalim Onlara inanan insan, yanlışı zaten yapmıştır. Yani Kendini düşmanına teslim edersen, düşmanın seni istediği gibi oynatır. Bunun altını iyicene çizerek anlatayım. Cinler ce i ilim ile uğraşanlar sadece geçmişi bilirler gelecegi asla bilemezler.
Ve gelecekle ilgili gerçekten bir bilgileri yoktur. Cinlerin ve şeytanların gelecekle ilgili bilgisi başta anlatiğimiz zar zor çaldığı bir kelimeyi ancak doğru söyliyebilirler. Oan insanlara anlatiklari şeylerle ilgili bir sürü yalanıda kendisi uydurarak, bilgiçlik taslıyarak kaşisindaki insani inandirmaya çalişirlar biliçsiz insanda zannederki anlatlanlarin hepsi doğrudur. Çünkü o ilmin içyuzunü bilmedigi için öyle inanir aslinda akili bir insan azbirşekilde duşunurse bunu rahatlikla anlar o anlatilalarin tek bir kelimesi doğru olabilir başka söylediğİ sözler ile insanı ikna ediyor ve insanların çoğu
bu gerçeğin farkında değildirler maleserf.
Şunu sormak lazım bu ilimle uğraşan insanlara bu kadar zamanını harcayıp büyük riziklere girerek cinlerle iliski kurduğunu iddia eden kisi; bunun gerçekten farkında mısın? Sen O cinin sadece bir oyuncağı olmuşsun. Çünkü insan hiç bir zaman bir cine hüküm edemez. Sadece Allah dostları olan Arif olan alim. Arif olan alimler hem besireti açık hem de feraset sahibidirler. De cinler ve şeytanlar onlarda saklanacak yer bulamadiklarinda dolayidirki onlarin tasarufuna gire bilirler diyoruz
Cinler nereye saklanırlarsa saklasınlar, gerçek Alimler onları görür ve onlara yuce Allahin emirlerini onlara bildiri.
68
Ama cin, sihir işiyle uğraşan insan hiç bir zaman bir cini kendi tasarufun altına alamaz. Cinin sadece bir maskarası veya maymun gibi oynatan bir oyuncağı olur. Onu insanara yalan söyleten bir yalancı makinesi haline getirirler.
Bakın bir cin yaratiliş fitratindan dolayi istediği an, insanın bedeninin içine girebilir, ve inan ondan haberdar bile olmaz, hani nerde kaldı, sen ona emir veriyordun.
Sen cinleri arayıp ilim öğreneceğin yerde onun yerine, feraset sahibi, bir Alimi bulup onun yanında, ilim öğrenseydin daha iyi değil miydi? Cinlerinde, meleklerinde ulaşamadığı bir mertebeye ulaşabildiğini biliyor muydun? Bu mertebe ve o ilim daha iyi değil miydi? Bu bir gercektir hakikat ilmini öğrenen bir insan daha büyük bir mertebeye ulaşabiliyor,hiç bir insanın ulaştığı makam ve mertebe, hem dünya yaşamında, hem de ebedi yaşamına yüce Allah’ın izniyle garantiye alıyor.
Mümin bir alim feraset sahibidir, ferasetini yüce Allah'ın verdiği aklı ile ilim öğrenerek, Allah'ın emir ve yasaklarını anlayıp yaşarak Allah'a tam teslim olduğunu ispatlıyarak elde etmistir. Onu yaratan yüce Allah'da ona ufak bir hedye vermistir. O hediye ise; keşif ve keramettir. Bakın, Kur’an-ı kerimin bir ayeti kerimede yüce Allah ne diyor; Yunus Suresin
ayet 62: أَلَِّ إِنَِّ أَوْلِيَاءَِِ اِلل لَِّ خَوْف عَلَيْهِمِْ وَلَِّ هُمِْ يَحْزَنُونَِ
“Haberiniz olsun ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar hiç üzülmeyeceklerdir de.” Yani yüce Allah'ın, emrine itaat eden Alimler her şeyden emin bir şekilde yaşarlar çünkü, yüce Allah onları koruduğunu biliyor ve yüce Allah'ın hizmeti ile uğraştıklerı için, her iki dünyadanda emin bir şekilde yaşıyor. Yani, onların ne azabtan çekileceğinden korkusu var, nede dünyada aç kalmak korkusu, tek korktuklari şey yüce Allah'tir. İnsanları onun yoluna getirmek için uğraşmalarıdır. Akıllı olan insana sormak lazım, sen ne ile uğraştığını gerçekten biliyor musun? Kime hizmet etmek istediğini gerçekten biliyor musun? Tercihini yaparken iyi düşündün mü?
Birdaha tekrarliyalim İnsanların cinlerden aldığı bilgi sadece geçmişte yasayan olaylar la ilgili konulari yüzde 85 oranında suylediği şeylerin doğru olabilir.
69
Ama gelecekle ilgili ancak yüzde 2 oranında doğru olabilir ve öğrenebilirler. O da tam doğru olan bilgi değildir.
Bu anlatılanrın tersini iddia eden varsa buyursunlar.
Gerçek bir Alimde öğrenilen bilgi veya ilim hem geleceğini garantiya alma hemde gelecek nesillere yardımcı olma imkanına sahip olabiliyor. Yani Gelecek nesillere büyük bir miras biraka bilme imkanına sahip oluyorsun.
Gerçek bir Muminden yani feraset sahibi ve basireti açık olan Alimden öğrendiğin bilgi yüzde95 tam doğrudur. Ve yüzde 100 oğrenmekte kişinin kabiliyetine bağlı olan bir seydir. Bu yazılanları gerçekten düşünen bir insan, aldığı karar ve öğrenmek istediği şey, neyin onemli olduğunu ebedi olanı geçici bir şeyle değitirilemez olduğuna inanir. Ona göre iyi karar verebilme imkanına sahip olmasına yardımcı olur diyoruz.
*Her meslek bir uzmanlıktır asıl uzmanlık ise kendi nefsini tanıyıp emrine alan insan uzmandır.(Nefsini bilen Rabbini bilir.)
İlim sahibi olan alim nedir? Arifbillah kimdir? Kısa bir şekilde anlatmaya çalışalım. İnşallah.
ALİM NEDİR? ALİM KİME DENİR?
Alim veya bilgi sahibi olan insan kimdir? Her okuyan insan alim midir? Alim gerçekten geleceği bilir mi? Arif alim kime denir ? Feraset ile basiret aynı mı, bu konuların hakikatini anlamak anladığını yaşamak için bir ön bilgi.
Her hangi bir konuyu gerçekten araştıran, araştırdığı işin iç yüzünü gerçekten anlayan, insan bilen insandır. Araştırdığı konuda alimdir. Araştırdığı konuda uzman olmuştur.
Araştırdığı konu ile ilgili, bilgisi açık ve nettir. O meselenin nerde başladığını ve nerede bittiğini çok iyi bilendir. O mesele hakkında olabileceklerinde feraset sahibidir. Yani araştırdığı konuda olabilecekleri hisseden veya nasıl olabileceğini gerçekten anlayandır.
70
Burada anlaşılıyorki bir alim her şeyi bilen değildir. Sadece uğraştığı konuda uzman ve bilgilidir.Her okuyan insan, okuduğu konu hakkında bilgi sahibidir ama Alim değildir. Alim olması için bir konuda uzman olası şarttır.
Afirbillah veya Arif olan Alim yaradılış gayesini araştırandır.Yaradanın, emir ve yasaklarının neler olduğunu bilen, yaşayan ve yaşatmak için, insanlara karşılıksız hizmet eden insandır.
Sadece gerçek olanı yani anlaşılır birşekilde ilmi açık ve net bir şekilde insanalara anlatandır. Başka bir deyişle yaratılış konusu hakkında uzman olan insandır. Dini bir araştırmacıdır. Feraseti, araştırdığı konu hakkında olabilecekleri hisseden, sezen veya olabilecekleri tahmin edendir. Bu vasiflara sahip olan insan feraset sahibi olan insandir.
Yani her okuyan insan feraset sahibi değildir. Her uzman insan kesinlikle feraset sahibidir. Basiret ile Feraset arasındaki fark nedir? Aslında ikiside aynıseydir ve değişik kelimeler ile anlatilmistir. Bakim Tasavvuf ilmi ile uğraşan bir çok alimin birleştiği nokta basiret mana alemini seyretmek, kalp gözünün açık olması demek.
Feraset ise his etmek, tahmin etmek, demişlerdir.
Şimdi burada açık bir şekilde anlaşılıyorki feraset his ve tahminleri kuvvetli olan insan demekdir. Basiret ise kalp gözü ile her şeyi açık ve net bir şekilde görmek ve seyiretmek demektir.
Demek ki gerçek bir konu hakkında okuyup araştıran ve uzman olan Alim feraset sahibidir ama basireti açık değildir. Ama Arif olan Alim ise hem basireti açıktır hem de feraset sahibidir.
Bu konuyu biraz daha açalım; neden Arif olan alim hem basiret hemd e feraset sahibi olan insandir. Bu konuyu iyice anlamak için Kur’ani kerime bir bakalım. Yüce Allah arif olan alim dediğimiz veya yaratılışının gayesini araştırıp öğrenen insanlar konusunda neler söylemiş: Yunus Suresi
Ayet 62: أَلَِّ إِنَِّ أَوْلِيَاءَِِ اِلل لَِّ خَوْف عَلَيْهِمِْ وَلَِّ هُمِْ يَحْزَنُونَِ
“Haberiniz olsun ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar hiç üzülmeyeceklerdir de.” Yunus Suresi ayet 63: الَّذِينَِ ءَامَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَِ “Onlar Allah'a inanmış ve kötülüklerden sakınmışlardır.”
71
Yunus Suresi ayet 64: لَهُمُِ الْبُشْرَى فِي الْحَيَاةِِ الدُّنْيَا وَفِي
الْْخِرَةِِ لَِّ تَبْدِيلَِ لِكَلِمَاتِِِ اِلل ذَلِكَِ هُوَِ الْفَوْزُِ الْعَظِيمُِ “Onlar için dünya hayatında da ahirette de müjde vardır. Allah'ın verdiği sözlerin değişmesi söz konusu değildir. Büyük kurtuluş, büyük başarı işte budur.”
Bu ayeti kerimeyi okuduğumuzda Allah yolunda uğraşmış, uzmanlaşmş, hakikatı öğrenmiş ve öğrendiği ilim ile yaşamış, bildiği hakikatları yaşatması için mücadele eden insalara Arifibillah denir. Bu insanlar hiç kimseden karşılık beklemeden insanlara hizmet eden insalardir.
Tek amaçları dünyada Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara anlatmak ve yaşatmak için, bir hizmetçi olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Yüce Allah'da onlara ufak bir hediye veya mukafat olan basiret ve feraseti yani kesif ve keramet verilmiştir. Hakikatın hakkını ancak ve ancak yüce Allah bilebilir diyoruz.
Bu anlatilanlardan sonra, Kur’ani kerimi anlama,ve araştirma sırlarının ne olduğunu öğrenebilme imkanına aslinda insan sahip olabilir.
Bakın Kur’ani kerimde sadece iki kelimeyi anlamaya çalışalım. Kur’ani kerimi anlamak o kadar kolay olsaydı, herkes kendisini Alim veya evliya ilan ederdi. Kur’ani anlamak için gerçekten feraset sahibi bir alim olmak lazım. Anladığı ilim ile yaşadığında yüce Allah'da o kulunun basiretini açar İnşallah. Ya rabbi! Bizi basireti açık olan kullarında eyle. Amin!
Ayatul Kursi’nin sadece ilk iki kelimenin sırını anlamaya çalıştiğimizda ozamn alanrizki bie ne kadar ilim biliyoruz veya kurani ne kadar anlamişiz.
Evet sıkıntılarının var olduğunu söyleyen insan, bu sıkıntıdan kurtulamıyorum diyen insan, yanlız olduğunu ve iradesi kendisinin elinde oldğunu iddia eden insan, suçuluyu hep dışarıda ayıran insan, kendi özünden uzaklaşıp başka yerlerde çare arıyan insana Yunus Emre’nin bu sözlerini hatırlatalım:
Derman arardım derdime,
Derdim bana derman imiş,
Burhan arardım aslıma,
Aslım bana burhan imiş,
Ne güzel söylemiş.
Biz anlamış miyiz bu kelimenin anlamini?
72
Sendeki dert senin ilacindir, sendeki sikinti ruhuna kapatigin penceredir Diyor.
Neden biliyor musun? Sen ey insan! Ruhunu hapsettin. Nefsini doyurmak için ruhunu sattın, nefsin şeytanla birleşip, seni ilahi huzurdan ayırdı. Nefsini doyurmak telaşı, senin için her şeyi mübah halene getirdi. Ruhunu, beden kafesine hapis etin sen ey insan, Bakin Ruhunu beden kafesine hapis eden insan gece karanlığında ormanda yanlız yürüyen bir kişiye benzer. Gece karanlığında ormanlıkta yürüyen insan bir şeyi fark etmez. ve ona saldıran vahşi yaratıklar veya ona zarar vermek istiyen düşmanlarını göremez. Evet Ruhunu beden kafesine hapseden insanın hali aynen öyledir. Kişinin aradığı çare veya yürüdüğü yolu aydınlatan ışık kişinin kendi özündür. O zaten sendedir ama onu bulamıyorsun. Ey insan! Burada yapman gereken tek Şey hapsettiğin ruhunu azad etmektir. Yaratılan bütün varlıklarının rızkına Allah kefildirde ve yuce allahin emir ve yasaklarinin ne olduğunu anlamaya çaliş ve öğrenki kendini azad edebilesin.
Işte O zaman açlık veya aç kalma telaşı boşunaymışdiye iycene anlarsin sen. Diyoruzki Dünya yaşamına yeniden başla ve yeni bir yaşama başlamak için tövbe et. İlahi huzurdan ayrıldığına dair pişman olduğunun beli olsun. Yücen Allah'a yönel, her şeyi sadece ondan iste. Iste ozaman anlarsinki insana huzur veren kişinin kendi özüdüryani Ruhudur.
Ruhunu azad etmeyi başaran insan,ozaman iyicene anlar ki her şey yüce Allah ile vardır. Bakara suresi ayet 255 ayetil kursinin
ilk iki kelimesi اُِّلل لَِّ إِلَهَِ إِلَِّّ هُوَِ ُّ
الْحَي الْقَيُّومُِ Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm.Ruhunu azad eden kişi kendi kendine sorar;
Bilmez misin ki, kainattaki bütün varlıklar ancak yüce rabbimin emri ile hareket eder. Yaşıyan her canlı ancak ve ancak yüce Allah’ın emri ile kıbırdayabilir. İnsanlar, cinler, hayvanlar, yaratılan diğer canlılar ancak yaratanın izni ve istemi ile kıbırdayabilir. Yaradan istemedikçe, hiç bir varlık yerinden oynayamaz. Allah her şeyle birliktedir. Allah her şeyin içindedir. Allah her şeyi titreten ve kıbırdatandır.
73
Her şey onundur ve her şey onunla vardır. Hayyul, kayyum. Bütün canlı varlıklar ancak Allah’ın emri ile yaşıyabilir.
Ruh taşıyan her canlı ancak Allah'ın emri ile hareket edebiliyor.
Bakın yine başa geliyoruz. Başlangıç yüce Allah ile ilişki istişareydi yani Namazla bu istişare sağlanır. Namazda, insan yaratan Allah'ın huzurunda saygıyla durmak demektır. Yüce Allah diyorki: Ey kulum! Benim huzurumda saygıyla durman, senin yanlız olmadığını idrak etmek ve korumasız olmadığını bilmek için sana idrak etireyim.
Yüce Allah söyle der: “Ben insaları ve cinleri bana kulluk etsinler diye yaratım . Yarattığım bütün varlıklar içerisinde, insana çok ağır bir görev verdim. Görevinde başarılı olması için ilim verdim, iyi anlayıp Alim olsunlar diye. Sınava tabi tutum. Herkimki başarıyla ve eksiksiz, kulluk görevini yerine getirdiyse, onu mükafatlandırdım. Ne dünyada ve nede ahirette ona bir korku yok.” O zaman bizim burda anlamamız gereken tek şey Ayatul Kursinin ilk iki kelimesinin sırrı nedir? Biz Ayatul Kursiyi niçin öğreniyoruz.? Bazı varlıklara karşı kendimizi korumak niçin okuyoruz sorusuna daha anlaşilir bir cevap verelim.
Bakın yanımızdakilere veya içimizde kendisini gizliyen, cin ve şeytanlara bize zarar vermek istiyene. Diyoruzki; sen ancak Rabbimin izniyle hareket edebiliyorsun. Bunu bilmelisinki benimde, seninde ne yapmak istediğimizi Rabbimiz görmektedir. Ne benim ve nede senin yaptığın, hiç bir şey Rabbimizden gizli değildir. Rabbimizin izni olmadıkça, bana hiç bir zarar verezmesiniz. Sen zalimlik edersen bilki sonun hüsran ve pişmanlıktır. Onun için beni bırak, Rabbimizin azabına maruz kalma.
Evet Bunu gerçekten bilmek lazım. İnsanlara zarar veren, Ruh, cin veya şeytanlar onun anlıyacağı bir şekilde, yüce Allah onlarin yaptığı her şeyi görmekte ve bilmekte olduğunu süylediğinizde onlar anlarlar çünkü onlarda, yüce Allah'ın yarattığı mahluklardir ve Allah’a kuluk etsin diye yaratilmiştir olarin anliyabileceği bir dil ile onlarla konuşursan onlarda akil var ve dediğini yaparlar.
74
Evet bütun mahlukatların, veya varlıklarin cinsleri ayrıdir ve her canli varliklarin yaşamak için ayrı bir alemi var olduğunu bilmekteyiz ama bu bir gerçektir her zerre Allah'ın emirlerine itaat etmek zorundadir sen akil verilen her varlik ile güzel bir şekilde iletişim kura bilirsen ve guzel bir sekilde anlata bilirsen, onlar seni kesinlikle anlar, ve dinlerler hiç kimseye zarar vermeden ordan ayrilip giderler. Eğer O varlıklar anlayıp idrak etmek, fikir ve düşünceye sahip olmamış olsayd. Yüce Allah bana kulluk etsinler diye yarattım demezdi.
Bizi kesinlikle anlar ve söylediğimizin doğru olduğunu bildiği an, biz ne desek onu yaparlar.
Şunu belirtmeliyiz ki, insanlardanda, cinlerdende, zalim olanlar vardır. Anlamak istemezler, gitmemeleri için inat ederler veya bir baskaşı tarafında kandırılıp sana musallat etmiş olabilir. O zaman zalime karşı kılıcını al ve savaşmak zorundasin diyoruz.
Nasıl olur? Kılıç nedir? Görülmeyen bir varlıkla nasıl savaşırım?
Sorusuna cevap gayet açık ve nettir.:Dua muminin silahıdir. Zalim olan cin ve seytanlar duayı dinlediği an hemen orayı terkederler.
Ama zalimlerin kovulması icin okunacak ayetler, Allah’ın emir verdiğiniteliğİni taşiyan ayetler olmasi lazimdirki o kelimeleri duyduğu an sonucunu veya varacaği yeri hemen anlaya bilsinler ve gideceğİ yerlerini kendisine gösterdiğinde sana karşı mücadele etme imkanını elinden alabilesin.
Mesela yüce Allah Musaya diyorki; “o elindekini bırak. Bügün üstün gelen sen olursun, elindekini bırak. Bu kelime bir emirdir”.
Burada çok önemli bir bilgiyi verelim, herkim temiz ve pak bir kalb ile tane tane Kur’ani kerimde her hangi bir ayeti bir maksat için okursa, yüce Allah'ın izniyle maksadı ne ise yerine gelir.
Muminin En büyük silahi huşu içinde kıldiği namazdir, yani yüce Allah'ın huzurda olduğunu gerçekten idrak etmek, derdini ve acizliğini öyle bir şekilde bildirmektir.
Bir insan kendi kendisini nasıl kontrol eder? Yüce Allah’ın huzuruna çıktığında, nasıl bir şekilde namaz kılıyorsun bir düşün? Namaz kılarken gerçekten yüce Allah'ın huzurunda olduğunu biliyor musun?
75
Yoksa adet mi edinmişsin, ne söylediğini sende anlamadan eğilip kalkıyor musun? Kıldığın namaz seni kötülüklerden koruyor mu? Bu şekilde kendi kendini kontrol eden insan gerçeğe veya özu ile buluşmak için ilk adımı atmışsin demektir. Yok eğer buna gerek yok diyorsa, o zaman sorun sensin, sen özünden ayrılmışsın. Ruhun başka şeylerle meşkul, nefsin başka şeylerle meşkuldur.kildiğin namaz Ruhuna yetişmiyorki Ruhuna ulaşmiyorki Ruhun ferahlatsın. Ya Rabbi bizi bize bırakma Amin.
Bu bir gerçektir. Eğer tane tane Kur’ani kerimi okuyup anlayorsan şeytan ve onun işçileri o güzel ve tane tane okunan Kur’ani kerimi dinlemeye dayanamıyor, orayı hemen terkediyorlar.
Hele gece iki rakat namaz kılarken tane tane anlaşılır bir şekilde okuduğun Kur’ani kerim seni sabaha kadar güçlü korumalar gibi veya bir kalkan gibi herşeyden korur.
Bir insan Ayatül Kursiyi, gerçekten anlayıp idrak ettiyse hiç bir varlık ona ne zarar verebilir ve nede insanlara zarar veren şeylerden korkardi. Korktuğu tek şet yüce Allah’tır. Ayatül Kursi’yi gerçekten anlayan insan bu dünyada niçin yaşağını anlamış ve koruma altına olduğunu alınmıştır.
Biz istesek te istemesek te, Allah'ın emirlerine boyun eğen birer varlık olduğumuzu, anlamalyız. Bütün canlıların ancak yüce Allah ile var olduğunu idrak etmelidir.
Allah bizi hakikatı Muhammediyeyi anlayıp ve yaşıyanlardan eylesin. Amin!
İSLAMDA HUKUK VEYA ADALET NEDIR? NASILDIR?
Hukuk nedir? Bir toplumu veya birden fazla insanların birarada eşit ve özgürce, belli kurallar içerisinde, yaşamasını sağlayan bir sistemdir.
Yani hukuk deyince, kırmızı çizgiler ile çizilmiş, sınırları kesin olan bir yol.
Bir sistemdir. Kuralları belli olan bir kanun, çizilen çizgilerin geçmesini kesinlikle yasaklıyan bir emir, desek yanlış söylememiş oluruz.
76
Kainatı var eden yüce Allah. Yaratiği varliklarin bir birleri ile guzel ve rahatlikla yasiya bilmesi için Ona göre bir kural ve bir sınır koymuştur. Koyduğu sınırlar içerisinde, yaşama şeklinin nasıl olduğu ve nasıl yaşanması gerektiği belirtilmiş. Eşitlik terazisini düzgün tutma konusunu ise, adalet diye adlandırmıştır. Hukukun belirttiği çizgiler içerisinde yaşama eşitliğinin diğer ismi ise adalettir. Bakın yüce Allah bize ne emir ediyor.
Nahl Suresi ayet 90: إِنََِّ اِلل يَأْمُرُِ بِالْعَدْلِِ “Allah size adaletli olmayı emreder.” Yüce Allah’ın ayetin ilk başlangıçında adaletli olmayı emrediyor. Allah'a iman eden her insan için yerine getirilmesi gereken ve kesin itaat edilmesi gereken bir emir.
Adaletsiz olmak ise yüce Allah’ın emrine isyan etmek demektir. Bu açık ve net büyledir.
Ozaman bu konuya girmeden önce Şu soruyu sormak lazım islamin emir ve yasaklarina inamişim diye idaa eden Namaz kılıp adaletsiz olan insanlara, sen yüce Allah’ın ayetinin gereğini yerine getirmiyorsan ozaman sen kime namaz kiliyorsun diye kendine hiç soru sordunmu?
Ve yine Sormak lazım insanları yöneten, namaz kılan görevlilere, sen yüce Allah’ın emir ettiği gibi insanlar içerisinde davranmiyorsun adalatin sadece kedin çizdiğin çizgiye göre yaşiyorsun ve yaşatiyorsun, ve birde namaz kılıyorsun namaz kildiğin yüce Allah’in ayetini yani emrini inkar etmektesin ozamn onun huzuruna hangi yüzle çikip namaz kiliyorsun ey insan?
Burada açık ve net bir şekilde anlaşılıyor ki adaletsiz insan yüce Allah'ı idrak etmemiştir. Yüce Allah'ın emrine karşı gelen insandır. Bakın ayetin ilk kelimesi adeletli olayı emir ederken ayetin tamamına baktığımızda yüce Allah nasıl adaletli olacağımızıda bize öğretiyor. Öğrenmemiz için açık ve net bir şekilde bize ne yapmamızı söylüyor. İnsalar yüce Allah’ın gösterdiği bir şekilde yaşarsa dünyada hiç bir zaman yanlış yapılmaz. Nhal Suresi ayet 90: إِنََِّ اِلل يَأْمُرُِ بِالْعَدْلِِ وَالِْحْسَانِِ وَإِيتَاء ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِِ
الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِِ وَالْبَغْيِِ يَعِظُكُمِْ لَعَلَّكُمِْ تَذَكَّرُونَِ “Allah size adaleti, iyiliği, akrabalara yardım etmeyi emreder. Çirkin davranışları ve iğrençlikleri yasaklar. Sözünü tutasınız diye o, size öğüt verir.”İyilik yapmayı anne ve babaya itaat etmeyi, kötü davranışlardan sakınmamızı yetime, yoksula, her türlü hayasızlıktan ve tiskindirici davranışlardan, uzak durmamızı emrediyor. Biz bunları anlayıp ve yaşıyalım diye, bize öğüt veriyor.
77
Yine sormamız lazım, iyilik etmeyen, namaz kılan insana sen yüce Allah'ın emir ettiği gibi yaşamıyorsun, onun emrine itaat etmiyorsun, ya kime namaz kılıyorsun?
Her türlü çirkin davranış veya sözden uzak durmayan ve namaz kılan insana yine sormak lazım sen kime namaz kılıyorsun diye açik birşekilde anlaşiliyorki gönümüz islam toplumunun yasami tamamen islamin emir ve yasaklarina ters bir şekilde insa edilmiş birşekilde yaşatilmaya çalişiliyor.
Annesine ve babasına itaat etmiyen, onları azarlayan namaz kılana, yine sormak lazım ya sen yüce Allah’ın emirlerini yerine getirmiyorsun kime namaz kılıyorsun ?
Yüce Allah'ın emrini yerine getirmiyorsun, Kime namaz kiliyorsun sorusunu sormamizin asil sebebi kendiliğinden ortaya çikiyor?
Baştan anlatmıştık, hukuk sınırları kesin belli olan bir sistemdir demiştik ilahi sistemin yaşama şekli nasil olmasi gerektiğini bize yukaridaki ayeti ile bildiren yüce Allah’ın adalet kurallarına uymiyan her kim ollursa olsun, yüce Allah iman etmemiş demektir. Bu konuyu biraz daha değişik bir şekilde anlaşilir hale getireli.m inşallah
KİTABUL HAK
Kitabul hak insanlara hak ve hukuk anlatan ve insanların bir birleri ile çelişkiye girdiği meselelerde yol gösteren gerçek kaynaktır. Nhal Suresi ayet 64: وَمَا أَنزَلْنَا عَلَيْكَِ
الْكِتَابَِ إِلَِّّ لِتُبَيِّنَِ لَهُمُِ الَّذِي اخْتَلَفُواِْ فِيهِِ وَهُ دى وَرَحْمَة لِّقَوْم يُؤْمِنُونَِ “Biz sana bu kitabı, insanlara anlaşmazlığa düştükleri meseleleri açıklayasın, mü'minlere ise yol gösterici ve rahmet kaynağı olsun diye indirdik.”
Yüce Allah açık ve net bir şekilde, insanların bir biriyle çelişkiye girdiği konuları doğru bir şekilde açıklayan ve öğreten bilginin asil kaynağı Kur’ani kerimdir. İnsanları yanlıştan, doğruya götüren bir ilham kaynağıdırayni zamanda kurani karim çünkü kuran kelimullahdir yani yuce Allahin kalami kelimesi.
78
Yüce Allah insanları, kainattaki en değerli varlık olarak yarattığı kullarını korumak ve güzel bir şekilde bir birleriyle yaşaması için kurallar koymuştur. Bu kuralları beş madde ile herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatmış. Yarattığı varlıklara karşı ne kadar merhametli olduğunu gösteren ve kullarını korumak için onları eğitmek için ne lazımsa yapmıştır ama insan oğlu bunu gerçekten idrak etmiyor.
Eğer insanlar gercekten Tam idrak etmiş olsaydı günümüzde bu kadar sorunlar ve savaşlar olmazdı. Kimseye zulüm yapılmadan herkes eşit bir şekilde yeryüzünde yaşamını sürdürür giderlerdi.
Şimdi konunun en önemli meselesi beş madde nedir? O beş madde nasıl her soruna çözüm olabilir? Biz bu meseleyi din ile ne alakasivardir sosunun çüzümüde ortaya çikiyor
Din nedir, konusunda islamin beş sartne daha detaylı bir şekilde açıklamıştık.
Ama Hukuk din sistemin kesin kurallarını belirten, bir çizgi olduğu için burada kısa bir şekilde açıklamak lazımdır. Mesele iyicene anlaşılsın. İnşallah.
Dünyan yaşamı, gerçekten bir sınavdır. Sınıfı geçmek veya sınıfta kalma sınavıdır. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki sınıfta kalan insan başarısız insandır. Onun için iyi çalış ki sınavı kazan geleceğin güzel ve rahat olsun. Bu sınavın sonucu gerçekten ebedidir. Sonu olmayan bir yaşama hazırlık sınavıdır. Ona göre öyle bir şekilde hazırlan ki kazanacağına dair yüzde yüz umutlu olki başara bilesin.
Islam veya insan hukukunda yaşamamizi mecbiri kilan şartlar beştir yani islamin beş şartidir
1. Kelime-i şahadet. 2. Namaz kılmak 3. Oruç tutmak
4. Zekat vermek 5. Haca gitmek
Şimdi insanlar sorar ya bu adam ne anlatıyor. Bu beş şartın insan hak ve hukuku ile ne alakası vardır.
Bir bakalım nasıl varmış.
79
Birinci madde Kelime-i şahadet: Yüce Allah tek bir ilah olduğunu kabul etmek demektir. Ondan başka hiç bir ilah olmadığını idrak etmek ve yüzde yüz inanmak. Yüce Allah'ın gönderdiği peygambelere itaat etmek ve gösterdiği çizgiden veya yoldan gitmek. İnsan kendisi için çizilen ilk sınır çizgisinin nasıl olduğunu anlamış ve o çizginin dışına kesinlikle çıkmadan yaşaması gerektiğini idrak etmiştir. Bunuda Lailahe illallah kelimesiyle sağlar.
İkinci madde Namaz: Yüce Allah’ın tek bir ilah olduğuna şahitlik eden insan, gönderdiği emirlerine itaat etmenin çizginin dışına çıkmadan yaşamasını ispatı gereğince, kainatı yaratan yüce rabbinin huzurunda saygıyla durmak ve ondan yardım istemek onun gösterdiği yoldan, başka bir yola girmiyeceğine dair söz vermektir.
Üçüncü madde Oruç: Yüce Allah'ın emirlerine itaat etiğini bildiren insan, aç olan insanların veya hayvanların halini anladığına dair kendisine verilen rızkı, kazandığı malını yiyecek bulamayanlarla paylaşmak için çizilen çizgiden çıkmadığını yüce Allah’a bildirmektir.
Yüce Allah'ın çizdiği çizginin dışına çıkmadığını ispatlamak yani dördüncü maddeyi, hiç itiraz etmeden kabul ettiğini bildirmektir.
Dördüncü madde Zekat: Üçüncü madde de kendi nefsini aç bırakmakla terbiye ettiğini ispatlayan insan, iyilik yapmak, yardım etmek ve eşit bir şekilde yaşamak için kazandığı malın belli bir miktarını kazanma gücü olmayan insanlarla paylaşmak, yüce Allah'ın çizdiği çizginin dışına çıkmadığını ispatlamak.
Beşinci madde Hac: Yüce Allah'ın bir emri olarak verilen emre itaat ettiğini bildirmek ve gücü yetiyorsa Mescidi Haram’ı ziyaret etmek. Tamamen dünyadan elini çektiğini ispatlamak, yüce Allah'tan af ve marifet dilemek. Yüce Allah’ın çizdiği çizgiden yaşadığını ispatlamak. Kısacası yüce Allah’ın emrine itaat etmektir.Onun gösterdiği yolda yürüdüğümüzü ispatlamaktır.
Hukuk bir mileti veya bir toplumu belli sınırlar veya belli kurallar içerisinde, sınırı tam belli olan, kural çizgisi tam anlaşılır olan bir kural içerisinde,
80
yaşamasını sağlayan bir ilahi sistemdir demiştik ya işte ispati yani çizilen çizgide çikmadiğini ispatlamaktir.
Yüce Allah Adaletli olmayı emreden kullarını eşit ve özgür bir şekilde yaşaması için İslam diye bir yol çizmiş ve sınırlarını belirlemiştir. Adaletli bir şekilde, koymuşolduğu sınırlar içerisinde yaşayın diye, bize emretmiştir.
Rabbim bizi haktan ayırmasın, onun çizdiği yoldan ayırmasın, bize emrettiği adaleti tam anlayan ve idrak etmek için bize yardım etsin. Amin!
Yaşamda insan anne ve babayı tercih hakkına sahip olma yetkisi elinden alındığı için, var olanı kabul etmek zorunda bırakılmıştır. Her insanı olduğu gibi kabul etmek, yaradanına iman etmek demektir. Ama onu hor görüp inkar etiğin zaman, Allah'ı inkar etmek demektir.Çünkü her insan veya her toplum Allah'ın bir ayetidir. Yüce yaradanın bir sanatıdır.
İNSANI OLDUĞU GİBİ KABUL ETMEK, HAKKI KABUL ETMEK DEMEKTİR.
Hiç bir zaman insanı dilinden, kültüründen ve fiziki yapısından dolayi hor görme. Çünkü onlar yüce Allah’ın birer ayetidir.
Çünkü İnsan yaradılışının gereği iradesi elinden alındığı, bir varlıktır. Yaşamdaki bazı şeylerde onun iradesinin dışında, kendisine verilmiştir. Var olanı kabul etmek zorunda bırakılmıştır.
Hepimizin bildiği gibi, insan anne babasını tercih etme hakkına sahip olmadığı gibi onlara sahip çıkmakta, yüce Allah’ın bir emridir.
Dünyanın neresinde olursan ol, hangi ırka ve millete mensup olursan ol,her şeyi olduğu gibi kablulenmek ve sahip çıkmak mecburidir. Yüce Allah’ın bir emridir. Çünkü anne ve babaya itaat etmeyi, yüce Allah bize emretmektedir. Anne, baba çocuklarına nasıl baktıysa, çoçuklarda aynı şekilde bakmak zorundalar. Ona karşı çıktığın an, kendi özüne karşı çikmışsın demektir. Kendi kendini inkar etmişsin demektir.
Bakın Kur’ani kerimde insaların tek bir anne ve babadan yaratıldığını ve daha sonda kabilelere ayırdığını insan ilişkisi daha rahat olsun ve bir birlerini daha iyi
81
tanıyıp anlaşsın diye Rabimizin bir sanatidir.
Yüce Allah insan oğluna çok büyük değer verdiği ve onun rahat bir şekilde yaşaması için, her şey yapmıştır. Biz halende anlamamakta ısrar ediyoruz .Bakın şu ayeti kerimeyi anlamaya çalışalım.
Hucurat Suresi ayet13: يَا أَيُّهَا النَّاسُِ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَر وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمِْ شُعُوبا وَقَبَائِلَِ لِتَعَارَفُوا إِنَِّ أَكْرَمَكُمِْ عِندَِِ اِلل
أَتْقَاكُمِْ إِنََِّ اِلل عَلِيم خَبِير “Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık.” Allah yanında en üstün olanınız Allah'tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır. Bakın Kur’an-ı kerimdeki bu ayet bize insanın ilk yaratılışının nasıl ve ne olduğunu açıklıyor. Kainattaki bütün insanların aynı olduğunu insanların bir birinden farklı yaratıklar olmadığını anlayalım. Aynı anne ve babadan olduğumuzu açıkça söylüyor. Daha sonra kabilelere ayrıldığını yüce Allah bize bildirmektedir. Aslında bu ayeti kerimede mesaj çok açık ve net bir şekilde meseleyi tam detaylı bir şekilde bize açıklamaya çalışıyor.
Şunu söylüyor sizlerin hepinizin anne ve babası birdir. Bir anne ve babadan yaratıldınız bunu iyi anlayın ve bilinki hiç birinizin öbüründen farkınız yok. Sadece insan arasındaki fark veya üstünlük yüce Allah’ı bilen takva sahibi olan insandır. Bilgi sahibi olan gerçek iman eden, insanı insandan üstün kılar. Yüce Allah bir başka ayeti kerimede, “bilen ile bilmiyen bir olmaz” diyor. Gören ile görmeyen bir olmaz, burada daha detaylı bir şekilde anlatılıyor. İnsanın ilk yaratılışını hatırlatıliyor
Ey insan yüzde yüz anla, seni başkasından üstün kılan tek şey bilgi ve yüce Allah’ı bilmekledir.Yoksa bütün insanların aynı bir anne ve babadan yaratıldığını ve daha sonra bir birlerini iyi anlayın ve bir birlerini iyi tanısınlar diye kabilelere ayırdığını ortada.
Yüce Allah’ın sana verdiğini kabul etmek ve sahip çıkmak için insana hem emrediyor hemde iyi anlasın diye açık bir şekilde anlatıyor. Her kimki bunun dışına çıkarsa yüce Allah’ın emrine itaat etmemiş oluyor. Bakın bir başka ayeti kerimede yüce Allah bize nasıl açık bir şekilde anlatıyor ve hata yapmamak için nasıl bizleri uyarıyor.
82
Hucurat Suresi ayet 11: يَا أَيُّهَا الَّذِينَِ آمَنُوا لَِّ يَسْخَرِْ قَوم مِّن
قَوْم عَسَى أَن يَكُونُوا خَيْرا مِّنْهُمِْ وَلَِّ نِسَاء مِّن نِّسَاء عَسَى أَن يَكُنَِّ
خَيْرا مِّنْهُنَِّ وَلَِّ تَلْمِزُوا أَنفُسَكُمِْ وَلَِّ تَنَابَزُوا بِالَْْلْقَابِِ بِئْسَِ الِّسْمُِ
الْفُسُوقُِ بَعْدَِ الِْْيمَانِِ وَمَن لَّمِْ يَتُبِْ فَأُوْلَئِكَِ هُمُِ الظَّالِمُونَِ Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Kadınlarda başka kadınlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fasık (yoldan çıkmış) olmak ne kötü bir addır. Kim tevbe etmezse, İşte onlar, zalimlerdir.”
Bakın yüce Allah bizi nasıl bir şekilde uyarıyor her kim ki kendini başkasında üstün görürse veya başkasını hor görüp alay ederse veya başka bir mileti inkar ederse, yüce Allah’ın ayetini inkar edeceğini bize bildiriyor. İlk ayette bize bildirmişti. Üstünlük sadece takvadır. Üstünlük yüce Allah’ı bilmekledir. Bizleri açik bir şekilde Uyarıyor yani vatan, milet, sakarya diyen, Allah’u ekber diye bağırıp bunlar bizden değil, bunlar başka bir kavimdir, deyip saldıranlar; Kürd’tür, Roman’dır veya Alevi’dir atese verip canlı canlı ,haykıra hakıra yaktığı zamanda, Allah’u ekber tekbir getirenlere sormak istiyorum. Sen hangi dine mensubsun veya hangi Allah’ı cağırıyorsun? Bir bak yüce Allah bize ne emrediyor. Her kimki Kur’an-ı kerimin tek bir harfini inkar ederse Allaha iman etmemiştir diye uyariyor insalari.
Yüce Allah bizi doğru yoldan ayırmasın. Hangi milleten olursan ol, hangi kabileden olursan ol insansın, başkasından hiç bir farkın yok. Tek fark yüce Alah’ı bilmektir. Takva sahibi olmak için ilim öğrenmek ve yüce Allah'tan özür dilemektir.
Her insanin Yaptığı yanlışlardan gerçekten pişman olup dönmektir. Bakın yüce Allah bize neyi emrediyor. Her kimki Allah’a şirk koşmadıysa, her kim ki Allah’ı inkar etmediyse, her kim ki Resullullahı inkar etmediyse, o insan müslümandır. O insan mumindir. Bütün müslümanlarda kardeştir diyor.
Buyrun bu ayeti okuyalım ve ona göre yanlışımızı görüp hemen yüce Allah’tan özür diliyelim: Yüce rabbimiz özürümüzü kabul etsin ve bizi bağışlasın. Hucurat Surasi ayet 10: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَِ إِخْوَ ةِ فَأَصْلِحُوا بَيْنَِ أَخَوَيْكُمِْ وَاتَّقُواَ اِلل
83
لَعَلَّكُمِْ تُرْحَمُونَِ “Muhakkak mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki size rahmet edilsin. İlk ayette yüce Allah bizim tek bir anne ve babadan yaratıldığımızı bize bildirmişti. Ondan sonra kabilelere ayırmıştı. Hiç kimsenin kimseden üstün olamayacağını söylemişti.
Üstünlük sadece ve sadece yüce Allah’ı bilmekle olur. İkinci ayetten ise açık bir şekilde bir başka kabileyi hor görme ve alay etme diye emir vermişti. Bu ayet bize açık bir şekilde anlatiyor ki, hepimiz aynız ve kardeşisiz; insan kardeşine karşı adaletli ve merhametli olmalıdır. Herkim ki yüce Allah’ın gösterdiği yoldan gitmese o mutlaka yanlış yapar. İnsanların yanlış yapmaması için de yüce Allah hep uyarıyor ve yanlız olmadığımızı bize bildiriyor. Yaptığımız her haraketimizden haberdar olduğunu bize tekrar tektar bildiriyor. Bakalım bu ayeti kerimede bizi nasıl uyarıyor: Hucurat Suresi
ayet 18: إِنََِّ اِلل يَعْلَمُِ غَيْبَِ السَّمَاوَاتِِ وَالَْْرْضِِ وََّاللِ بَصِير بِمَا تَعْمَلُونَِ
Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gizlisini bilir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.”
Herkim,ki bu kadar açık ve net bir şekilde anlatıldıktan sonra yanlışa girerse bilsin ki yüce Allah kimseye zulüm etmez. Lakin insanlar kendilerine zulüm ediyorlar. Meseleyi bir daha anlaşılır bir şekle getirelim. Hiç kimse kendi isteği ile dünyaya gelemez ve kimsede anne ve babasını tercih edemez. Her şey yüce Allah’ın kudretindedir. Allah bizi bu dünyaya bir imtihan için yollamıştır. Burada başarıya ulaşmamızın tek yolu yüce Allah’ı bilmek, yüce Allah’ın emirlerini öğrenmek ve ona göre yaşamaktır. Dünyada yaşayan insanların hiç birinin öbüründen farkı yok ve olamazda.
Sadece insanlar bir birinden üstün kılan tek şey, yüce Allah’ı bilmektir.
Ya Rabbi! Bizi doğru yoldan ayırma, ya Rabbi! Bizi, seni unutanlardan uzaklaştır, ya Rabbi! Sana dost olanı bizede dost eyle. Amin!
84
*Anlamak yazı yazmak değil, anlamak öğrendiğin ilim ile yaşamaktır.
Kur’an-ı kerim şifaul kitaptır.
Başta belirtmiştik. Kur’an kerim kainataki bütün sorunlara cevap veren bir bilgi kaynaği olduğunu soylemiştik bakim yüce Allah insan yaradilişi konusunu nasil bildiriyor ve ayni zamanda insan fiziği nasil bir araştirma yapmamizi bize nasil bildiriyor yasin surasi ayet 77 أَوَلَمِْ يَرَِ الِْْنْسَانُِ
أَنَّا خَلَقْنَاهُِ مِنِْ نُطْفَة فَإِذَا هُوَِ خَصِيم مُبِين insan bizim kendisini nasil bir nutfeden(sperm)yarattiğimizi görmedimi? Ki şimdi apaçik bir hasim kesildi.
Yani insan denen varliğintir ve ogendiyor yaratiliş şeklini anlatirken ayni nasil birşekilde var etiğinide anlatiyor yani araştir ve öğren diye emir veriyor. Fizik ilmini öğrenmenin ve sağlik sorunlara cevap aramalarinida yine kurani kerimde bize bildirilmiştir İsra suresi ayet 82: وَنُنَزِّلُِ مِنَِ الْقُرْآنِِ مَا هُوَِ شِفَاء وَرَحْمَة لِِّلْمُؤْمِنِينَِ “Kur'an'da mü'minler için şifa ve rahmet olan ayetler indiriyoruz. Bu her iki ayeti iyicene anlamaya çaliştiğimizda rahatlikla anliya biliyoruzki şifaul kitaptir kurani kerim.
Kainattaki bütün canlı varlıkların, dünya yaşamında bazen ciddi rahatsızlıklar yaşaması gayet normal ve doğaldır. Rahatsızlıklar bir çok sebeblerden dolayı kaynaklanıyor; bunlar, doğal iklimden, yiyecek yada değişik nedenlerden kaynaklanıyor.
Rahatsizliğin Herneden kaynaklanıyorsa kaynaklasın en çok acıyı yne insan hisseder. Bizde sadece insan ile ilgili bazı şifa yöntemlerini Kur’ani kerimde araştırdık. Anladığımız kadarıyla anlatmaya çalışalım Kur’ani kerimin bir diğer ismi şifaul kitaptır.
85
Hastalığın nedeni her neden kaynaklanıyorsa kaynaklansın yüce Allah'ı anmak ve onu zikir etmenin bir hikmeti ilahi olduğunu gerçekten anlamaktır.
Yaptığımız bazı yanlış veya günahlardan dolayı yüce Allah, bizi bu dünyada cezalandırıyor ki yolumuzu bulabilelim ebedi yaşamımızda yüce Allah’a karşı mahcub olmayalım. Yüce Allah insana verdiği hastalıktan dolayı günahını affeder veya günahlarına kefalet olarak seni o hastalık ile temizler.
Bu bir gerçektir, hasta veya rahatsız olan insan yüce Allah’a en çok yalvaran insandır. Yüce Allah’ı zikir eden insandır. Ondan dolayıdır ki, Resullulah s.a.v şöyle buyuruyor: Hastaların duası kabul olunur.
Biz burda anlıyoruz ki, hasta olan insanlar yüce Allah’ı çok andıkları için duaları kabul olur.Dua ederken çok içten dua etiklerinden dolayıdır ki duaları kabul oluyor.
Yani açık ve net bir şekilde anlaşılıyor, herhangi bir meseleden dolayı rahatsız olan insan yüce Allah’ı zikir eden insandıristersen hiç inanmasin.
Hepimizin çok iyi bildiği gerçek rahatsızlık iki çeşittir: Ruhen ve bedenendir. İster Ruhen rahatsız olan, isterse de bedenen rahatsız olan insanın ilk yapması gereken şey iyi bir uzman doktor bulması gerekir; çünkü, gerçek bir uzman doktor; insan fiziği ile ilgili okumuş, ilim sahibi olmuş ve uzmanlaşmıştır ki, hastanın şikayetine göre rahatsızlığını tesbit edebilir.Uzman doktor insan fiziği konusundan hem basiret, hemde feraset sahibidir; yani, sen rahatsızlığını anlatırken o kıyas ilmi ile senin rahatsızlığının ne olduğunu, neyden kaynaklandığını tahmin eder ve o tahminine göre araştırır; taki gerçeği bulana kadar.
Uzman insan veya uzman doktor konusunu, alim nedir bölümünde anlatmıştık; onun için burada detayına girmeden sadece meselenin anlaşılması konusun açmak istedik, yani rahatsızlık ne olursa olsun ilk yapmamız gereken iş uzman bir doktora gitmektir.O ilmin uzmanıdır ve en doğru teşhisi o yapar.
Önemli bir bilgiyi daha anlatalım ki; kur’an ile şifa
86
dediğimiz meseleyi yüzde yüz anlıyalım. Bakın ister zahiri istersede batıni (yani ruhen veya bedenen) konularda
Rahatsız olan insan için ilk yapması gereken iş uzman bir doktora gitmesi gerektiğini biraz daha açalım. Bir insana cinlerin musallat olduğundan dolayı hastalanmış ise veya sihir büyü yapılmış ondan dolayı rahatsız olan insan hiç zaman kayıp etmeden muhakkak uzman bir doktora gitmesi gerekiyor çünkü cinler insanın bedenine istediği gibi girer ve çıkar bir insana musallat olursa insanların beyin hücrelerine giden bazı damarların tıkanmasına sebep olur kan dolaşımı yavaşlar. Bakın iyi dikkat edin cinlerin musallat olduğu insanların yüzde 90’ iradesinin dışında bir takim şeyler yapar. veya onların iradesi dışında bazı olaylar meydana gelir çünkü beynin algılama ve emir etme fonksiyonlara sinyal gönderen o tükürük bezi kalınlığındaki damarların kan dolaşımını engeller, insan kendini kontrol edemez ozaman.
Büyü veya sihir ile insalara musallat edilen cinler daha fazla tehlikelidir. Onlara, adeta emir verilir; nerede başlayacağını bilir ve böylelikle insanın iradesini kısa zamanda elinden alabilirler.
Ama bunuda iyicene anlamak lazim Her şey yüce Allah’ın müsade ettiği kadar insan zarar verir,.Yüce Allah ayetindeki bir kelimesinde şöyle der Bakara Suresindeki 102: وَمَا هُم بِضَآرِّينَِ بِهِِ مِنِْ أَحَد إِلَِّّ بِإِذْنِِِ اِلل “Ama onlar Allah'ın izni olmadıkça bu büyü ile hiç kimseye zarar veremezler.”
Cinlerin insanın bedenine yerleşmesi, insana kendi istediği doğrultuda telkinler verir ve durmadan o insana verdiği vesveseler ile yapiln işe göre kendi isteğini doğrultusunda insanın kendi eli ile gerçekleştirmeye çalişir.
Önemli bir bilgi veremeliyiz burada cinlerden veya Ruhi rahatsızlığı olan insanların bir çoğuna tıp yardımcı olamıyor maleserf ama, yavaş yavaş gelişen teknoloji ince damar tıkanıklığını bulabiliyorlar inşallah bunlar bukonunun şifasinida bulurlar. Yapilan büyu veya musalat edilen cinler insanlara çok feci bir şekilde zarar verebiliyorlar. Cinlerin teknik makineliri ile bulmak gerçekten zordur çünkü, cini ne çekilen filimlerde görebiliyor nede emar deilen şeyle işin korkunç yönüde bu işte. Butür rahatsiliktan dolayi insan bedenine yerleşen
87
cin ve şeytanların tek şifasi kur’an-ı kerimdir.
Şifa iki çeşittir birinci, manevi yani ruhen şifa, birde bedenen şifa; fiziki rahatsızlıklarin bir çoğuda yine Ruhendir rahatsizliktan dolayi kişinin kendisine verdiği zarardan dolayidir.
Eğer bir insan yüzde yüz emin büyüden veya cin musallatından sonra bedeninde rahatsızlık başlamışsa o zaman hiç zaman kayıp etmeden, muhakkak Kur’ani kerimi okumaya başlasın ve durmadan tekrarlasın; taki, o cin ve şeytanlar okuduğu Kur’ani kerimden rahatsız olup kaçıp gitsin. Kur’ani kerimeyi okumasını bilmeyen insanlar ise; yüce Allah’ın herhangi bir ismini devamlı zikir etsin,kişinin kendisi duya bileceği bir şekilde sesini yükselterek zikir etsin ki, ona musallat olan cin veya şeytan söylediği sözden rahatsız olup onu terk edip gitsin. Veya Alim bu işi gerçekten bilen birinden yardım alsin.
Bu tür rahatsizliklara Hemen müdahale edilirse Allah’ın izniyle hiç bir etkisi olmadan kurtulur.
Bu konuda rahatsızlıkları olan insanlara tavsiyemiz bol bol kurani kerim okumalarıdır. Kurani kerime’i okumasını bilmiyenler de yüce Allah’ın herhangi bir ismini devamlı zikir etmesi lazım. Mesela; ‘’Sahid Allah’’,’’ Rahim Allah”,” Kerim Allah”,” Lailahe İllallah”. Önemli bir bilgi; birisine büyü yapılırsa o büyü bir an önce çüzülmezse belli bir zamandan sonra zalim bir şeytan,veya cin olup o insana çok ciddi zarar verebilir; onun için diyoruz ki, bu tür sıkıntısı olan insanlar kesinlikle bol bol Kur’an okumalı devamlı yüce Allah’ın ismini zikir etmesi gerekiyor.Bunu yapmaları gerçekten zorunludur. Cin, büyü, sihir gibi rahatsızlıklardan kurtulmanın tek yolu Kur’an-ı kerimdir. Dediğimizi ispatlayan bir kaç tane ayeti kerimeyi hep beraber okuyalım; İsra Suresi ayet 82: وَنُنَزِّلُِ مِنَِ الْقُرْآنِِ مَا هُوَِ شِفَاء وَرَحْمَة لِّلْمُؤْمِنِينَِ وَلَِّ يَزِيدُِ
الظَّالِمِينَِ إَلَِّّ خَسَار “Kur'an'da mü'minler için şifa ve rahmet olan ayetler indiriyoruz. Fakat bu ayetler zalimlere sadece yeni yıkımlar, yeni kayıplar getirirler.”Bu ayeti kerime bizim bu tür hastalıklar için baş vuracağımız tek yol Kur’an-ı kerimedir demektedir. Cinler ve şeytanlarda çok iyi biliyorlarki Allah’ın izni olmadıkça aslakimseya zarar vermezler
88
Bakara Suresinin 102 ayetinde ki şu kelimelere bir bakalım: أ عَلَى الْمَلَكَيْنِِ بِبَابِلَِ هَارُوتَِ وَمَارُوتَِ وَمَا يُعَلِّمَانِِ مِنِْ
أَحَد حَتَّى يَقُولَِّ إِنَّمَا نَحْنُِ فِتْنَة فَلََِ تَكْفُرِْ فَيَتَعَِلَّمُونَِ مِنْهُمَا مَا
يُفَرِّقُونَِ بِهِِ بَيْنَِ الْمَرْءِِ وَزَوْجِهِِ “Fakat bunlar o iki melekten karı ile kocasının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ama onlar Allah'ın izni olmadıkça bu büyü ile hiç kimseye zarar veremezler.”
Harut ile Marut denilen iki melekten öğrendiği sihir ile karı koca aralarını bozmak veya bazı konularda insanlara zarar vermek için, bildiği bu ilim ile yapılan büyünün tesiri de yüce Allah’ın izni olmadan hiç kimseye bir zarar veremez; çünkü Kur’an-ı kerimin bir başka ayeti kerimede yüce Allah’ın şu mesajını anlayan insan, nasıl olurda ondan başka bir yol arayabilir ki: Bakara Suresi ayet 107: أَلَمِْ تَعْلَمِْ أَنََِّ اِلل لَهُِ مُلْكُِ السَّمَوَاتِِ وَالَْْرْضِِ وَمَا لَِكُمِْ مِنِْ دُونِِِ اِلل مِنِْ
ِ
وَلِي وَلَِّ نَصِير “Göklerin ve yeryüzünün egemenliğinin Allah'a ait olduğunu bilmiyor musun? Allah'tan başka hiçbir dostunuz ve destekçiniz yoktur.” Bu kadar açık ve net bir cevaptan insanların çıkarması gereken ders; Kur’ani kerimden başka bir yol aramak mantıksızdır.
Ne yazık ki toplumun yüzde65 diyebileceğimiz bir kısmının bu mesajı gerçekten anlamamış. Ondan dolayıdır ki, hiç İslam ile alakası olmaya insanlarda yardım isterler, bir bakalım: Allah rızası için bir düşünelim ; Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen bir insan, nasıl insana Allah adıyla yardımcı olabilir. Başta belirtmiştik.yüce
Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen bir insan kesinlikle hiç bir insana yardımcı olamaz.
Şifa buluyor umuduyla arayış içerisinde olan kardeşlerimize söyleyeceğimiz tek şey; İslamda başka şifa gerçekten yoktur. Sana yardımcı olmak istiyen kişi, Kur’ani kerimi okuyor olsa dahi; İslam dinini yüce Allah’ın emir ettiği şekilde yaşamıyorsa ,onu sana vereceği sadece zehirdir. Sakın arayıp buldum ve kurtuldum deme. Çünkü; sana zaraz veren düşmanına nasıl olurda inanirsin; sana şifa verir ve sana yardım eder yani cinci zaten cinlerin maskarası olmuş, nasıl olurda sendeki cini def edeceiğine inaniyorsun. Bir büyücüye ilmi şeytan öğretiyor.
Nasıl onurda insan oğlu halen anlamıyor. Ona ve onun
89
ejdadına düşman olan şeytan ve onun yardımcılarından yardım bekliyor.
Yüce Allah Kur’a-ı kerimde açık ve net beyan etmiş: “Şeytan insaların düşmanıdır.” Nasıl olur ki senin düşmanın senin geleceğinle ilgili güzel şeyi sana verebiliyor, nasıl düşünebiliyorsunki insana eziyet eden şeytan, sana sifa verir ve sana yardimci olur umuduyla yanına gidebiliyorsun.
Her şeyin başı ilim ve bilgidir. Bilen insan hiç bir şeyden korkmaz ve her şeyin yüce Allah’ın kudreti ve kuvetinde olduğunu bilir, bir sıkıntısı olursa ona dayanır.
Bunu gerçekten anlamak lazım, bu tür rahatsızlıkların şifası sadece ve sadece Kur’an-ı kerimdedir ve bu iş yazıp vermeklede olmuyor; Bu tür rahatsızlığı olan insanların üzerinde kesinlikle okumak lazım ve okunmuş su ile yıkanması lazım, o zaman Allah’ın izniyle şifa bulur.
Burada bir kaç tane ayeti kerimeyi yazarız, onları okuyan insanın belli sıkıntıları Allah’ın izniyle yok olmasına yardımcı olur.
Fatiha Suresi ile başlayın, Bakara Suresinin ilk beş ayetinden sonar; bu yazdığım ayetleri rahatsız olan insan sabah namazından sonra okursa Allah’ın izni ile her türlü sıkıntısı yok olur.
İhlas, felak ve nas Suresi ile bu ayeti bitiriniz. Allah’ın izniyle yalancı cin ve şeytanlar onu bırakıp giderler. Ya Rabbi! Bizi her türlü bela ve musibetlerden koru, bize yardimcı ol. Ya Rabbi sana iman edenlerin yardımcısı, yanlız sensin. Amin!
90
*Ey insanlar, kiyamet gününü unutanlar, Bu dünyada yapin bakalim yapacaginizi, hemde yüce Allah’i şahit tutarak yapin, sizler Allah’in yaratiği varliklara ölüm emirini verdiğin zaman hiç düşündünüz mü, yarin mahşer gününde yüce haka karşi ne süyliyeceğim, ey iman ettim diye kendini kandiran insan.!
ölümü unutan insanlar için bu dünya da kendisine sinir kalmaz, yani çikari için ne lazimsa yapar. yaptiği her işinede Yüca Allah’i şahit tutar, çünkü onun için din insanari kandirmanin en kolay yolarinda biridir. yani Allah’in idini anarak veya müslüman gürünerek insanlarin duygulari ile oyun oynar. insanlar Allah’in ismini duyunca hemen inanir ve güvenir, Allah’in adini sikça anan insan ister istemez insan onlarin iman eden biri olduğunu düşünür. Halbuki yüce Allah kuran-i kerimde o insanlari çok ilginç bir misal vererek anlatiyor, hani o koyun postunun altinda saklanan kurtlari gürdün mü der.! onlarin ne yaptigini bilmediğimimizimi saniyorlar, ama yaniliyorlar. Onlar kunuşurlarken çok iyi insan ve güzel amel işliyen biri olduğunu sanarsin, halbuki onlar bozguncularin ta kendisidir, onlar ne yaman kurtladir, onun için diyoruzki yapin baklaim, bu dünyada ne yapmak istiyorsaniz, çünkü size nasil olsa biraz zaman verilmiştir, ama yarin cuzi iradeniz elinizde alindiği zaman, Nereye gideceksiniz acaba? kaçacak bir yer bulurmusunuz acaba? tabiki yok.! o zaman vay her yalancinin haline, vay her düzen bazin haline, vay kendini başkasinda üstün görenin haline, o gün onlarin güzleri zelil bir şekilde bir birlerine bakarlar, ve şüyle derler, bizler gerçekten zalimlerdenmişiz, ama bir daha geri dünüş yok, Evet geri dünüşü olmayan bir yaşamin başlangicidir orasi. hep alatirdik ama sen hep alaya alirdin anlatilanlari, sen hep akili olduğunu saniyordun , insanlari kandirmaya çalişiyordun, haydi kendini kurtar, ve kandirip yolda çikardiklarini kurtar.! tabiki hiçi birini kurtaramasin. çünkü seni kimse mahtap almadan direk ebedi klacak şekilde ateşe atilanlarda olursun.! ey iman etim diyen insan, insanlari kandiranlar bunca ibret alinacak şeyler varken sen halen neyi bekliyorusun, sana verilen zamani tüketin, yolun sonuna geldin ister inan ister inkat et her yaptiğin yazili bir şekilde sana geri gelecek ozaman sana verilen zamani bitirmeden önce aklini başina al doğru yollu bul ve sana iade edilen yazin güzel olsun bari.
91
*Bunu herkes iyicene anlasin ve şahid olsun, Her kimki yer yüzünde yaşiyan canli varliklarin, özgürlügünü kisitlar, veya ölmelerine vesile olursa, Allah’a karşi suç işlemiştir, çünkü o canli varliklara o haki veren yüce Allah’dir.
Ey insanlar yer yuzünde yaşiyan bütün canli varliklarin yaşamasi ve geçimlerini saglamasi yüce Allah’in garantisi anltindadir. Sana ait olmayani almaya kalktiğin an, yanliş yaparsin başkalarinin hakina saldirmiş olursun, başkalarinin rizkina mani olursun, yüce Allah’in her canlaiya verdiği hüriyeti kisitlama, özgür yaşamalarina mani olma, onlarin zorluk çekmesine vesile olma, çünkü bu haki yüce yaratan onlara vermiştir,yüce Allah’in yaratiği her canliya verdiği haki, sen kim olmuşsunki elinde almaya çalişiyorsun, sen o haki elinde almaya kalktiğin an, özgür yaşamasina mani olduğun an, ölümüne vesile olduğun an, bu dünya yaşamindan rahatça yaşamasina engel olduğun an, sen hem o canli varliklara karşi suçlusun, ve hemde onlari yaratan yaratanina karşida suçlu olduğunu unutma, çünkü onlarin bu dünya yasamina musade eden yüce yaratandir, o hiç bir şeyi boşuna yaratmamiştir, yeryüzünde yasiyan her canli varlik bir amaç için yaratilmiştir, onlar birer oyuncak değildir, Ey akil sahipleri, bir bakin ve anlayin, yarin hesab gününde, ne süylemek istediğinizi düşünün, yüce yaratanin huzuruna birer suçlular olarak çikmayin. insanlarin yaptiği her haline şahittir, Her hareketine şahitir. Ve her insanin yaninda ikitane şahid daha vardir, seni korumakla görevlendirildiği yüce yaratanin görevlileri senin her yaptiğina şahittir. Onun için iyi düşünki yüce Allah’in huzuruna suçlu olarak çikma, sana verilen eşreful mahluk ünvanina sahib çik şerefli bir insan olarak hak huzuruna çik, seninle üvünülsün, sende kendinle gurur duyarsin o gün, o mertabeye güzel ahlak ile çikilir, öğrenmek ve öğretmek ile olur, müslüman kişi üç karekteri ile meşhurdur. 1. doğrudur sözünde yanlişlik ve yaniltmak yoktur. 2.çok mutevazi ve edeplidir hiç bir zaman rahatsiz etmez, ve rahatsiz edecek bütün davranişlardan kaçinir. 3.Güvenilir insanlardir, onlara mal, can, namus, emanet edilebilecek kadar güvenilir kişilerdir. Bu haler kimde yoksa, o tam iman etmiş sayilmaz, ameli eksik olan kişinin imani tam değildir.
92
*Ey iman edenler, sakin ha hiç kimseden sayğiyi beklemeyin, sen hakka karşi sayğili olduğun müdetçe herkes sana saygili olur , çünkü saygi hakli olanin yanindadir hak olana sayği gösterilir.
Seayğili olmak edpli olmak ile olur edep ve hayanin ne olduğunu bilmiyen insan sayginin ne olduğunu bilemez. Saygiyi bilmiyen insanin sevgisi yalandir. Ey insanlar seni yaratan senin her halini görene karşi nekadar edepli iesen insanlarda sana karşi o kadar edepli davranirlar. Sen senin her halini ğören Allah’a karsi ne kadar sayğili isen insanlarda sana karşi o kadar saygilidir yüce Allah bir ayeti kerimede şüyle söyliyor şeref ne izet hak iledir sen şerefli bir şahsiyet olarak yaşamak istiyorsan yüce Allah’in emir etiği gibi yaşamak zorundasin, insane ne zamanki yuce haka teslim oldu ve
*Toplumu ötekileştirmek, yani insanlarin arasinda ayrim yapip, hakikati bir başka şekilde göstermeye çalişmak, veya batili hak olarak güsterenler varya Allah katinda en büyük suçlu olarak yagilanacaktir. sakin, yaptiklarinla hakki temsil ediyorum deme.!!
*Ey akil sahibi onlan insanlar Dünya yaşaminda baskasini suçluyarak suçunu örtbas etmen sana fayda vermez bilesin.! Bunu hiç bir zaman unutma her yaptiğin açik bir şekilde yazilmiştir yarin sana tamamen gösterilecektir elinde hiç bir itiraz hakin kalmaz bilesin.
*Fussilet suresi ayet 46 Rabbin kullarına zulmedici değildir. şu ayeti kerimeyi iyi okuyun ve anlamaya caliş. yüce Allah hiç kiseye zulum etmez, Her insan yaptiginin cezasini çeker. Ey insalar kendinizi cezalandirmayin ey akil sahibleri..!
*A”raf suresi ayet 8 Kıyamet günü kurulacak mizan haktır, gerçektir. Tartıda sevapları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Ey insalar bu ayeti okuyun ve ona göre kendinize bir yol seçin, ister inanin istersenizde inkar edin. ölümden sonra kesinlikle bir daha diriltileceksiniz. Bu dünyada yaptiklarinizdan ve yaşadiklarinizdan dolayi kesin hesaba çekileceksiniz kimin ameli güzelse ne mutlu ona
93
*A’raf suresi 7 Onlara olup bitenleri kesinlikle bir bir anlatacağız. Zira onlar hiçbir zaman bilgi alanımız dışında kalmamışlardi. Ey insanlar yüce Allah’in bu kelimesini ve bu mesajina kulak verin anlayin anlatiki kutruluşa erebilesiniz...!! Bu ayet insanlara bir uyaridir. Allah’in adini anip ta ona iman etim deyenlere, insanlari öldürenlere, bir uyaridir, yarin mahserde gönunde kaçacak hiç bir yerin yok Ey iman tim diyenler o bomba emrini verenler, insalarin ölümüne sebep olanlar, bu ayeti oku ve anla yarin mahşer gününde nasil bir cevap vereceğine yardimci olsun san.
*Bilgi hayattir, bilgisizlik ise ölümdür. Dünya yaşaminda ilim öğrenmek hayati Anlamak kişi kendin yaşami güzeleştirdiğin gibi ebedi hayatida garantiya alir. çünkü insan öğrendigi bilgi ile neyin yanliş ve neyin doğru olduğunu anlamak için kuladiği bir metotdur.
*Hayânın hakikati, yani edepli olmanin yolu yanlız olduğunda da, toplulukla beraberkende, Allah’tan utanmaktır. Allah’tan utanmayan insanlardan da utanmasini bilmez. Haya insana sinir çizen bir öğretmendir, insane verdiği bilgi ile mutevazi olmasinida sağlar, yani edepli insan sayğili ve seviyeli insandir.
*İnsanlar arasında zengin ile fakiri ayrim yapan, veya bir milleti yada bir irki başka bir milleten östün görmeye çalişan, irk ayrimini, yapan kurtuluşa eremez. Hele Birde buna nefsini başkalarinda ustün göstermeye çalişan insanin sonu helak olmaktir. çünkü östünlük tasliyan asla felaha eremez. lakin şeytanin kovulma sebebi kendisini östün görmesindendir.!
*Tövbe, yönetim değişikliğidir, yani eski halden yeni hala intikal etmektir. geçmişi anlayip ders çikarmak ve geleceği güzeleştirmek için ileriye doğru adim atmaktir.
*insan oğlunun başına gelen her türlü belâ, Rabbinden şikayet etmesi yüzündendir, Aklini kulanmaz kendisine zülüm eder kaderim böyleymiş diye suçu yüce yaratanina yüklemesinden dolayidir ki başi beladan ve dertten kurtulmaz!
94
*Şöyle denilmiştir: Şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zındıklıktır. ozaman gönümüzdeki insanlarin kedilerini hakli gösterip, insanlari yurtlarindan çikartmaya çalişanlara, haksiz yere dağ taş demeden bomba yağdiranlara, ne demek lazim Ey iman edeler...!!
*Dünya hikmettir, ahiret ise kudret. Hikmet alet ve sebeplere ihtiyaç duyar, kudret ise duymaz. Söz hz seyh Abdulkadir geylani
*yunus suresi ayet 44: Allah insanlara hiç zulmetmez, fakat insanlar kendi kendilerine zulmederler.Ey iman edeler hiç bir zalimin zulmu cezasiz kalmaz zulum etmeyin zulum edene engel olun ki kurtuluşa eresiniz.
*yunus suresi ayet 30: İşte orada herkes geçmişteki her davranışının yararını ve zararını somut olarak görür, ey iman edeler bu ayeti bir daha oku.! Bu dünya hayatinda yaptiğin her hereketin karşiliği verilecektir güzel amel işleyinki size sadece guzeliğiniz anlatilsin ki yüce Allah’in huzurunda dura bilece yüzünuz olsun.
*Ey insanlay bir bakin yüce Allah Kuran-i kerimde yaratiği Akil sahiplerine hitab ederken, nasil sesleniyor, umulurki düşünüp akil edesiniz diye, insanlarin cinsiyet farkini ayird etmeden hitaba bakin:Ya eyuhel Nas, Ey insanlar diye hitab ediliyor, umre’tu veya recul demiyor, kadin vey a erkek demiyor, islamin cizdiği çizgiye bir bakim ve onagüre hukuk nedir ve nasildir ona güre yaşa ve yaşat.
Ey insanlar Hz muhamed mustafa s.a.w getirdiği hakikat insanlar içindir, kendine insanim diyen her kes için geçerlidir. Ister ibadet olsun isterseden güzel amal işlemekte olsun kesinlikle cinsiyet farkini güzetmeden, yapilmasi gereken neyse yapin hiç kimsede buna engel olmasin. Hele ilim öğrenmek veya ögretmekte cinsiyeti ile degil aklinizla öğrenin ki doğruyu bulmaniza yardimci olsun. Islamin güsterdiği ahlak ile ahlaklanin, çünkü islam ahlaki edebin ne olduğunu öğretir, edepli insan her yere gidebilir her yerde ibadet edebilir ve ilim ögrene bilir buna hiç kimse engel olmasin, hakikati yaşamaya hiç kimse engel olma hakina sahip değildir, engel olana karsi mucadele edilir.
95
*Ey iman edenler insan bu dünyaya mal toplamak için yaratilmadi. Çünkü insan hakiktin Adalet sifati ile yer yüzünde yasiyan, varliklarin eşit bir şekilde yaşiyabilmesini sağliyan yüce Allah’in görevlendirdiği bir hizmetçidir.
*Yüce Allah her insani özgür ve azad bir şekilde yaratmiş,ey insanlar her kimki yaratanin yaratiği varliği değiştirmeye alişirsa veya özgürlüğünü kisitlarsa o insane yaratana karşi suçişlemiştir. Çünkü yaratan onu öyle uygun gürmüş ve yaratmiştir!!
*Müslüman sadece söylediklerinden değil,Söylemesi gerekirken söylemediklerinden de sorumludur, çünkü müslüman iyiliği emreden kütülüğu men edendir, zulme ve haksizliğa karşi sesiz kalmiyandir.
*ilim bilgi teknik, teknolojinin bukadar yayginlaştiği dünyada, insanlar
medenilişiyormu yoksa gerimi gidiyor ey öncüler buna cevap verirmisiniz?
*insan sabah uyanip uyanmaz günlük haber ve gazetelere baktiginda güne nasil başliyacagini bile unutur oluyor çünkü okadar karma karişik bir şeyler anlatiliyorki gerçekler öylesine ters yüz gösteriliyorki neyin doğru neyin yanliş olduğunu anlamak nerdeyse imkansizlaşiyor. Günümüz medyasi Şeytanlari melaike sifatinda gezdiriyorlar, gerçekler ise hayal gibi insanlara güsterilmeye çalişiliyor gelde işin içinde çik.
*Ey insanoğlu sen fenerbahçeliyi galatasarayi yapacalsin, veya bir insani bir çizgiden başka bir çizgiye çekmeye çaliştiğin yerde, her gün bir ayet öğrenip başkasina öğretseydin mukafatin büyük olur ozaman, yani yarin mahşer gününde söyliyecek bir sözün olurdu.
*Bu dünyada, Kör olana göstermek zor olduğu kadar, sağir olanlarda öyledir, Allah kimseyi gözleri varken kör etmesin, kulaği varken sağir etmesin, ama bu bir gerçektir günümüz insalari gözleri varken kör görmezeler, kulaği olduğu halde işitmezler.!
96
*Hucurat,suresi ayet13: Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Herkimki kendini başakasindan östün görürse veya kendi miletini başka mileten östün görürse haki inkar etmiştir demek baksaniza hepiniz bir kadin ve erkekten yaratilmistir östünlük sadece takvadadir yani Allah’in emrini yerine geritmektedir.
*insanca yaşamak Allah’in insanlara vedigi bir haktir,onu kim kisitlar veya engel olursa Allah’a karsi gelmiştir. namaz kilip insanlarin hakini yiyenler bunu anlamişlar mi acaba?
*Ey iman edenler bu ayeti okudunuz degilmi Nahl suresi128- Çünkü Allah kesinlikle kötülükten uzak duranlarla ve iyi davranışlarla beraberdir. Eğer yüce Allah’in sizinle berabek ollasini istiyorsaniz çok kolay yol ve kisa iyilik et guzel amel işle her türlü kütü davraniştan uzak dur ozaman alarsinki yüce yaratanin senin yanidadir.
*Bakin yüce Allah iman eden kularina nasil emir ediyor, Allah’in ilmini öğrenin güzel amal edinki ben sizinle olayim ben size koruyayim herkimki bu ayetin dişinda bir şey yapiyorsa o Allah’a iman etmemiştir diey bildiriyor.
*Ey iman edenler islam ülkelerindeki çatişmalarin sebebini araştirin rahatlikla anlarsiniz ki Bu olaylara sebeb olanlar yüce Allah’in ilmini okumuş ama anlamamiş, islmada cihad etmek var ama o cihadi kime karşi vereceğini anlamadan, verdiği fetvlar ile, insanlari kişkirtan şeytanlar olduğunu anlarsiniz ne büyük suç işledikleri bile farkinda olmayan bu cahiler kardeş kanini akmasina sebeb olmuşlardir.
*Bu çok yazip ve konuşan insalar var ya, onlar günde ufacik bir ayet ezberleyip öğrenselerdi, Ayetin nüzul sebebini yani iniş sebebini araştirip anlasalardi, ozaman az konuşur çok iş yapan insanlar olurdu.
97
*Casiye surasi ayet 20: Bu Kur’an, insanlara kurtuluş yollarını gösteren kanıtlar sunmaktadır; kesin olarak inananlara kılavuz ve rahmettir. Ey akil sahibi olan insanlar bakim yüce Allah bizlere ne emir buyuruyor, sen bu emirleri öğrenmek için hiç zaman ayirdinmi, Kurtuluş yolunu sadece kelimullah olan kuran-i kerimdir diye öğrendinmi, Yazi yazan çok ama haki anlayan yok, kime sorarsan hemen her kes gerçeği bilir, ama hiç biri hakin güsterdiği gibi yaşamaz, Evet teorileri çok güzel ama amel ve pratik sifirdir.
*Bu memlekete olan bütün olaylarin tek sorumlusu, bu ülkeyi yönetenlerdir, yarin mahşer gününde bunlarin hesabi sizlere sorulacak ey yöneticiler verecek cevabinizi hiç düşündünüzmü.!
*Maide suresi ayet 90: Ey müminler, içki, kumar, anıt taşları, fal, şans
oyuları, şeytanin iğrenç işlerdendir, bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. Ayrtin ilk başlancinda ey mumunler diyor yani hitabin muhatabi iman edenlerdir. Siz ki falcilarda geleceği öğrenmek istiyorsunuz siz ki şans oyunlari oynuyorsunuz siz kikendinizi unutmuş geleceginizi başka yerde ariyorsunuz bunu bilesiniz ki kurtuluş aradiğiniz yerde değildir.
*Maide sursiayet 35: Ey müminler,Allah’tan korkunuz, sizi ona yakınlaştırabilecek her yolu arayınız, Ey insanlar Allah’in yolunda hizmet ediniz ki, kurtuluşa eresiniz. Ey insanlar eğer yaptiklariniz size kalacağinizi saniyorsaniz yaniliyorsunuz, çünkü her yaptiğiniz kayit altinda bunu bilin, anlayin ve anlatin.
*Yarabi senin adina yalan süyliyen her yalancinin maskesini düşür ki, iman edenlerrin işi kolay olsun, çünkü o koyun derisine bürünen şeytanlarin ve o yaman kurtlarin iç yüzünü her kes gürsün..!
*Ey insanlar her kimki Allah’in kelami ile her gün meşkul olup ögrenirse, o insan hiç bir zaman pisman olmaz, hem bu dünyada iyi bir yaşam hali olur hemde ahirete kurtuluşa erenlerle beraber olurlar. Çünkü her gün ufacik bir ayet ezberleyen insan hem yüce Allah’i hatirlar, hemde beli bir zaman sonra iyi bir hafiz ve iyi bir alim olur..!!
98
*Ey insanlar sen kendine istediğini kardeşine istemedikce başaramasin, başaramayan insane kayib etmek zorundadir, iman edenler için en büyük kurtuluş ve gerçek karderşlik bu olmali.
*Kürdler ile Türkler et ile tirnak gibidir. Et Tüklerdir Tirnakta Kürdlerdir Tirnak uzadikca kesmek zorundayiz, diyenlere yaziklar olsun..!
*Ey insanlar bu savaşta ölenlerin çoğu dürüst ve fakir ailelerin çocuklaridir, yarin mahşer gününde yüce Allah sorar ey kul sen neden öldürüldün, ozaman nasil cavap veriyorlar hiç düşündünüzmü bunlara saben olanda bunlari dinleyip o kardeş kavgasin da ölenlerinde varacaği yer ateştir, sen kimi kimin yurdunda kovuyorsun sen kimsinki baskasinin dilini inkar ediyorsun onlar Allah’in birer ayeti olduğunu bilseydin zaten yapmaz ve yaptirmazdin.
*Baksaniza yaşadiğiniz memlekete her gün sorun biraz daha çoğaliyor, Birinci dünya savaşinda, kalem ile çizinlen sinirlar, bir çok mileti katliamda geçirerek yaptilar, o katetği neslin çocuklari bugün sende hesab soracak, anlamiyormusun ey akil sahibi, her gün ölüm haberi daha fazla geliyor, her gün hapis edenin sayisi fazlalaşiyor, öldurmek hapis etmek çare olsaydi, ozaman bu sorun tamamen bitmişti, bugün öldurdüklerinin çocuklari da yarin yine senden hesap sorar. En büyük hesab günü daha kalmiş, sen yüce Allah’in senin yaptiklarinda gefilmi sandin, haşa o öyle şeylerden munezehdir, lakin hesabin çoğalsinda senin kaçamiyacagin bir günde yakalayip ebedi kalmak özere, senden hiç soru sormadan cehneme atilarnlardan olacaksin unutma..!!
*Ey insanal bugün bir mayis diye toplandğiniz gibi, bir araya gelip birleştiginiz gibi, birdaha birleşin de insanlarin hak ve hukukunu savunmak için sinifta kalmayin, insanlarin hak vehukukun ne olduğunu bilen yöneticiler seciniz ki, kurtulabileceğinize ozaman emin olabilirsiniz.
99
*Dünya yaşamı gerçekten bir sınavdır. Sınıfı geçmek veya sınıfta kalma sınavıdır. hepiniz bilin ve şahid olun şuanki yüneticilerin hepsi sinifta kalmiştir. kısacası günümüz toplumuna baktigimizda, bildiği ilim ve bilgi, mideyi doldurmak, biraz daha mala sahip olmak mücadelesi verilmektedir. Çünkü yaradılış gayesini unutan insan yüce Allah ile ipini ve ilişkisini koparan insandır.
*Ey insanlar, Ne zaman ki, insan yaratılış gayesini unuttuysa, işte o zaman inatçı ve cebelleşenbir birlerini bogazliyan bir varlık olur. Çünkü niçin yaratildigini bilmedigi içindir!
*Gerçek ilim sahibi, hakkı temsil eden, ve en değerli varlık ünvanına sahip olan insanlarin bu gönkü yaşama şekline bir bakinhani insan eşreful mahluk olarak yaratimmisti yanerde senin serefin başkasinin irzina göz diken başkasinin malina gözdikenin şerefi hiç olurmu ey akil sahibleri....!
*Ey iman edenler İnsanların çoğunun helaki, küçük günahları sebebiyledir, çünkü küçük günahina önem vermez ve yaptiği hatadan tövbe etmez, ve helak olur.
*Kalp, Kitab ve Sünnete göre amel ederse yakınlık kazanır. Allah’a yakinlik kazanan insane ozaman anlarki ,neyin kendi lehine, ve aleyhine, olduğunu anlar, hak ve batıli ayirde eder ve görür.
*Müminin adeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür.
*İlim kılıç, amel el gibidir. El olmadan kılıç kesmez. Kılıç olmadan da el kesmez. (hz seyh Abdulkadir Geylani)
*Ey insanlara öncüluk edenler, Siz memleketi açik ceza evine çevirdiniz.! Eger büyle giderse korkunç bir patlama olacak ozaman bu patlama sizide yokeder, Ama bunun farkida değilsiniz, eger farkinda olsaydiniz insanlarin özgürlüğünü elinde alacağiniz yerde haklarini verirdiniz. Çünkü Akıllı kişi, işin başlangıcına değil, sonucuna bakar. Ey iman eden öncüler siz bu gidisatin sonunu göruyormusunuz? tabiki degil...!
100
*Mümin,din kardeşine yapmış olduğu nasihatlerde samimidir. Çünkü Onun göremediği şeyleri ona bildirir. Ona, iyilik ve kötülükler arasındaki farkı gösteri.
*Kardeşinin sana yaptığı nasihati kabulet. Ona muhalefet etme Çünkü senin kendinde göremediğini, o görür. Bir hadisi serifde Allah Resulu s.a.w şüyle der. Mümin müminin aynasıdır.
*Hucurat suresi ayet 11: Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Bu ayeti kerimede akil sahibi olan insanlar iyicene anlamali ve bir işin iç yüzünü bilmeden konuşmamali. Kendini bir başkasindan da östün gürmemeli. bilsinki her şeyi yaratan Allah, yaratiği hiç bir şeyi boşuna yaratmamiştir, yaratiği varliklara adeletsiz etmemiş herşeyi yerinde ve ayni pirensipte yaratmiştir.
*Ey insanlar Resulerin gönderildigi zamana ve asira bir bakin, ve anlayin onlarin günderildiği asirda yaşiyan insanlarda insanlik tamamen yok olmuş, insan için hak, hukuk diye birşek kalmamiş. onun içindir ki onlar özeldir.Ve hasas zamanlarda gönderilmiştir. Yani Hiç bir Resul veya peygamber kendiliğinde, mücadele etmeye kalmamişlardir, onlara özel olarak görev verilmiştir.
*Ey insanlar sizler Allah’ın Adaletini yer yüzünde temsil eden bir temsilcisiniz, hak mücadelesini veren peygamberler, ilahi adaleti izah etmek Allah’in emir ve yasaklarini bildirmesi içn gönderilmiş ve onlarda onun için çabalamişlar, yaşamiş ve yaşatmişlar,
*Yüce Allah yaratiği varliklar için yer yüzünün beli bölgelerinde yaşamasi için dünyanin bu bolümünde yaşa veya bu bölgeyi kulan diye bir sinir getirmemiştir insanlar demişki yer yüzunu senin için yaratim istediğin yerde yaşa nasil yaşanir diye insane iki yol güstermiştir han gi yoldan gidersen git diey yine insanin cuzi iradesini birakmiştir. Ey insanlar sizzler vatan milet bolunmez diye solagan atarak beli sinirlarin sahibi olmak istediğiniz o toprağin asli sahibi yuce Allah’in olduğu unutuğunuz gibi başkalarinada mudahale edip olarda sizing yaptiğiniz gibi yapsinlar diye baksaniza Allah’a iman etmiyen avrupa ülkelerini amerika ülkelerini insanlar arasinda çizilen bütün sinirlari kaldirmişlar sen halen neyin sinirini çiziyon be adam.!
101
*Ey insanlar, her insan yaşadiği yerin geçici sahibidir, sakin insanlarin yaşadigi yerlere göz dikme onlarda senin yaşadiği yerlere göz dikmesinler, çünkü senin yaşadiğin yer veya memleket senin için ne kadar kiymetliyse başkalarinin yaşadiği yerlerde onlar içn o kadar kiymetli olduğunu anla ve anlat ki, ne sen kimseye düşman olarak yaşa nede kimse sana düşman olsun.
*Büyüklerden biri şoyle der..! Sevgi ve karakterin olmadığı yerde ne büyük insan, ne büyük sanatkâr, ne de büyük mücadele adamı vardır.
*Bu dünya yaşami gece karanliginda raba kulanmaya benzer görüş mesafesi az, hemde çok dikatli olmak lazim, çünkü en ufak bir hata çok büyük tahribartlara yol açar, En ufak bir hata tahribata yol açtigi gibi bir çok insan da sakat kaliyor, yani yaptigi hatadan dolayi kendini dünya nimetinde de mahrum birakiyor ve öyle yaşamak zonrunda kaliyor...!
*Ibrahim ethem’e sormuşlar zaman nedir? Benim için bir dakika zaman bin yil ibadete beldirdir diye cevap vermiştir. Hikmetini sorduğunda her geçen saniye ömrümde gidiyor o saniyelrin boş geçirmemek, Allah’i zikir etmek için her geçen saniyeyi geri getiremiyeceğmi bildiğimden dolayidir ki önemlidir
*Ey insalar Bombalama emrini verip onca canili varliklarin ölümüne sebeb olduğun halde, Allah’a nasil hesab veriyorsun diye hiç düşündünmü onlari varedene karşigelmedinde ne yaptin ya.
*Ey insalar Bir milete izet ve şeref isteyipte, Baska milete zileti layik görenlerin, kendisine layik gördüğu izeti ve şerefi fazla uzun süremez. habariniz olsun.!
*Casiye surasi ayet 20: Bu Kur’an, insanlara kurtuluş yollarını gösteren kanıtlar sunmaktadır; kesin olarak inananlara kılavuz ve rahmettir. kurtuluş derken neyi anliyorsun ey akil sahibi, kurtuluş Allah’a imandir, inanmaktir, güzel ahlaktir, cinsiyet farki göztmeden, milet fatki gözetmeden, Allah’in yaratiği yaratiklara karş saygili olmaktir, duydun ya kararini sen ver..!
102
*Ey insanlar Bu dünya hayati, kameralar ve özel gövenlik gürevliler ile, en üstün bir teknoliji ile,izlenmekte olan bir yolculuktur, her hareketin izleniliyor o gürüntüleri muhakak izler ve muhakak o yaptiklarindan hesaba çekiliyorsun ona güre davran.! yarin mahşer gününde hak huzuruna çikmadan aninda yakalanip cehneme atilanlarda olma!
*Iyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır.Yaşamdaki gerçekleri anlamak ve anlatmak için samimi ve cidi olmakla olur, bir insan yaşami ne kadar cidiye alirsa okadar az hata yapar, kisacasi az hata yapan insan çok konuşmayan insandir.
*iman ettim diyen insan kendisine istediği şeyi başkasina da istemeli. Her insani olduğu gibi kabul etmeli. Her dil ve yaratilan her canli varlik, yuce Allah’in birer ayetidir diye anlayip ona göre onlara karşi saygili olmalidir. Hic bir zaman yalan konuşmamali, kadin erkek cinsiyetini ayir etmeden, insan olan her varliğa karsi mutevazi olmali. bu anlatilanlara yapmayan veya yapilmasina engel olmayan insanlar yarin mahşer gününde hak huzuruna çikmadan, aninda yakalanip cehenneme atilir bunu bil ey akil. Sahibi olan varliklar.!
*Hud suresi ayet 6 Yeryüzündeki bütün canlı türlerinin beslenmelerini ve geçinmelerini sağlamak Allah’ın garantisi altındadır. Bak garanti veren kim.! ve nasil garanti veriyor.! ey insan anlasana ve ona gore yüce Allah kuluk et.! Işte ozaman yüce Allah’in hizmetçisi olma unvanina nail olabilirsin.
*Ibrahim suresi ayet 5: Bu Kur’an tüm insanlara yönelik bir duyurudur. Neyin duyurusudur bir dinle ve kulak ver ey iman edenler.! 1. Adaletle ol. 2. Herkese eşit davran. 3. Zülüm etme ve zülüm edene engel ol. 4. Iyilik et fakire yolda kalmişa yardim et. 5. Bu dunyada bir misafir olduğun gibi davran. 6. Senin her halin izlemekte ve yaptiğin her davranişin yazilmaktadir diye idrak et. 7. Insanlari hatalarinda dolayi hor gorme hata yapmamalari için nesihat et. 8. Bu dünya hayati bir sinavdir sinifta kalmamak için iyi çaliş başarili bir şekilde sinifi geç. Dünyadaki yaşamin ebedi yaşamini garantiye alan bir sinavdir diye iyice anla ve anlat. Sana duyurani dinledinmi onu gerçekten idrak et ki kurtuluşa erebilesin.
103
*Insanca yaşamak Allahin insanlara vedigi bir haktir, ona kim engel olup kisitlar veya özgur yaşamasina müsade etmez engel olursa haka karşi gelmiştir.! Çünkü yuce Allah her insani özgür ve azad bir şekilde yaratmiş yaratanin yaratiğini değiştirmek yaratana karşi gelmektir.!!
*Ey iman edenler insanlarin yaşadiği yerleşim yerlerinde yaşamalarina musade et. onlarin ozgürlüklerini, kendin çikarin için kisitlama, bunun hesabi gerçekten çok ağir olacak, Bu sözü duşün ve ibret al…!
*Nemrut ile firavun dünyaya sahiptiler hani onlar nerede, ey iman edenler hiç düşündünüzmü, Bu toprağin da bu vatanin da, ve içinde yaşiyanlarin da hepsinin tek sahibi yuce Allah’tir onlari var eden varliğindir, ey insan oğlu nasil halen anlamiyorsunuz, bir birlerinizle birleşip haksiz bir şekilde savaşta israr ediyorsunuz.
*Bu dünya hayati bir kaç gün izin misali olduğunu anla, ve ona güre yaşa. sakin kimseye eziyet edip hor görme, seni yaratan da onuda yaratmiştir, sana ne verilmişse onada aynisini vermiştir, kendine neyi layik görüyorsan, onada layik görki kurtuluşa eresin.
*Ey insan senin o bedenin toprakti, çüptu otu ve tekrar toprak olacak, bir gunde tekrar topraktan geri çikartilacaksin. ozaman evah başima gelene bak, dememek için güzel amel işle.
*Ey insanlar Bu dünya hayati kameralar ve özel gövenlik gürevliler ile izlenmekte olduğun bir yolculuktur, her hareketin izleniliyor bu görüntüler sana kesinlikle izletilir ona gore duşün ve davranişinni iyi yapki pişman olamyasin.!!
*Insan Akili ile idrak etiği an ozaman iyicene anlarki yanliz değildir. her hareketi kontrol altinda olduğunu idrak eder. işte o zaman ancak anlar ki haka karşi nasil edepli davranilir.
*Ey iman edenler iyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir. Çünkü iyilik haka ginden yoldur, Her sabah uykuda öyle uyan iyilik etmek için yariş et kütuluk yapanlara engel ol ki kurtuluşa erebileceğine emin ol.
104
*Kadın ile erkek, gök ile yer gibi, bir birlerini anlamaları lazım. Eğer bir birlerini anlayamazlarsa; havasız toprak gibi olur.
*Her meslek bir uzmanlıktır. Asıl uzmanlık ise kendi nefsini tanıyıp emrine alan insan uzmandır. (Nefsini bilen Rabbini bilir.) hadisi serif
*Hepimizin bildiği gibi, insan anne babasını tercih etme hakkına sahip olmadığı gibi onlara sahip çıkmakta, yüce Allah‟ın bir emridir.
*İnsan yaradılış gereği iradesi elinde alındığı, bir varlıktır.Yaşamdaki şeyler onun iradesinin dışında, kendisine verilmiştir.Varolanı kabul etmek zorunda olanlari gör, ona iyicene baktiğinda haki gore bilirsin eğer birazicik aklin varsa
*Hiç bir zaman insanı dilinden, kültüründen ve fiziki yapısından dolayi hor görme. Çünkü onlar yüce Allah‟ın birer ayetidir.
*Hucarat,sure13 Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık.yer yüzünde yaşiyan her toplum dileri ile rengleri ile yüce Allah’in birer ayetidir bunlari inkar eden veya beğenmiyan yüce Allah’in yaratiğini beğenmemiştir demek ozam haka karsi gelmek cazasina hazirlan ey insalar.
*Din insanlar için günderilmiş ilahi bir kanundur, hurafenin mimari ise insanlardir, yani dine hurafa katilamaz, hurafe yapanlar yoldan çikmiş insanlardir. Allah’in emrine itaat etmedikçe insan doğru yolu bulamaz. doğru yol samimi bir iman ve pak bir inançtir.
*Bir insan Kendisine istedigini başkasina layik gürmediği zaman onunla savaşir! Başkasina hüküm etmek için savaşanlar Allah’a karşi gelen insandir..!!
*Ey akil sabibleri iman etim diyenler islam ülkelerine baksaniza şeytanlar nasil cirit atiyor, kardeş kardeşi oldürüyor, Bu savaşin tek sebebi Allah’in adaleti ile yaşamadilkari içindir...!!
105
*Allah’in insana verdigi hak. ile onu koru, Allah’in insana verdigi izeti ve şerefi iade et ki, işte ozaman insanlari yöneten hak sensin.
*Kuran’i kerim’i öpmek veya kuran hakinda munakaşa etmekle değil, içindekiler ile amel et ki ancak ozaman yüce Allah’in emrine itaat etim diye bilesiniz Ey iman edenler.!!
*Adalet bir topluma yanliz degil, kainataki yaşiyan bütün varliklar içindir, Allah’a iman eden insana bu bir ermidir, ozaman teraziyi tam tut ey iman edenler...!! Nahl suresi ayet 90: Allah size adaleti,olmayi emreder, bu ayeti kerimeyi anla ve yaşa…!!
*Akli selim olan insan, hata yaptigini anlayip tövbe ederse hatasinda vaz
geçerse, daha geç olmadan allah onu af eder, ama zülümde israr ederse sonu helaktir..!
*islam beş madelik bir ilahi sistemdir, birisini eksin yaparsan kanuna kaşi
gelmişsin demeki, Allah’a karşi gelmeyin ey iman edenler.....!!!
*Tövbe suresi ayet 78: Allah’ın onların sırlarını ve fısıltılarını bilmediğinimi sanıyorlar, iman etik diye ida edenler duydunuz ya...!!!
*Ahmak insan bildigini bir şeyi yapmayandir, Ey insanlar elinde belge yok
ne zaman ölürsün, ozaman Allah’in dediğini neden yapmiyorsun Ey iman eden kişi.
*Bu dünya yaşami Mideyi doyurmak değil, mal toplamak hiç değil, kendini başakalirndan ustün gormek hele hele hiç değil, ozaman her insani olduğu gibi kabulet ve oyle yaşa ki kurtuluşa eresin.!
*Allah subhanehu we te’ala yi bilmek idrak etmek,emir ettiği gibi yaşamak ne demektir ey iman edenler ?Kur’ani kerim insan hak ve hukuku anlatan kitabul hak, insanlarin sosyal ve siyasal ilişkilerini anlatan kitabul ilim olduğunu anlamktir değilmi ozaman neden yapmiyorsunuz..!
106
*Gerçek iman edenler bu dünyada geçici oldugunu bilir, Allah’in emirini yerine getirmek için çaba harcar, kendini baskalarinda östün gürenleri görmedinmi, nasil helak olup yok oldular.
*Ey insan! Sende iyi biliyorsunki bir gün o bedenin sofranın altında kalan kırıntılar gibi çöpe atılacak.Yani toprağa karısıp toprak olacaksin. o beden toprak olmadan, ilim ile onu ebedileştir, şerefli bir varlik olarak hep yaşarsin ozaman.
*Degiştirmek için, Degişmek, lazim, Anlatmak için, Anlamk lazim, Konuşmak için,Okumak lazim, Iman,için Inanmak lazim, kazanmak için, hakli olmak lazim.
*Her milet yüce Allah’in birer ayetidir, onlari değiştirerek degilde, olari olduğu gibi kabul ederek Allah’a iman etim diyebilmeli ey iman edenler.
*Dindar nesilin yetiştirilmesi için, din kardeşini aşağilayarak, küçük görerek değilde. din kardeşlerine sarilarak, ozaman mükemel dindar bir nesil yetiştirdim diye bilesin..!
*Bu üklede kürdüm diyenler cezaevine atildi, ve halen atilmaktadir. öldürüldü, ve halen öldürülmektedir....!!
*Aklini kulanmayipta ebedi hayatini geçici bir hayatla değiştirene Nalet olsun. nefsi ona ne kütü bir hüküm vermiş, hiç te düşünmiyor baksana.
*Ey zalim zülmüne istediğin gibi devem et, kendini hakli çikar, ama bu zülmün en fazla yüz yil sürdüre bildin diyelim, ebedi hayatini bu zülmun sonucu olarak ateşte geçireceğinide biliyon değilmi ister inan ister inkar et bu büyledir .
*Allah’in bir insana verdigi haki zorla elinde alar. Varya onlarin varacaği yer ebedi cehnemdir. Çünkü bu dünyada kendilerine müsade edilmiş taki kedi zulmune kendileride şahit olsunlar.
107
*Allah rizasini kazanmanin yolu..! haksiz bir şekilde verilen savaşa engel olmak. zalime karşi çikmak. zalimi alt edene kadar mücadele etmektir.
*Herhangi birisine sorsan kardeşim allah rizasini kazanmak istermisin tabiki der. işte size allah rizasini kazanma yolu...Kürdlerin doğal haki olan dilinin, ünündeki engeli kadir, ve özür yaşamalarina müsade et ki Allah’in rizasina nail olasin, Bu yol için çaba veren herkese yüzde yüz Allah’in rizasina nail olacak ve garatisi kuran-i kerinde Allah’in izni ile size ispatlarim
*Hirsizlarin yönetigi bir toplum da ne güven kalir ve nede vijdan çünkü birbirlerini kardirmak için yarişa girdiklerini gürürsün,
*Herkimki irzi için şerefi için kişiligi için mücadele edip ölür veya öldürülürse yüzde yüz şehittir ey iman edenler alin size şehitlik mertebi
*Bir miletin dili inkar edilse o miletin kişiligi elinde alimisitr. kişilik eşittir şahsiyet eşittir şeref ve şahsiyet eşitir irz. Yer yüzunde yaşiyan her insan irzini ve şerefini korumak Allah’in emridir.
*Ey iman edenler bu gün islam ülkelerinde yaşiyan olaylar açik ibret ve ders alinacak şeylerdir, acaba Allah’a iman edenler bunun farkidalarmi? Yok diyorum eğer farkinda olsaydi bugün bu olanlari güremezdik,
*Bir insana haka hizmet için görev vetirilirse, o insanda haki unutup akraba, ve tanidiklara toplumun hakini verirse, yuce Allah mahşer gününde o insani hisizlik cezasi ile cezalandirilacak.
*Her savaş insanlarin özgürlüklerini kisitlar, ey iman edenler insalarin iradesine engel olan her harekete karşi çik çünkü bu ilahi emirdir.
*Allah bir insana kapisini açarsa, ve ona hidayetini artirirsa işte o insan topludaki yanlişlari ozaman gorür ve onlari tamir etmek ile meşkul olur.
108
*özgülük Allah’in insana verdiği bir hak, bir hediyedir, hediyeler korunmali ve sahip çikilmalidir, çünkü hediyenin değeri ve ağirliğinin karşiliği yoktur.
*Diler Allah’in ayetleridir, onlari ögreninki Allah’in hikmetini iyicene anlarsiniz işte ozaman haka gerçek itaat etmeniş olursun gerçek iman da odur,
*Var olan bir şeyi inkar eden,inkar ettiği şeyin varlığını ispatladığını farkında değildir; çünkü,inkar ettiğin vadır demeki inkar ediyorsun .
*Hiç bir zaman insanı dilinden kültüründen ve fiziki yapısından dolayı hor görme; çünkü, onlar yüce Allah’ın birer ayetidir.
*Eğer insan gerçekten anlasaydı, yanlız olmadığını onu koruyan yüce zatı idrak etseydi, yaşamda hiç bir güç ona zerre kadar zarar veremez.
*Her insanda iki koruma melaiket vardır. Ne vahim bir şey ki insan kendini koruyan varlığı göremiyor.
*Ayatul kursinin sadece ilk iki kelimenin sirinin anlamini anlasaydi insan gerçekten hata yapmazdi Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. insan ne zaman özünde uzaklaştiysa yaşamdaki gerçekler ona hayal olur
*Nezaman insan ruhunu beden kafesine hapis etiyse işte ozaman hakikati görmez, istek ve arzulara yenik düşer, Ruh gelidiği yeri unutuğu için, hakikat ona hayal olur.
*Ruh Akila eris edildiğinde beden kafesine hapisedilmiş demeki, Nezaman ki Akil istek ve arzularin emrine girdiyse işte ozaman insan önünü görmez olur.
*Daha önceden Allaha söz vermiş ve sözüne şahid olan ruhdur. demeki Akil ruhun emirinde olan bir askerdir, eger ruh akila esir edilmemiş ise o insan kördur basireti kapalidir.
109
*insan dediğimiz varlik nefs ruh ve akil ile varliğini sürdürür ruh bedenin hareketliliğini sağlayan nurullah yani geldiği yere insana yol, güsteren rehberdir.
*insanlar hakikatı hak olarak yaşayamadıysa yaşadığının hak olduğuna inanır ve öyle yaşar.” allah bizleri haki iedrak edenlerden eylesin Amin
*Bir insan bu dünyada niçin yaşadığını bilmezse, o yaradanıda bilmez ve tanimazda. Namaz dua gibi benzeri ibadetlerinden de feiz alamaz. Çünkü Ne zamanki bir insan,yaradanın emrine uymadan yaşadıysa. Onun için kural ve sınır da kalmıyor işte ozaman vahşi bir hayvanana dönüşüyor.
*Bütün Yaratılan varlıklar bu dünya yaşamında hesaba çekilmeden ve yaptıklarının hesabını vermeden,hiç kimse ebedi yaşama geçiş yapamazlar.
*Bu gerçeği herkes kabuletmek zorundadır. İster inan isterse inkar et ölmek gerçekten dünya,uykusunda,uyanmaktır.Ölmek ebedi yaşama geçiştir.
*Allahu ekber deyip musluman kardesini öldüren varya, ey iman edenler o,topraklarin asil sahibi yüce Allah’i unutunuz, zalim ve gaspçilara yardim etiniz ve halende ediyorsunuz. zülüm olan yerler islam ülkeleridir, ölümler islam ülkelerindedir şeytanlar cirit atiyor ülkelerinde onlarda şeytanlara yardim ediyorlar...!!
*Dünya yaşamı gerçekten bir sınavdır.Sınıfı geçmek veya sınıfta kalma sınavıdır.bu bir gerçektir şu anki müslümanlarin çoğu sinifta kalmiştir Baksaniza Medyumlar,falcılar,cinci hocalar, sahtekarların, Rahman sıfatına bürünen şeytanların kol gezdiği bir yaşam şekli ile karşi karşiyayiz. Haksız bir şekilde,zulüm ederek başkasinin malını zorla gasp edip haram bir şekilde para kazanmış, mal, mülk, sahibi, olmuş cahiller ise alim olduğu bir dünyada yaşiyoruz.
*Yaradılış gayesini bilmeden yaşıyan,insan. Bu dünyaya niçin geldiğini bilmez. Onun için diyoruzki Günumüzde ki yaşamin hakikatina bir bakin. Hakikat kayıp olmuş. Gelenek ,görenek, para, makam, mevki ise hak gibi gösterilen bir dünyada yaşiyoruz.
110
*Allah’in yaratiĝi varliklar içinrisinde sirrin en büyüĝü insandir, çünkü insanlarin Akli ile icad etiĝi şeylere, bakin asil sir insanin kendisi olduğunu görürsünüz.
*Sanal dünyasi dediginiz şey gerçekten ilim deryasidir kulanmasini bilene ne mutlu peki ilim nedir? ilim gözdür, akil gözün görmsini sagliyan işiktir.Akil ve ilimi yok sayip yürek ile haka gitmeye çalişan kördür, çünkü onlarin bir gün nerede düşeceği beli olmaz, körler ne kendisine yardimci olur nede başkalarina.
*Feraset ve basireti açik olan Alim bu ayeti ekrimede ne anlatiğini ve nasil bir mesaj verdiğini bilendir, çünkü meseleyi anlamiş, yer ve gökten yaşiyan varliklara emir veren ve hüküm eden insanlar o Ariffi Billah dediğimiz insalardir. Bakim yüce Allah bu ayeti kerimede neyi açikliyor Casiye,suresi ayet 13: Gökte olanları,yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda,düşünen kimseler için dersler vardır, Evet feraset ile basireti acik olanlar hem ilmel yakin ve hemde aynel yakin işin iç yüzünü bilen Alimdir.yani hem teori ve hemde pratiği bilendir;
*Her okuyan bilgilidir ama Alim degildir. Alim, feraseti açik; basiret sahibi olan insandir. bilgili ise okudugu konu hakinda uzman olandir
*Kulaktan duyma bir ilim ile yaşiyanlar zan ile konuşurlar,zan dogru olmayan bilgiyi anlatmaktir, yanlişa! inanmiş hemde inandirmaya calişir
*Boş olani doldurmak kolaydir ama dolu olana bir şey koymak hem zor hemde imkasizdir
*Cahil ile bilgisiz insanlarin arasindaki fark birisi kulakta duyma bilgiye ulasmiş ve doludur birisinde imkansizliktan dolayi okumamiş boş
*Bu yalancilarin aşka,sevgisine, sadakata, hayret ediyorum, öyle seviyorki ona ait olmasa kurşun sikip topraga gömecek kadar seven aşiklara bak ne vahim değilmi.?
111
*Bir kişi haktan uzaklaştiysa, Allah ona her zoluğu kolaylaştirir, zülüm yapmasina müsade eder, ta ki kendisi de şahit olsun ki nasil zalimleştiğini oğrensin.
*Sağirlar işitmez, körler görmez, Ey iman edenler kör olma sağir olma yarin mahşer gönünde hak huzurunda söyliyecek sözün olsun....!!
* Hucurat suresi ayet 10: Muhakkak mü’minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki size rahmet edilsin. bu emri duy ey iman edeler. Demeki Allah’in bu emrini duyan olsaydi, gereken neyse yapardi demki kimse duymamiştir. Ey iman edenler kardeş kavgasina engel olun onun hesabi gerçekten çok ağidir.
*Allah rizasi için bu memlekete Akli selim insan yokmu? 30 yildir, operasiyon tutuklama öldürme bitirdinmi? dur artik! Eyiman edenler, sesiz, kalmayin bu ölümlere ve tutuklamalarin suçuna sizde ortak olursunuz.
*Alim okuduğu şeyleri anlatan değil okuduğu ilim ile süylediği söz kendisine ait oladir.yani taklitçi degil taklidi görüp tazeyi getirendir.
*Dunya yaşaminda sanati ile sanaçiyi bulana ne mutlu.
*Bu üç şeyyin dişinda savaşmak zülümdür savaşana karşi sesiz kalmakta zülme ortak olmaktir ey iman edenler çünkü yüce Allah üç şey için savaşlara musade etmiştir. 1. ibadet etmen engelendiyse 2. özgürlügün elinde alindiysa 3. Namusuna diluzatip irzina tecavuz edildiyse..!
*Allah her insani hür ve azad yaratmiştir herkimki kendi çikari için başkasinin özgürlügünü elinde alirsa yaratanina karşi suçişlemistir...!
*Allahin insalara verdigi şeylerden dolayi, dillerinden, renklerinden dolayi savaşip onlari öldürürseniz öldüren zalimdir, ölen ise şehitir.
112
*A’raf suresi ayet 29: De ki; “Rabbim bana ölçülü ve dengeli olmayı emretti. Her secde yerinde ve anında tüm varlığınızla O’na yönelerek müşriklikten tamamen arınmış bir bağlılıkla O’na dua ediniz. Sizi ilkin yarattığı gibi yine O’na döneceksiniz. Namazda Ruhunla secde de olmadikça Allah’a yakin olamasin ibadetin Ruhuna ulaşmadikça, Ruhun haka ulaşamaz.
*Bir insan özünde nekadar uzakta ise kainataki her şey de ona okadar uzaktadir nezamki özünle birleştiyese herşey ona yakin olur
*Hucurat suresi ayet10: Muhakkak mü’minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki size rahmet edilsin.!
*Casiye suresi ayet 7: Her yalancı, günah yüklü kimsenin vay haline. Ey akil sahibi zan il konusma..! zalime otrak olma ki kurtulasin.! Bu ayeti okuyan ve duyan, akil sahibi insan, iç yüzünü bilmeden hiç bir konu hakinda ne bir kelime süyler, ve nede konuşanlari dinlemek ister, çünkü zan ile konuşan her konu yanlişa ve yalanda dayali bir bilgidir, mumin her türlü yanlanda uzaktir.
*Casiye suresi ayet 3: Göklerde ve yerde müminler için nice dersler vardır. Bakin bu ayeti iyicene anladiğimizda ilk muhatab iman edenlerdir iman edenler hep uyariliyor ve ilim öğrenmesi için gök ile yer küresini araştirin öğrenin öğretin diye ilahi bir emir olduğunu bildiriyor ey iman edenler sizzler bunu nekadar anlamişsiniz .?
*Sana verilen emanete nasil sahip çiktin ve nasil korudun diye sorulmadan kurtulacagini sanalar kendilerine zülmetmişlerde farkida degil.
*Güzeligine güvenip açilip saçilana bak kuvetine güvenip zülm edene bak senin o güzel fizigin ve kuvetli kolarin fare yilanlara yem olur ey insanoğlu neden halen anlamiyorsun.
*Insane oğlu eşitligi kabul etmediği için peygamberlerin getirdiklerine karşi çikmişlar. Çünkü eşitlik zalimin ve zenginin işine gelmediği için karşi gelmişlerdir. Eşitliğin olmadiği bir yerde Adalet olaz Adalatin olmadiği yerde özgürluk olmaz.
113
*Yüce Allah yeryüzüne peygaber gönderip, savaşsinlar diye degil, Allah’in Adaleti ile insanlar bir birleri ile eşit birşekilde yaşasinlar diye peygambeller gönderilmiştir.
*Yörüyüşle islam devrimcisi olunmaz ,okuyarak Allah’in ilmini ögrenerek, Adeletli davranarak, işte ozaman Allah adina devrimcilik yapatigini ispatliyabilirsin.
*Devrimci, islamciyin diyene, tek süzüm var, ey iman edenler ilk önce kendi beyinlerinde, devrim yapin da Allah’in emrine itaat edip ona yaşiyabilesin.
*Hissetmek, zandir yani zanetmektir. yüzdeyüz emin olmayan bir bilgiyi başkasiyle paylaşmaktir, doğruluğuna emin olmaya bir konuyu anlatan fintne ve fesada yol açar, insanlar arasinda fitme nifkini sokmak ise büyük günah sayilir.
*Hucarat suresi ayet 9: Eğer mü’minlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz; eğer biri diğeri üzerine saldırırsa, saldıranlarla Allah’ın buyruğuna dönmelerine kadar savaşınız. Ey iman edenler yüce Allah’in bu emrini duyup okuyan nasil olurda yer yüzünde yaşiyan zulme sesiz kalirsin.! Nasil olurda müslüman kardeşini yer ve yurtlarinda çikartmak için birleşiyorsunuz bunu yaparken Allahu ekbe diye tekbir getiriyorsunuz . siz yüce Allah’a hesab vereceğinizi unutunuz, yarin mahşer gününde oda size öyle unutur bilesiniz.
*Hucarat suresi ayrti 12 : Ey inananlar! Zandan çok sakının. Zira zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerinizi araştırmayın. Allah’in insanlara verdiği mesaji insan gerçekten anlamaiyor eğer anlamiş olsaydi dedi kodu diye bir sey yapmazlardi. Eğer anlamiş olsalardi başkasinin kusurunu araştirmazdi aybini çikartmazdi. Kusurlari örten bir perde olurlardi. Eğer anlasalardi yanliz yalan haberleri doğru olmayan bilgileri gerçek miş gibi anlatmazlardi.
*Allahin emirleri nedir dediğimizde 1. san vedigi kişiligi sahip çik, yani irzini koru. 2.ane ve babana itaat et yani diline sahip çik. 3. Allah’in sana gösterdiği oldan ayrilma.
114
*Ey insanlar Her uykuda uyandigin gün, yeni bir yaşamin başlagicidir, yeni güne güzel başlamak için iyi bir plan yap ki zamanin boşa gitmesin, çünkü zaman geri alamadigi için yaşadigin, an çok önemlidir.
*Sevmek bir çiçeğe benzer elinle tutugun an solmayabaşlar, çiçeği uzakta seyir etmek, ise aci verir. Bir insane duygularini sevgide ayirabildiyse işte
ozaman o sevgi ebedileşir.
*Ey insanlar sen bu dünya yaşaminda kendin özünden uzak oldugun kadar, herşen senden o kadar uzaktadir, nezaman ruhunla birleştiysen işte ozaman uzaklik yakinlaşir.
*Her duygunun altinda cidi bir istek vardir. Çünkü duygu isteğin askeridir. Akil ile hareket eden kişiliğine ve işteğine hakim olur, onun için diyorumki her duyguya hakim ol ki güzel amel ve güzel ahlaka sahip olabilesin. Duygularini Aklin ülçülerine güre ayarla ki sana zarari dokunmasin.
*Isra suresi ayet 36: Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp var ya, bunların hepsi konusunda sorguya çekileceksiniz.
Ey iman edenler bu ayeti okudunuz degilmi hani nahal suresinde yuce Allah iman edenler her türlu kütülüklerde uzak dusmasi demisti ya burada nasil uzak durmasini bildirdiği gibi açik bir şekilde de uyariyor nesihan anlama ne mutlu Nahl suresi ayrt 128: Çünkü Allah kesinlikle kötülükten uzak duranlarla ve iyi davranışlarla beraberdir.
*Ey insanlar Allah bizi islah etsin demiyorum, çünkü bizler kendimizi islah edip, ilahi huzura çikmadikça. Allah bizleri islah edemez.
*Aydin insan toplumun gören gözüdür, göz haki göremiyorsa. halk nasil göre bilsin. çünkü halk gören gözün bedenidir.
*Türkiye nazi kamplarina dünüştüreni görmeyipte burda çok akili ve güzel kelime yazan aydin diye geçinenlere hayret ediyorum
115
*Başka miletin barişi için çalişan bir başkan kendi miletine zülüm yaparsa gece gündüz namaz kilarsa dahi o namazin kendisine bir faydasi olamaz.
*Bakara sursi ayet11Onlara yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın denildiği vakit Biz yapıcı,düzeltici kimseleriz”derler. iyi bilesiniz ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, fakat bunun farkında değildirler. .
Gerçekten güzel süylemis. insani Özgür olarak dünyaya günderen Allah Özgür yasam için mucadelede eden insan Allah’in emrine itaat etigini ispattir.
*Kendi miletine zülüm yapan baskalarina da haki ve adaleti izan edene yaziklar olsun Var olan bir sorunu gürmek istesende istemesende, vardir Aklini kulanip sorunu çüzmek için uğraşirsa o zaman hak olduğunu ida edebilirler insan.
Bir söze sabredemeyen, çok söz işitir. İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.
*Hiç Bir insani ne dilinden, ven ede fizigi yapisindan dolayi hor görmek kendini ondan üstün gürme eğer öyle yaparsaniz Alah’in yaratigini begenmeyip ona karsi gelmektir
*Islamin şarti beştir birini eksik yaşayan insan kapi ve penceresi olmayan bir evde yaşiyan insan gibidir. yani güvencede degildir.
*Bir insanin, müslüman olduğunu belirliyen üç üzelik bulunmasi şarttir, güvenilir olmasi, mutevazi olmasi, yalanci olmamasi.
*Rabime şükürler olsunki bugün iki tane Belçikali insanin müslüman
olmasina vesile etigi için
*Kuran-i kerim’de sikça anlatilan zülümdür onun içindir ki zalimin zülmüne karsi sesiz kalan insanlar zalim kadar suçludur
116
*Allah ile ilişkisini koparan insan, Allah ona yer yüzünde bocunculuk yapmasina musade eder ki suçlu oldugu iyicene ispatlansin
*Belanin en büyügü Allah’in adini kulanarak adalatsiz davranip yer yüzünde bozgunculuk yapmaktir
*Güzel ahlak hayırlı bir yoldaştır, Akıl hayırlı bir arkadaştır, Edep hayırlı bir mirastır, Bunlari anlamak için ilim ogrenmek gerektir
*Âlimin hatası, kaptanın hatasına benzer. Gemi batınca, onunla beraber birçok insan da batar.
*Müslüman sadece söylediklerinden değil,Söylemesi gerekirken söylemediklerinden de sorumludur
*Haki gormiyen insan gormek istedigi hak oldugunu ida eden ne büyük bir aptalik yaptigin farkinda degil galiba çünkü insanlar yazdiklari gibi yaşiyabilselerdi günümüzde bu sorunlar,savaşlar olmazdi insan yazarken çok bilgili,yasarken,çok zalim ve cahildir, ne vahim birşey.!
*Cennete, giden,yol, Allah’i tanimak, ilim ögrenmek, ögrendigi,ilimle amel etmek.bu yolun başlangıcı namazdır. çünkü Allah giden yol Namazdir
*Anlamak yazı yazmak değil, anlamk öğrendiğin ilim ile yasamaktir.
Bir seyi tam bilmeden o seyi temsil ediyorum diye ida etmek ise yalanci oldugunu ispatlayan insandir.
*Hakikatı anlamak ve idrak etmek için, islamı iyicene anlamak öğrenmek gerekiyor. Hakin emir ve yasağini bilmiyen insan nasil riyayet etmesi gerektiğinide bilmez.
*Kuvvete dayanmayan adalet acizdir ve göçsuzdur, adalete dayanmayan
kuvvet ise zalim ve zorbadir.”
*Mezarlik insan oglunun topraga girmeden önce adlarini, ve kimliklerini toprak üstünde biraktigi yerdir
117
*Müslüman sadece söylediklerinden değil,Söylemesi gerekirken söylemediklerinden de sorumludur. Yani insalara iyiliği süyler kütülüge engel olacak nesihat etmekle gürevlidir
*Avrupa halkinin ekonomisi bozuldumu zihinleride bozulur, baksana sagcilar gitikce güçleniyor, ekonomi kirizinin sebebi sanki yabancilarmiş gibi gösteriliyor, halbuki buradaki yabancilarin bir çoğu bunlarin sümürgesidir, sümürdüğü ülkelerin bütün zenginlik kaynaklarini çalip geritmişler, o insanlara kendi yutrlarinda bariman imkanini birakilmadiği gibi buradada kovmasi için ne lazimsa yapmaya çalişiyorlar.
Güzel Sözler
*Her meslek bir uzmanlıktır. Asıl uzmanlık ise kendi nefsini tanıyıp emrine alan insan uzmandır. (Nefsini bilen Rabbini bilir.)
*Seni uzaktan sevmeyi, sana bakmadan ğörmeyi, seni duymadan dinlemeyi, göz yaşlarımla gülmeyi, kavuşmak için sabretmeyi her şeyi öğrendim ama sensiz olmayı asla.
*Dünya bir dinlenme tesisi, insanda o tesiste gecici bir misafirdir; o zaman kin, hirs, düşmanlık neden.
*Dünya yaşamında kadın ile erkek, gök ile yer gibi, bir birlerini anlamaları lazım. Eğer bir birlerini anlayamazlarsa; havasız toprak gibi olur. Hava almıyan bir toprak, pek fazla verimli olamaz.
*Anlamak yazı yazmak değil, anlamk öğrendiğin ilim ile yasamaktir.
*Güneşin doğuşu sadece aydınlık için değil; doğada yaşıyan bir çok göremediğimiz canlıya da yaşam veren bir nesnedir. Akıl sahibi olan her insan, hem kendisine hem de başkasına aydınlık veya umut olma vesilesiyle, uykudan uyanmalıdır. Böyle bir düşünceya sahip olduğumuzda doğayı ve dünyayı güzelleştirmek için atacağımız en güzel adım ve aynı zamanda mükemmel bir başlangıçtır.
*Yaşamda gerçek bir dost, yer altında sakladığın bir
118
define gibidir. Onu sende bulan insan sevinir.
*İnancı olmayan bir insan kapısı olmayan bir eve benzer; kapısı olmayan evin güvenliği yoktur.
*Zannetme ki gözlerim sana baktıkça bıkacak, ölsem ruhum daima seninle kalacak.
*Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz.
*Her kapıyı açmanın kestirme yolu anahtar aramak değil, anahtar adam olabilmektir.
*Kalp sırra, sır da Hakk’a itimat ederek sükûn bulur,
*İyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir.
*Düyan yaşamı, gerçekten bir sınavdır. Sınıfı geçmek veya sınıfta kalma sınavıdır. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki sınıfta kalan insan başarısız insandir, onun için iyi çalış ki sınavı kazan; geleceğin güzel ve rahat olsun. Bu sınavın sonucu gerçekten ebedidir: Sonu olmayan bir yasama hazırlık sınavıdır. Ona göre oyle bir şekilde hazırlan ki kazanacağına dair yüzde yüz umutlu olki başarabilesin.
*Varolan bir şeyi inkar eden insan, inkar ettiği şeyin varlığını ispatladığını farkında bile değildir; çünkü, inkar ettiğin o sey vadır ve inkar ediyorsun demek.
*İnsan sevmek istediği sevgilisini, beyin ve yürek ile sevdiği zaman tam sevmemiştir demek; çünkü, yürek durur, beyin unutur. Ruhunla sevki çünkü ruh ne durur, ne unutur ve ne de ölür.
*İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır.
*İnsanı anlamak kolay değildir. Anlayıpta bırakmak akıl işi değildir. Yanında kalsanda çare değildir, ama yinede bırakıp gitme sen.
119
*Yaşamda insan anne ve babayı tercih hakkına sahip olma yetkisi elinde alınmış ve bu irade elinden alındığı için var olanı kabul etmek zorunda bırakılmıştır. Her insanı olduğu gibi, kabul etmediğin müddetçe yüce Allah’a tam olarak iman etmiş olamazsın.
*Hayata, sanata değil sanatçıya hayran olmak en dorğusudur. Baksana semanın yaratılışına ufak bir leke bulabilir misin? Baksana insan fiziğine ufak bir hata bulabilir misin? baksana tabiatın yaratılışına ufak bir yanlış bulabilir misin? Bu sanatçıyı aramaya hiç zaman ayırdın mı?
*Ey insan! Onu aramak için kendine hiç soru sordun mu? Ey güzel kardeş! Hani sen çok bilen ve bilgiliydin, senin bilgin bunları yaratanı bilmediyse, o zaman bedenin o bildiklerine köle olan biz hizmetcidir.
*Yaşamda tanımadığın her insan hiç okumadığın ve bilmediğin bir kitap gibidir, okumadan anladım demek ise en büyük yanlışı yapmaktir.
*Hiç bir zaman insanı dilinden kültüründen ve fiziki yapısından dolayı hor görme; çünkü, onlar yüce Allah’ın birer ayetidir.
*Eğer insan gerçekten anlasaydı, yanlız olmadığını onu koruyan yüce zatı idrak etseydi, yaşamda hiç bir güç ona zerre kadar zarar veremez.
*Anlamak yazı yazmak değil, anlamak öğrediğin ilimle yaşamaktr
*Her insanda iki koruma melaiket vardır. Ne vahim bir şey ki insan kendini koruyan varlığı göremiyor.
*Hayat bir çesmeye benzer; dünyaya geldiğin gün o çesme durmadan akar. İnsan istese de onu durduramaz. Bazı insanlar o akan suya ufacık bir kanal acar, kimseye zararı olmadan akar gider. Bazılarıda hem kendisine ve hemde başkalarına adeta yaşam kaynağı olur. Ama bazıları'da varki akan hayat çesmesinin farkında bile değil, akan su yerin dibine aktikça, bir bataklık haline gelir. Dışta güzel bir yeşilik olduğunu sanırsın, ama entehlikeli bir
120
tuzak olduğunu kendisi bile bilmez.
*İnsanı aldatırlar, yer yurdunu alırlar, zulum ve zor dayatırlar bunu yapan insanlar
*İnsanın adı vardır, yurdu onu tanıtır, eğer yurdu yok ise tanıması zorlaşır.
*Yine açma bu sırları deli gönlüm sen benim, gök yüzünün nurlarıyla yakıyorsun sinemi,
yüce hakkın cemali görmek olsun dileğin onu ulaşmak için salih zat olmak lazım.
*Evet insan insandır topraktan var olan, bu gerçek toprağın altındadır.
*İnsan yazı yazıyor, kendini kandırıyor soranlar çok oluyor ama yaşamı anlamıyor.
*Uyuya kalmışım ben bu rüyada, gerceği yazarım inan dünyada, uyuyamaz oldun sen küçük yaştan, kaderi ilahi anla be insan.
*Uçma ey yabani kuş! Nereye gidiyorsun, o güzelim dağından sen neden iniyorsun.İnmek kolay diyorsun ama yaniliyorsun, benim gibi sende bir gün özlemi çekiyorsun, O güzel yaylaya kuşlar konuyor, kanatsız kuşların yeri olmuyor. Uçmak istesende yere düşüyor, düşmektense burada bekle yine sen, çayira bakınca yeşil gözükür, insana baktıkça güzel bir yüzüdür, anladığın zaman saklanmaz özü, maskenin altında saklıdır yüzü.
*Ey sana sesleniyorum sana! Sen ne diyorsun bana, karlar neyle eriyor güneş ile yağmursa Allah’ın rahmetidir. Baksana sanaıina, anlamadın be insan yazıklar olsun sana.
*Mezarlık insanoğlunun toprağa girmeden önce adlarını ve kimliklerini toprak üstünde bıraktığı yerdir.
*Sevmek anlamaktır, sevmek yaşamın acı ve tatlı yönlerini paylaşmaktır, sevmek ruhen güçlenmektir; çünkü gerçek aşkın manevi gücü ve enerjisi ruhtur.
*Bana bir şiir, yazı içinde alabildiğince mutluluk olsun, ayın gölgesinde sevgi tohumlarıyla yeşerip dursun, bana
121
bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın, yağan yağmurlarla ıslanan bedenime ışık saçan gözlerinle kurutsun.
122
Her akili insanin kendisine sormasi gereken soru, dünya dedigimiz yerküresi gerçekten darmi? Yeryüzünde yasinyan canlilarin rahatlikla yaşiya bilmesi için yeterince rizik yokmu? yeryüzünün yüzde kaçi acaba kulanilmaktadir? yeryüzünde bütün cali varliklarin yararlanmasini sagliyan herşeye insan dedigimiz varlik ulaşabilmişmi? kocaman yerküresinin yüzde kaçi insanlar tarafinda kulaniliyor? insanlar neden beli yerlesim merkezlerinde adeta hasip edilmiş bir şekilde yazamak zorunda birakilmiştir? bu ve buna bezer sorular sorulsaydi gönümüzde insanlarin bir birlerini öldürmeleri olurmuydu acaba? savaşlar olurmuydu acaba birbirlerinin elidekini alma mucadelesi olurmuydu?
Bir bakin bakalim yuce Allah bin dürtyüz yil once bize neyi bildiriyor bakara suresi ayet 29- O ki, yeryüzünde bulunan bütün varlıkları sizin için yarattı. Sonra da göklere yönelerek onları yedi gök olarak düzenledi. O her şeyi bilir. ve yine bir daha bakalim kurani kerimi iyicene anlamaya calisalim yine bir başka ayeti kerimede Hud suresi ayet 6- Yeryüzündeki bütün canlı türlerinin beslenmelerini ve geçinmelerini sağlamak Allah'ın garantisi altındadır. O, onların ilk barınma yerleri ile geçiş yerlerini bilir. Bütün bunlar açık bir kitapta yazılıdır. " bu iki ayete açik bir şekilde anlaşiliyorki yaratan yaratigi varliklar icin yeterince rizik ve beslenme yerleri yaratmiştir iyicene bir düşünelim yerküresinde göre bildiklerimiz bunlar hele birde yeraltindakilerinin nekadarina ulaşmiştir insan dedigimiz varlik, bir daha düşünelim denizlerin icindekilerine nekadar ulasmistir insan, bunlari hepsini iyice anlamya calistigimizda rahatlikla gore biliyoruzki bu savaş ve ölümler gerçekten oyun bozanlarin ve şeytanlarin birer oyunudur
Seni hayalimde sevmeyi, sana bakmadan gormeyi, seni duymadan dinlemeyi, goz yaslarimla gulmeyi, kavusmak için sabretmeyi oyleki her seyi ogrendim, ama sensiz olmayi asla.
Hayata sanata deyil sanatciya hayran olmak en dorgusudur, baksana semanin yaratilisina ufak bir leke bula bilirmisin. baksana insan fizigine ufak bir hata bula bilirmisin. baksana tabiatin yaratilisina ufak bir yanlis bula bilirmisin. bu sanatciyi aramaya hic zaman ayirdinmi,ey akil sahibi olan insan
123
HELBEST LI SER RESÛLULLAH s.a.v
Ev şevekî pir zelal bû navê Ahmed lê peyda bû,
Ayet nezil bû li Medîneyê ew Muhammed Mistefa bû,
Meleka tev selaw didan ji bo navê Resulullah,
Werin em tev bi hev ra bêjin; laîllahe ilallah,
Hela rabin ji vê xewê ew xewa wekî mirinê,
Tev bi hev ra tobe bikin ji bo Xaliqê Alemê,
Her çûye di riya wî da sebir dikin ji bo Xewda,
Werin tev selewat bînin ji bo navê Resulullah,
Zimin ketî erş û àlà selav dida Resûlullah,
Werin gişt bi hev ra bêjin; lailahe îllallah,
Ew Xaliqê àlemê ye hîdayet bi emrê wî ye,
Mizgîn şandî wî ji me ra ji bo kesên di rêya wî da
Ew Xewedayê Rebê jorîn emir dabû ruhul emin,
Hanîbû ji me ra mizgin digot hemû qanûnên din,
Ew qanûnên bi edalet tev kir bedena Mûhammed,
Go ev Resûlê Xewdê ji bo alemê kir rehmet,
Yusuf YILDIZ
124
Yusuf Yıldız kimdir?
1966 ‘da Muş’un Varto ilçesine bağlı Viranc köyünde dünyaya gelmiş. Bazı sebeblerden dolayı 1989’dan beri Belçika da yaşamaya başladı ve tahsilinin çoğunu yurt dışında tamamladı. Ana dili ile birlikte beş dil biliyor. Bunlar:Kürdçe, Fransızca, Holandaca, Türkçe ve Arapça dilleridir. Küçük yaştan beri yüce Allah'ın gösterdiği yolda yaşamaya çalışan Yusuf, dini konularda ciddi araştırmalar yapmış ve yılların araştırması sonucu olarak yaratılış gayesini anlamak kitabının yazarıdır.
Yazan Yusuf Yıldız
12/02/2011

 

 

INSAN VE SIRLARI  بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Aslinda yuce allahin yaratigi varliklar içerisinde sirrin en boyugu insandir insanlarin icad etigi seylere bir bakin asil sir insanin kedisi ondugunu gorursunuz,

Bakara suresi ayet29- هُوَ الَّذِي خَلَقَ لَكُمْ مَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ فَسَوَّاهُنَّ سَبْعَ سَمَوَاتٍ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ O ki, yeryüzünde bulunan bütün varlıkları sizin için yarattı. Sonra da göklere yönelerek onları yedi gök olarak düzenledi. O her şeyi bilirHicr suresi21-وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلاَّ عِندَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلاَّ بِقَدَرٍمَّعْلُومٍ Evrende varolan her şeyin hazinesi, ana kaynağı bizim yanımızdadır. Ve biz her şeyi size belirli bir ölçüye göre indiririz

Eger insan kendi kendine her sabah bu soruyu sorsaydi hic birzaman yanlis yapmazdi ve mahcubda olmazdi, Ey nefsin senin kim oldugunu unutma! Nicin yaratildigini unutma!. Hic birzaman insanlarin yaptigi hatasindan dolayi horgurme! Insanlarin kusurlarini orten bir perde ol! Cunku o insan yaradilisinin gayesini tam anlamadigi ve bilmeden yasadigi icin hatasi olmustur de!. Ey Nefsim Bu dunya yasami bir kac gonluk izin misali Dunusu kesin olan bir yolculuk oldugunu unutma! Izlenmekte oldugun bir yolculuk icinde oldugunu unutma ey nefsim! izinde iken rahatsiz edecek botun davranislardan kacin! Bu dunya yasamini gercekten boyle olduguna inansanda inanmasanda oyledir ey nefsim! Bu sekilde yasamayi sec ve basarili ol ey nefsim! Ozaman nefsin anlarki Duyan yasami, gercekten bir sinavdir, sinifi gecmek, veya sinifta kalma sinavidir?Hepimizin cok iyi bildigi bir gercek sinifta kalan insan basarisiz insandir, Basarisiz insan bilgisiz insandir. Bilgisi az olan insan dunya mesakatinin oyuncagi olur. Sonsozu bu olur ozaman Ey nefsim iyi calis ki sinavi kazan gelecegin guzel ve rahat olsun. Bu sinavin sonucu gercekten ebedidir hic bir zaman sonu olmaya bir yasamin hazirligidir onun icin guzel calis ona gore oyle bir sekilde hazirlan ve kazanacagina dair yuzde yuz umutlu ol ki basarabilesin!!

Manzara resimleriManzara ResimleriManzara ResimleriManzaralarManzara resimleriManzara

INSAN hakikati geregince iradesi elinde alimis, bir varlik oldugunu unutugundan dolayi, kainata'ki hakikati anlama ve arastirma isi onu için ulasilmaz bir sey oldugunu sanir,
cunku insan ne zaman kendi ozunde uzaklastiysa yasamdaki gercekler ona hayal olur

Hayat bir çesmeye benzer, dunyaya geldigin gun o çesme durmadan akar.Bazilari akan suya ufacik bir kanal acar,kimseye zarari olmadan akar gider.Bazilarida hem kendisine ve hemde baskalarina yasam kaynagi olur.Ama bazilarida vardirki akan hayat çesmesinin farkinda olmaz akan su yerin dibine aktikca bir bataklik haline gelir disi guzel bir yesilik oldugunu sanirsin, ama entehlikeli bir tuzak oldugu kendisi bile bilmez. soz yusuf yildiz

Kurani Kerimi üç bölume ayirdigimizda anlamasi kolaylasir ve anlasilmiyan veya sirlar dedigimiz çok seylerin anlasilmasi dahada rahat olur.
1. insan hak ve hukuklari anlatan kitabul haak, gercek adelet nedir hukuku nedir ve nasil olmasi gerekritdigini anlatan, katabul haak
2. kainataki yaratilis sistemini anlamak, çalisma sistemdeki uyum mekanizmalirin bir birleriyle  ne ve nasil diyalog içerisinde oldugunu anlamak ve ögrenmek için gerçek bilgi kaynagi olan kitabul ilm.
3. insan saglik sorunlarina cevap bulmak kulanilmasi gereken ilaçlar veya madelerin neler oldugunu anlatan sifa ul kitap 

Gün Batımı    Album bekijken: Mijn Album - 5 februari 2011 (0 keer bekeken)        Medine resimleri (Peygamber Efendimizin Kabri Şerifleri)

*Ister inanan, istersende inkar eden her insan, Allah'in emirlerine itaat etmek zorundadir,Ama ne yaziki bir çok insan, bunun farkinda bile degildir.

*Çünkü yaşadığımız dünyada, hakikati anlamak için, okadar açik ve net olan seyler vardirki, onlari görmemek, veya Anlayipta idrak etmemek için, gerçekten, ya kör, ya deli,veya aptal olmak lazim.

*Çok basit bir örnek, Dünyada yasiyan insanlarin sahip oldugu, teknik, ve teknolojisi,her nesi varsa,ve ne kadar bilgili veya bilgiçlik taslayan insanlar varsa hepisini, bir araya getirsinler.

*Gecenin Gündüz, veya Gündüzün Gece olamsina engel olsunlar.? Veya Bir insanin Ölum ani geldigi zaman Ölmesine engel olsunlar.?

*Veya Bir insanin Ane ve Babasini, kendi iradesi ile tercih hakkini eline verip, öyle dunyaya gelmesini saglasinlar.insan bunlarin hiç birisini yapamiyorsa? tabiki yapamaz. demeki yuzde yuz ispatlaniyorki insanin iraden kendisinin elide degildir.

*Günesin dogusu sadece aydinlik yapmak için deyil, dogada yasiyan bir çok güremedigimiz canliyada can veren bir nesnedir. Akil sahibi olan her insan, hem kendisine, ve hemde baskasina, aydinlik olma,veya umut olma vesilesiyle, uykudan uanmalidir. böyle bir dusunceya sahip oldugumuzda dogayi,ve dünyayi güzelestirmek için atacagimiz en güzel adimdir ve en mükemel bir baslagiçtir.

*Dünya bir dinlenme tesislerigibidir, insan'da o tesislerde gecici kalan musteri ve bir misafir gibidir,Ozaman kin hirs düsmanlik niçin mademki misafir oldugunu anladiysan,

Cin, Boyu,Sihir gibi hastaliklarin tedavisi icin yuzde yuz sifa ayetleri. hakkikati idrak etmek ve botun sikintilardan kurtulmak icin bu siteyi olusturduk.

Yilarca bu konu hakinda  arastirip  ve inceledigim gercek bir bilgiyi,  kainat ta ki en degerli varligi olan insanlarla paylasmak  ufak ta olsa islama ve insanlara hizmet etmek icin burda oldugumu bilmenizi arzederim.
Conku gonumuzde Medyumlar Falcilar Cinci Hocalar
Rahmani sifatina borunen, seytanlarin kol gezdigini gordugumde, bir musluman olarak, burda olmak bir borctur diyorum, toplumun icinde cokda dogalmis gibi gelecek le ilgili haber veren guzelik melekleri gibi dolasan bu tur bazi insalara dur demek lazimdir,
Halbuki hepimizde cok iyi biliyoruzki gelecegi allahtan baska hic kimse bilemez ama goruyoruz ki yarin veya gelecek yil ne olacak nasil olacagini insanlara hic utanmadan sanki elerinde gercek bir delil varmis gibi suyliye biliyorlar, halbuki bunlarin anlatiklari binde biri ancak dogrudur, bu tur insanlarin gelecekle ilgili ne tur bir bilgiye sahip olduklarini ve ne kadar cok sey bilebildiklerini ve nasil bu bilgiye ulastiklarini detayli bilgi icin cin suresini anlayarak okudugumuzda  herkesin anliya bilecegi acik bir sekilde   anlatilmistir.
Dgerli kardeslarim arayip buldugum bu ayetki kerimeler bir cok cidi pisokolojik rahatsizliklara kendi kendiliginden dusup bayilan insalara  cin bouyu sihir den dolayi rahatzis ondugu soyliyen insalara yuce allahin izniyle yuz de yuz yardimci olacak ve eski haline geri gelecektir Bu ayeti kerimeler bu tur rahatsizliklarda denemis ve yuzde yuz sonuc alimistir. buyada sayamadigimiz daha nice sikintirada yardimci olacagida kisin

Bu anlatilan hastaliklarin nasil ve neden oldugu kurani kerimde ayetlerle ispatlidir,yani cin vardir,  boyu vardir,
insan ve cinlerin bir birleriyle iliski kurup insanlara zarar vermek icin hileler kuracagina dair ayetlerle tespitir.
Bir musluman olarak bunlarin tersini dusunmek kesinlikle soz konusu degildir,boyunun varoldugunu ispatlayan ayeti kerime

وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ felak siresi 4 insan ve cinlerin bir birleriile iliski kura bilecegi ayeti kerime cinsuresi 6 وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقاً

Simdi burada medyumlar, veya bu isi meslek edinmis insalar, bu isi ticaret araci olarak kulanan sahte alimler, hic bir bilgiye sahip olmadigi halde, bilgiliyim diyen insanlar, bu is cok boyuk bisey mis gibi laflarini dolandira dolandira  anlatmak istiyen insanlara, direcegimiz tek kelime yer ve gok sahibi olan yuce allah hic bir zaman meydani cin ve seytanlara bos birakmamistir, 

Burada iyi anlasilmasi gereken tek sey Boyu nedir nerde gelmistir, cin nedir, insan cil iliskisi nasil olur,  konularina girmeden tek kelime !! bu isi yapanda yaptiranda yuce hakka ve kurani kerime muhalefet etmistir!! ve bu isin detayina girmekte bizim isimis degildir diyoruz,

Herkesin iyi bilmesi gerken sey bu tur rahatsizliklarin yok olmasi tamamen otdadan kaldirilmasi icin kurani kerimdir!!kurani kerim sifaul kitaptir!!.

Burada anlatmak  istedigimiz tek sey  islami ilim ile bu meseleyi  gercekten arastirip vardigimiz sonucu  insanlarla paylasmaktir,

Toplumun neredeyse boyuk bir kesimi falcilarin bouyuculerin cinci hocalarin yaninda sifa bulmak umuduyla bir arayis icerisinda oldugunu gordugumuzden dolayi bir musluman olarak bu meselenin asil ozu nedir islamda insanara gelecekle ilgili bilgi vermek varmi varsa nicin verilmiyor bu meseleri anlamak ve anlatmaktir  asil sifanin nerde ve nasil aranmasi gerektigini bu tur rahatsizligi olan kardeslerimiz ne yapmali nasil yapmali  bu kardeslerime yardimci olmak, dinimize azda olsa hizmet etmek  istedigimizi bilmenizi icin burdayiz, sunu suyliyoruz sana ait olmayan bir seyi nasil sata biliyorsun ilim bilgi ve her seyin sahibi yuce allahdir bu isi ogrenmenin yolu ise  islamdir, onu ogrenmek ve ogretmek te parayla degildir,

Boylesi cidi rahatsiligi olan insanlara  kesinlikle hic bir karsilik istenmeden yardimci olnunacaktir,

Bu sitenin amaci bu konularda para veya madiyeten bir cikar elde etmek  icin kesinlikle yazilmamistir,

sadece bu rahatsizliklari olan kardeslerimize yardimci olmak ve yukarida anlatigimiz kisileri  arayipta sifa buluyor umuduyla  arayis icerisinde olan  kardeslerimize suyliyecegimiz tek sey islamda baska sifa gercekten yoktur, sana yardimci olmak istiyen kisi, kurani kerimin okuyor olsa dahi, islami allahin emir etigi  sekilde yasamiyorsa onu sana verecegi sadece zehirdir,  sakin arayip buldum ve kurtudum deme,  cunku sana zaraz veren dusmanina nasil olurda inanirsin sana sifa verir, ve sana yardim eder, yani cinci zaten cinlerin maskarasi olmus, nasil olurda sendeki  cini def edecegine inaniyorsun, bir boyucuye ilmi seytan  ogretiyor ogretigi seylerle insanlara zarar  versindiye,  nasil onurda insan oglu halen anlamiyor ona ve onun  ejdadina dusman olan seytan ve onun yardimcilarinda yardim bekliyor,

Yuce allah kurani kerimde acik ve net beyan etmis sytan insalarin dusmanidir,  nasil olurki senin dusmanin senin geleceginle ilgili guzel seyi sana verebiliyor, nasil dusune biliyorsunki insana eziyet eden seytan sana sifa verir ve sana yardimci olur umuduyla yanin  gide biliyorsun,

Herseyin Basi ilim ve bilgidir, bilen insana zaten hic bir seyden korkmaz ve hersyin yuce allahin kudreti ve kuvetinde oldugunu bilir bir sikitisi olursa ona dayanir,  

Bunu  gercekten anlamak lazim bu tur rahatsizliklarin sifasi  sadece ve sadece kurani kerimdedir, ve bu is yazip vermeklede olmuyor,  bu tur rahatsizligi olan insanlarin ozerinde kesinlikle okumak lazim ve okunmus su ile yikanmasi lazim ozaman allahin izniyle sifa buluyor,

yaratilan her zerenin rizkina kefil  allahtir rizik icin endiseye girme yanlis yaparak birseye sahip olmaya calisma  

Bazi sikintilarda kutulmak icin devamli olarak bu ayetleri okunsa insan insallah yuce allah tarafinda kendisine bir yol gosterilecektir ve sikintilarda kurtulacaktir